English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Louvre

Louvre tradutor Turco

387 parallel translation
¿ Caminamos hasta el Louvre?
Louvre'ye doğru yürüyelim mi?
Primero querrá ver el museo del Louvre.
Öncelikle Louvre Müzesi'ni görmek istersiniz diye düşünüyorum.
Me gustaría ver el museo del Louvre.
Louvre Müzesi'ni görmek istiyorum.
- El Louvre, la Torre Eiffel... y sobre todo Notre Dame.
- Evet, Louvre'yi Eyfel Kulesi'ni, en çok da Notre Dame'yi...
Mi destino era el museo del Louvre en París y mi cliente nada menos que el gobierno francés.
Güzergahım Paris'teki Louve Müzesi idi ve müşterim ise Fransız Hükümeti'nden başkası değildi.
Seguro que este Palais du Louvre está cerca del mismo corazón de Francia.
Kesinlikle Louve Fransa'nın kalbinde duruyor.
El Louvre está cerrado los lunes para mantenimiento.
Louve Müzesi Pazartesi günleri bakım için kapatılıyor.
Y ¿ quién compraría una de mis copias como original si la verdadera Mona Lisa está en el Louvre?
Ve, kim benim kopyalarımı orjinal gibi satın alır, zaten Mona Lisa Louve'da varken.
Pero ¿ si por casualidad la Mona Lisa ya no estuviera en el Louvre?
Ama ya Mona Lisa herhangi bir şekilde artık Louve Müzesi'nde bulunmuyor ise?
La auténtica está en el Louvre.
Gerçek olanı Paris'te Louvre Müzesi'nde.
Termínate la copa y vámonos al Louvre.
İçkini iç Henri, sonra Louvre'a gidip ruhlarımızı tazeleriz.
- ¡ Ese cementerio!
- Louvre'a, o mezarlığa mı?
Hoy el cuadro está en el Louvre, y nadie puede pagarlo.
Bugün Louvre'da asılı ve dünyada onu satın alabilecek kadar parası olan yok.
" El Louvre acepta la Colección Camondo.
Louvre, Camondo koleksiyonunu kabul etti.
Tus cuadros se exhibirán en el Louvre.
Tabloların Louvre'a asılacak.
¿ Diputado Vignon, del distrito parisino de Louvre?
Paris, Louvre bölgesinden milletvekili Vignon, burada mı?
¿ No conocéis el Louvre?
Hiç Louvre'a gittiniz mi?
Mándasela a Theo antes de que el Louvre se la lleve.
Louvre almadan önce Theo'ya yollasan iyi edersin.
Deberían colgarle en el Louvre.
- Seni Louvre Müzesi'ne asmalılar.
La colección Meister, la que querían el Louvre y la National Gallery.
Bu, Louvre ve National Gallery'nin istediği Meister koleksiyonu.
"Ahora les presentamos" La fascinación ", de Van Gogh, que está en el Louvre de París.
Ve bu da bir Van Gogh şaheseri şu anda Paris Louvre Müzesinde sergileniyor.
Ahora les presentamos "La fascinación", de Van Gogh, que está en el Louvre de París.
Ve bu da bir Van Gogh şaheseri şu anda Paris Louvre Müzesinde sergileniyor.
Yo querría ir al Louvre.
Louvre'a gitmek istiyorum.
Fue en el Louvre.
Lauvre'da oldu!
Ya entienden que dos intentos se han hecho ya contra la vida de la condesa de Peyrac en el Louvre.
Onlar zaten anladılar. - Bu ikinci denemendi canına kast ettiğin Louvre da Kontes Peyrak'ın hayatına kast etme denemendi.
No podrá entrar al Louvre.
Siz Louvreye girmeyeceksiniz.
Franz había leído que un americano había tardado 9 min. 45 seg. en visitar el Louvre.
Franz bir Amerikalının Louvre'yi 9 dakika 45 saniyede gezdiğini okumuştu.
He estado en el Louvre. Ha sido maravilloso.
Louvre'u yeni gezdim de, çok harikaydı.
El Louvre. ¿ Qué es eso?
Louvre mu? O da ne öyle?
¿ No regresará al Louvre?
- Siz Louvre'ye geri mi dönüyorsunuz?
- Notre Dame, el Louvre?
Notre Dame Katedrali? Louvre Müzesi?
Reichminister Himmler se ha enterado... de que el Louvre tiene un tapiz muy valioso.
Yardımcı Bakan Himmler son zamanlarda Louvre'da çok değerli bir goblen olduğunu öğrendi.
Sólo que el Louvre está en manos de la Resistencia.
Yalnız Louvre Direniş'in elinde.
Pero el Louvre está ahí mismo.
Ama Louvre orada. Evet.
Bien, la Torre Eiffel está a la izquierda, eso significa que el Louvre está a la derecha, ¿ no?
O zaman Eiffel Kulesi sol taraftaysa bu demektir ki Louvre sağda değil mi?
Por supuesto. Se han colocado todas las cargas bajo el Louvre y la Torre Eiffel.
Louvre Müzesi ve Eyfel Kulesinin altına dinamitler yerleştirildi.
Han traído noticias de nuestro yerno, en un carruaje llegado de Vincennes al Louvre.
Vincennes'dan Louvre'a saman getiren bir arabacıdan kızımızın haberlerini aldım.
Las humillaciones sufridas en Enero del 49, teniendo que huir de noche en una modesta carroza, desde el Louvre a Saint-Germain.
1649 yılının Ocak ayında uğradığımız aşağılamalar yüzünden, sen ve ben geceleyin ucuz bir at arabası ile Louvre'dan Saint-Germain'e kaçmak zorunda kaldık.
Que todos los ministros se reúnan en el Louvre, mañana a las 7, para el Consejo.
Yarın saat 7'de konsey için tüm bakanları Louvre'da toplayın.
Y ahora, Monsieur Colbert, apenas regrese al Louvre, llamadme al maestro sastre.
Bundan başka, Bay Colbert, Louvre'a döndüğümde, usta bir terzi çağırmanı istiyorum.
Si tuviese valor dinamitaría la Sorbona,... el Louvre, la Comédie Française.
Doğrusu biraz cesaretim olsaydı gider Sorbonne'u, Louvre'u, Comedie Française'i bombalardım.
Paseamos por horas en las calles... fuimos al Louvre...
Uzun uzun yürüdük. Ve Louvre...
No vamos a colgarlo en el Louvre.
Bunu gidip Louvre'a asacak değiliz.
Y esto se ve tanto en el San Sebastián de Estocolmo como en el del Louvre.
Onun Aziz Sebastianın ın bir adet Stockholm de ve bir adet de Louvre da olduğu doğrudur.
gobiernas el norte por la avenida de la Ópera. el sur por los pasajes del Louvre, el este y el oeste por la calle Saint-Honoré.
... Kuzeye Opera caddesinden hükmediyorsun Güneye Louvre'un sütunlarından Doğu ve Batıya da Saint-Honore sokağından.
Esta mañana volví a la sección egipcia del Louvre.
Bu sabah Louvre Müzesi'nin Mısır bölümüne yeniden gittim.
" Un cordial saludo desde el Louvre.
" Louvre'dan sevgilerle.
El Arco de Triunfo del Carousel, frente al Louvre.
Louvre'un önündeki, Carousel Zafer Takı'nda.
- El pequeño, frente al Louvre.
- Louvre'un önündeki küçük olanda.
El Louvre.
The Louvre.
En el San Sebastián del Louvre...
Louvre muzesindeki Aziz Sebastian.......

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]