Translate.vc / Espanhol → Turco / Käte
Käte tradutor Turco
12,498 parallel translation
¡ Kate!
Kate!
Antes de que Kate fuera a París, se hizo amiga de esta joven en Londres.
Kate Paris'e gitmeden önce, Londra'da genç bir kadınla arkadaş olmuş.
Y ofreció a Kate ponerla en contacto con Tamir Zakayev.
Ve de Kate'i Tamir Zakayev ile iletişime geçirmeyi teklif etmiş.
Bueno, Kate es una fugitiva internacional.
Kate uluslararası bir kanun kaçağı.
Tamir es el tío de Kate.
Tamir Kate'in amcası.
Kate se reúne con el, hace una copia del disco duro del ordenador de Zakayev, y luego se marcha.
Kate içeri sızar, Zakayev'in bilgisayarındaki verileri indirir ve çıkar.
Supongo que sí.
Sana Kate konusunda iki şartla yardım ederim.
Te ayudaré con Kate con dos condiciones.
Martin, pazarlık yapacak konumda değilsin.
¿ Kate?
- Kate?
¿ Kate?
Kate?
Bien, Chris, sé que ahora eres muy sofisticado, pero ningún hombre puede resistirse a la llamada de la supermodelo disminuída psíquica Kate Upton.
Evet Chris. Artık entelektüel biri olduğunu biliyorum ama hiçbir erkek zihinsel engelli süpermodel Kate Upton'ın cazibesine karşı koyamaz.
A Kate Upton se le acaba el tiempo.
Ama bu fırsatı kaçırmamalısın Chris.
Se acaban las oportunidades.
Kate Upton'ın zamanı gitgide azalıyor.
- Kate, ¿ qué pasa?
Kate, neler oluyor?
- Debo irme. - ¡ No, Kate!
Gitmeliyim.
¿ Por qué me dejas afuera?
Hayır, hayır! Hayır, Kate...
Castle, te quiero.
Kate, neden bana anlatmıyorsun? Castle, seni seviyorum.
Kate... ¡ Kate!
Kate. Kate.
Supe que era extraño porque tenía dos años de antigüedad... Era de una ex-agente llamada Kate Beckett.
Doğrusu, biraz garipti çünkü arama 2 yıllıkdı ve arayan eski bir ajan Kate Beckett'dı.
Sería mejor que se suicidara, Kate.
Kate, kendini şimdi öldürürsen iyilik edersin.
- No le creas, Kate.
Seni öldürecekti!
- Castle, ¿ qué haces aquí?
- Ona inanamazsın Kate. - Castle, burada ne arıyorsun?
- Kate...
- Kate.
Aunque llegó un poco tarde al trabajo... démosle la bienvenida oficial a su primer día a la Capitán Kate Beckett.
Göreveme başlamak için biraz geç de olsa yeni Başkomiser Kate Beckett hoşgeldin diyelim.
- No fue tu culpa, Kate.
Ölümleri senin hatan değildi, Kate.
Gracias, Kate.
Teşekkür ederim, Kate.
Disculpa. Estoy buscando a Kate.
Pardon, Kate'i arıyorum ben.
Mira, Kate está en problemas.
Kate'in başı belada.
¿ Qué hay acerca de Kate?
Kate ne olacak?
- Voy a ayudarte a pasar esto, Kate.
- Bunu atlatacağız, Kate.
- Soy Kate.
- Ben Kate.
Convencí a Simon para llevaras a Kate, pero no tienes que estar a la vista.
Kate'in amirliğini yapabilmen için Simon'ı ikna ettim ama kimseye gözükmemen gerek.
No te han hecho daño, ¿ verdad, Kate?
Sana zarar vermediler, değil mi Kate?
- Kate...
- Kate...
Esa es Kate Drummond.
Bu Kate Drummond.
Le debemos a Kate otra copa por esto.
Kate'e bunu için bir içki borçluyuz.
- Kate Drummond.
- Kate Drummond.
Pues si ese es tu trabajo, ¿ por qué fuiste tras Kate?
Bu senin işinse neden Kate'in peşinden koşuyorsun?
La columna de Kate.
Kate'in makalesi.
- ¿ Muere Kate?
- Kate ölürken mi?
Kate me recuerda a mi mujer.
Kate bana eşimi hatırlatıyor.
Así que cuando vi a Kate, no podía dejarla...
Yani Kate'i gördüğümde, öylece izin veremezdim O'nun...
- ¿ Kate?
- Kate?
- Kate.
- Kate.
Kate, venga. ¡ Kate!
Kate, hadi... Kate, hadi!
La periodista Kate Drummond y un hombre que no pudo ser identificado.
Gazeteci Kate Drummond ve... kimliği tespit edilemeyen bir adam.
Kate destinada a morir.
Kate'in ölmesi gerekiyordu.
Kate tiene problemas.
- Kate'in başı belada.
Sé a donde va Kate.
Kate'in nereye gittiğini biliyorum.
Quizá Kate esté con él, quizá no, pero la verdad es que lo que no sabes es en qué cojones te estás metiendo.
Kate belki onunla birlikte,... belki de değil. Gerçek şu ki, neyin içine doğru yürüdüğünü bilmiyorsun.
Kate, por favor, llámame.
Kate, lütfen beni ara.