English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Llamás

Llamás tradutor Turco

20,484 parallel translation
Amigo, yo estaba en llamas.
- Neden bahsediyorum?
- ¿ Cómo te llamas?
- Adın ne?
¿ Cómo te llamas?
Senin adın ne?
A lo que llamas ADN alienígena.
- Uzaylı DNA'sı dediğin şeyle.
- ¿ Te llamas Lou?
- Adın Lou mu?
Jake, ¿ llamas a mamá en FaceTime?
- Jake, annemi FaceTime ile bağlayabilir misin?
¿ Llamas a eso una reacción? ¿ Tan discreta?
Niye bu kadar normal tepki veriyorsun?
¿ Por qué me llamas "señor"?
Neden bana bayım deme gereği duydun?
Por esos delitos, serás colgado del cuello hasta que tu alma torturada encuentre su sitio en las llamas de abajo.
Bu suçlar için, hastalıklı ruhun aşağıdaki alevlerde ait olduğu mertebeyi bulana kadar boynundan asılacaksın.
¿ Cómo te llamas, ese?
Adın ne dostum?
O puedo encenderlo en llamas mientras estamos a la espera de SWAT!
SWAT ekibini beklerken hepsini yakabilirim.
Te llamas Chay-Ara, y eres una sacerdotisa en el Templo de Horus. ¿ Qué?
İsmin Chay-Ara Horus Tapınağı'nda bir rahibesin. - Ne? Ne gördün?
Necesitan un incentivo... El hombre en llamas.
Teşvike ihtiyaçları var. - Yanan adam.
Si fuera el hombre que era hace cinco años, ¡ traería una lanza llamas a este lugar!
Eğer 5 sene önce olduğum adam olsaydım burayı alev püskürtücüyle yakar kül ederdim.
- ¿ Cómo te llamas?
- Senin adın ne?
¿ Cómo te llamas, cariño?
Hayır? Adın nedir tatlım?
¿ Cómo te llamas?
Adın ne?
¿ Cómo te llamas?
- Adın ne?
La ves y me llamas, y hablamos de ella.
İzle ve beni ara, film hakkında konuşalım.
- ¿ Por qué no llamas más tarde?
- Daha sonra arasana.
Creo que no te conozco. ¿ Cómo te llamas?
Seninle tanışmamıştık. Adın ne?
¿ Por qué me llamas aquí?
Beni niye buradan arıyorsun?
- ¿ Y no llamas?
- Ne, niye haber vermedin?
¿ Y no me llamas?
Niye aramıyorsun?
- Me llamas puta y...
- Sen bana fahişe dedin ve...
Todo está en llamas.
Ve her şey yanıyor
- Eres dura de pelar. ¿ Cómo te llamas?
- Çok çetin cevizsin. Adın ne?
- Así lo llamas, ¿ eh?
- Mazeretin bu mu? - Evet.
No llamas a la policía porque tu esposa te echaría...
Onları aramayacaksın çünkü karın seni kapıya koyar.
Bueno. Me llamas, si necesitas algo.
Bir şeye ihtiyacın olursa beni arayabilirsin.
- ¿ Cómo te llamas?
- Adın ne? - Foggy!
¿ Cómo te llamas?
- İsmin ne?
¿ De dónde me llamas esta vez?
Bu sefer beni nereden arıyorsun?
Bueno, me llevo tu móvil, ¿ sí? Me llamas si necesitas algo.
Bir şeye ihtiyacın olursa beni ara.
Comienza en un tiempo de guerra... un mundo en llamas... con un villano llamado Wyatt.
Savaş zamanında, alevler içindeki bir dünyada Wyatt adındaki bir caniyle başlar.
Ya te diré dónde girar. Bueno... no me llamas, no me escribes.
Nereden döneceğini söylerim.
O cómo lo llamas. Un garabato.
Ya da her ne dersen.Bir şeyler karaladım.
Cuando los llamas DVD, quedas como una estúpida.
Onlara DVD demekle kendini tam bir aptal durumuna düşürmüş oluyorsun.
Luego se quedó allí, mirando las llamas.
Sonra durup ateşleri izledi.
Pero las llamas no se extinguían.
Ama ateşler sönmedi.
- ¿ Me llamas luego?
- Beni sonra aramak ister misin?
¿ Te preocupas tanto por él que no lo llamas en 15 años?
Onu o kadar umursuyordun ki 15 yıl boyunca onu aramadın bile.
¿ Me llamas?
Arayacak mısın?
Negro, ¿ a quién llamas blanca?
Sen kime beyaz diyorsun zenci?
- ¿ A quién llamas furcia? - ¡ Joder!
- Sen kime kaltak diyorsun?
No hay madre, ni hermanos, ni primos, ni primos segundos, ¡ ni amigos que llamas primos por la cercanía!
Anne, ağabey, kuzen, ikinci dereceden kuzen ebeveynleriniz yakın olduğundan dolayı kuzen dediğin arkadaşlar da yoktur!
¿ Cómo le llamas a esto?
Bunun adı ne?
- ¡ Tú no llamas a nadie!
Kimseyi aramanı istemiyorum.
¿ Cómo te llamas?
Adın nedir?
¿ Cómo llamas a una vaca sin piernas?
Bacakları olmayan ineğe ne denir?
Y segundos después, el avión estalló en llamas.
Ve birkaç saniye sonra uçak alev aldı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]