English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Lg

Lg tradutor Turco

26,810 parallel translation
Dijo que la persiguieron por el pasillo, y que Ojos Locos cantaba como una muñeca asesina.
- O söyledi. Hepinizin koridor boyunca onu kovaladığını ve... Çılgın Göz'ün cinayet bebeği gibi şarkı söylediğini anlattı.
Yo pensé en rasurarme la cabeza o teñirme de colores locos.
Ben de kafamı kazıtmayı ya da saçımı çılgın renklere boyatmayı düşündüm.
Chupan cualquier cosa.
Çılgınca. Her şeyi somuruyorlar.
Mira, no te conté esto mientras que comíamos por toda esa mierda que está sucediendo, pero de verdad estoy contento de que estemos juntos otra vez.
Bak, yaşanan tüm bu çılgınca şeylerden dolayı bunları sana yemek yerken anlatmadım ama tekrar birlikte olmaktan çok mutluyum.
Es una fiesta de cumpleaños para ti, chiflado.
Doğum günün için sürpriz parti bu, seni çılgın.
Ha sido brutal.
Biliyor musun, bu çılgınca.
Fueron tiempos locos, ¿ de acuerdo?
Çılgın zamanlardı.
¿ Ninguno de Uds. fue por ahí, haciendo locuras?
Hiçbiriniz böyle bir çılgınlık yapmadı mı yani?
Yo diría "pitos y...".
Daha çok "Çılgınlıklar ve..."
Es una locura.
Çılgınlık bu.
Y amo que hagas locuras sin sentido, como llenar la casa de coladores.
Evimizi makarna süzgeciyle doldurmak gibi anlamsız çılgınlıklarını seviyorum.
Esto es una locura.
Çılgınlık bu.
¿ No es increíble?
Çılgınlık değil mi bu?
- Parece mentira.
Çılgınca değil mi? - Aynen, gerçek dışı.
Arnold estaba perturbado.
Arnold çılgının tekiydi.
Sabes lo que es, sabiendo que no estás perdiendo la razón y que la locura te rodea, ¿ no?
Nasıl olduğunu biliyor musunuz? Delirmeyeceğinizi bilmenin ve dışarıya çıkmaya çalışan bu çılgınlığı, bilmiyor musunuz?
Y una chiquilla ingrata que ignora los desesperados intentos de reconciliación de su madre, y le cuenta secretos familiares a un completo extraño.
Ve de annesinin çılgınca uğraştığı....... uzlaşma çabalarını görmezden gelen, aile sırlarını tamamen yabancı birine söyleyen küçük nankör kız.
- Esto es de locos, Toby.
- Bu çılgınlık Toby.
Estás a punto de entrar en nido de avispas de la locura.
Çılgın bir eşekarısı kovanına girmek üzeresin.
- * Es la exnovia loca * - ¿ Yo?
- O çılgın eski kız arkadaş - Ne? Hayır, değilim.
* Es la exnovia loca *
- O çılgın eski kız arkadaş
* Es la exnovia loca *
- O çılgın eski kız arkadaş.
¿ Por qué le dejáis pasar cualquier locura que hace?
O normal değil! Neden Rebecca yaptığı her çılgın şeyden yırtıyor?
Pero no. Estás tan loca como pensaba.
Ama hayır, sen düşündüğüm kadar çılgınsın.
¿ Fue loco?
Çılgınca mıydı?
No quería que todos pensarais que estoy loca, porque quiero ser vuestra amiga.
Hepinizin çılgın olduğumu düşünmesini istemedim çünkü arkadaşınız olmak istiyorum.
Y no creo que tengas nada de loca.
Ve senin çılgın olduğunu hiç düşünmüyorum.
Usted planea en fin de semana en Bernie's-ing una Janko muertos por los pasillos de Max Rager?
Ölü Janko'yu Max Rager'ın koridorlarından Çılgın Haftasonu gibi geçirmeyi mi planladın?
guardias armados perdieron la cabeza y comenzaron a disparar a los empleados arrasa.
Silahlı korumalar aklını kaçırdı ve çılgın bir şekilde etrafa ateş etmeye başladılar.
- Estoy tan feliz de que estés en la ciudad, y no pienso que estés loca para nada.
Burada olduğun için çok mutluyum ve çılgın olduğunu hiç de düşünmüyorum.
- * es la exnovia loca * - * ¿ Yo?
- O çılgın eski kız arkadaş - Ne? Hayır, değilim.
Qué va * * Es la exnovia loca *
O çılgın eski kız arkadaş
* Es la exnovia loca *
O çılgın eski kız arkadaş
¿ Sabes qué? Es una locura, pero en serio, cuando nos centramos en los hombres, solo los hacemos más poderosos.
Biliyor musun biraz çılgınca olabilir ama açıkçası erkeklere fazla odaklanmamız onları daha güçlü yapıyor.
Es decir, él puso una cámara oculta en el apartamento de Janet, escribió revistas sobre ella, ook fotos de ella... cualquiera que busque en sus pequeños libros de recuerdos trastornados habría jurado que lo hizo.
Janet'in dairesine gizli kamera yerleştirdi kız hakkında günlük tuttu, resimlerini çekti. Onun çılgın küçük kupür albümlerini gören birisi katilin o olduğuna yemin edebilir.
Por lo tanto, Neil tiene un sabor de locura de su hijo.
Yani, oğlunun çılgınlığı Neil'e de bulaşmış.
Esto es... esto es una locura.
Bu... Bu çılgınlık.
Qué locura, ¿ eh?
Çılgındı.
Si no sales de la cama ahora mismo, voy a entrar ahí, llevarle al baño y follarle hasta reventarle.
Hemen yataktan çıkmazsan işe gidip onu tuvalete çekeceğim ve onunla çılgınlar gibi düzüşeceğim.
¡ Esto es una locura!
Yani, bu çılgınca!
Sinceramente, esto es más bestia que aquello.
Cidden bu ondan daha çılgın bir şey.
Ella es uno de los trastornados proyectos de ciencia de Max.
Bu kız, Max'in çılgın bilim projelerinden birisi.
Lo que no entiendo es por qué Eddie está diciendo todas esas mentiras sobre mí.
Anlamadığım şey şu, Eddie neden benim hakkımda bu çılgınca yalanları atıyor?
Mi ex marido tendrá un bebé con la guarra de su anestesista... lo que es una locura, porque nunca quiso tener un bebé conmigo.
Eski kocamın iğrenç anestezi uzmanından bebeği olacak. Bu çılgınca çünkü bana asla bebek istemediğini söylemişti.
Es una ex-novia loca.
O bir çılgın eski kız arkadaş. Ne...
Qué va. Es una ex-novia loca.
O bir çılgın eski kız arkadaş.
Es una ex-novia loca.
Çılgın eski kız arkadaş. Tamam.
Es una ex-novia loca.
Çılgın eski kız arkadaş. "ÇILGIN ESKİ KIZ ARKADAŞ" Vay canına.
Déjame hacer una audaz conjetura.
Çılgınca bir tahminde bulunayım.
¡ Una locura!
Çılgınca!
Ahí fuera, el mundo es salvaje.
Dışarıda çılgın bir dünya var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]