English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Lumen

Lumen tradutor Turco

205 parallel translation
Segregan bilis y no se comunican con el lumen de la vesícula biliar.
Safrayı boşaltırlar ve safra kesesi lümenine bağlı değillerdir.
Nada claro, trae un triple lumen.
Ultrasonda net bir şey yok. Üçlü lümen kiti getirin.
Philip, necesito que le afeites la entrepierna a este paciente para poder colocarle un catéter femoral triple lumen.
Philip, hastanın kasıklarını tıraş et ki ben de üçlü lümeni yerleştirebileyim.
¡ Lumen!
Lümen!
Accende lumen sensibus infundem amorem cordibus in firmans nostri corporis virtute firmans perpeti.
Duygularımızı aydınlat, kalplerimizi sevgiyle doldur, vücut arzularımızı azalt, doğruluktan ayrılmamak için bize kuvvet ver.
Lumen, línea 5.
Lumen, hat 5.
Lumen, atiende el maldito teléfono.
Lumen, siktiğimin telefonunu aç.
Triple catéter lumen.
Üçlü lümen kateteri.
El aire puede provenir de una grieta en el lumen del intestino delgado o en contadas ocasiones el aire proviene del aire.
Hava, ya ince bağırsak lümenindeki bir delikten veya nadir durumlarda havadan da geliyor olabilir.
- ¿ Una sola bolsa?
- Evet. - Tek-lumen mi?
Lumen Ann Pierce, de Minnesota.
Minnesota'lı Lumen Ann Pierce
Lumen no confía en mí por la verdad.
Lumen'sa gerçeği söylememden ötürü güvenmiyor.
El problema es que Lumen sabe mucho sobre mí y yo nada de ella.
Sorun şu ki ; Lumen benim hakkımda çok şey bilirken ben onun hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
Lumen Pierce.
Lumen Pierce.
Lumen. L - U
Lumen.
" Querida Lumen sé que en estos momentos sientes como si fuera el fin del mundo pero no lo es.
"Sevgili Lumen, " Şu an dünyanın sonu gelmiş gibi hissediyorsun, biliyorum... "... ama öyle bir şey yok.
Lumen Ann Pierce, de Minnesota.
Minnesota'lı Lumen Ann Pierce.
- Lumen.
Hayır! - Lumen...
- Lumen, Lumen.
Bırak! - Lumen. Lumen.
Lumen, Lumen.
Lumen. Lumen.
¿ Lumen?
Lumen?
Nombre, Lumen Pierce.
Adı, Lumen Pierce.
Lumen, que nombre estúpido.
Lumen. Ne aptalca bir isim.
¿ Es Lumen, la que me hará ser yo?
Lumen beni bütün yapacak şey mi?
Porque pertenecen a Lumen.
Lumen'ın da ondan.
Lumen está en su casa en Minneapolis...
Lumen Minneapolis'teki evinde şu an.
Pasó Lumen.
Başıma Lumen çıktı.
Lumen no fue testigo del asesinato de su madre pero nació en sangre como yo.
Lumen annesinin ölümüne tanıklık etmemiş ama o da tıpkı benim gibi kan içinde doğdu.
No puedo vengar la muerte de Rita, pero puedo ayudar a Lumen a vengar lo que le hicieron.
Rita'nın ölümünün intikamını alamam. Ama kendisine yapılanların intikamını alması için Lumen'a yardım edebilirim.
Lumen... estúpido jodido nombre.
Lumen. Ne aptalca bir isim.
¿ Es Lumen quién me hará sentir completo?
Lumen beni bütün yapacak şey mi?
No puedo vengar la muerte de Rita, pero puedo ayudar a Lumen a vengarse por lo que le hicieron.
Rita'nın ölümünün intikamını alamam. Ama kendisine yapılanların intikamını alması için Lumen'a yardım edebilirim.
Ha pasado un mes desde que liberé a Lumen de la casa de Boyd, pero aún lo revive a diario.
Lumen'ı Boyd'dan kurtaralı 1 ayı geçti ama o, olanları her gün baştan yaşamaya devam ediyor.
En la vida de Lumen no hay otras partes.
Lumen'ın hayatının başka kısmı yok.
Excepto que es mi casa y mi esposa está muerta y no tengo ni idea de cómo encaja Lumen en mi mundo y esto es tan extraño.
Tabii burası benim evim ve karım öldü. Ayrıca Lumen'ın hayatımın hangi kısmında yer aldığını hiç bilmiyorum ve her şey çok garip.
No es habitual que esté en competición con los míos, pero identificar al conductor del camión y pillarle antes de que lo hagan ellos es la única manera de darle a Lumen lo que le prometí.
Çalışma arkadaşlarımla rekabete girmem pek ama kamyonetin sürücüsünün kimliğini bulup ona, onlardan önce ulaşırsam Lumen'a verdiğim sözü tutmuş olurum ancak.
Si ese es el reloj que escuchaba Lumen, me aseguraré de que te acompañe al fondo del Atlántico.
Lumen'ın duyduğu saatse Atlantik'in dibinde sana eşlik edeceğine temin edebilirim.
¿ Lumen?
- Lumen?
Harrison, ésta es Lumen. Hola.
- Harrison, bu abla Lumen.
Con Lumen, soy alguien diferente.
Fakan Lumen'la farklı biriyim.
Estoy seguro de que ahí fue donde lleva a Lumen.
Lumen'ı da oraya götürdüğünden emin sayılırım.
Lumen me ve por lo que en verdad soy, y no me hace a un lado.
Lumen gerçek yüzümü görmesine rağmen benden kaçmadı.
Haber perdido a tu esposa, la mujer que amabas. Y ahora a Lumen...
Önce sevdiğin kadın olan karını kaybettin şimdiyse Lumen'ı.
Ese es el sonido de la vida de Lumen escapándose.
Lumen'ın sonlanmak üzere olan hayatının sesi bu.
Así que Lumen sigue viva.
Lumen hâlâ hayatta demek.
Es un catéter de tres vías.
Bu lumen CVP'si.
Lumen, línea 5.
Bak, sana iyileri göstermeyi bitirdim.
Lumen, atiende el maldito teléfono.
Gel de, çirkinlikleri de göstereyim.
el Croboratorio de Lúmen
Suç Lavabotuarı.
Lumen, lo que hago, lo hago solo.
Lumen, ben işimi yalnız görürüm.
¡ Lumen!
Lumen!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]