Translate.vc / Espanhol → Turco / Macey
Macey tradutor Turco
103 parallel translation
Sir Hugo Macey de Farmington.
Sör Hugo Macey de Farmington.
¿ Qué tal, Macey?
Nasılsın, Macey?
- Tengo la reunión del alimento canino.
- Bay Macey, köpek maması toplantısına geç kalıyorum.
Pobre Macey.
Zavallı Macey.
Mire, Macey, Joey DePalma trabaja muy bien.
Bak, Macey, Joey DePalma benim için harika işler çıkarıyor.
Mire, Macey...
Bak, Macey...
¿ En los almacenes Macy?
Macey'de mi?
Macey, Jim, Vayan con él y no le pierdan de vista.
Macey, Jim, onunla gidin ve dikkat edin.
- Macey Douglas, ¿ qué significa esto?
- Macey Douglas, bu da ne demek oluyor?
Macey Douglas, ¿ quieres quitarte la máscara de gas, por favor?
Macey Douglas, lütfen şu gaz maskesini çıkarır mısın? !
Los muchachos, Macey y los demás, son muy jóvenes.
Çocuklar ; Macey, diğerleri, çok gençler.
- Macey, no te alejes.
- Macey, yanımdan ayrılma.
- ¡ Macey! Súbete a la bicicleta y ve al parque de atracciones.
Macey, bisikletine bin, parkın iskelesine git.
- ¿ Cómo están papá y mamá?
- Macey! - Annemle babam nasıllar?
Oye, Mace.
- Hey, Macey.
Es mi espada y mi escudo, Mace.
Romantizm benim kılıcım ve kalkanım, Macey.
Mace, venga ya.
Macey, yapma.
- Mace, espera...
- Macey, sakin ol.
Adivinen quién besó a Pam Macy detrás del gimnasio...
Bilin bakalım kim spor salonunun arkasında Pam Macey'i halletti?
Vas a Macey's y haces una solicitud de empleo ¿ Si?
"Macy's" e gideceksin. Bir başvuru formu dolduracaksın.
¿ De qué conoces este sitio?
- Bu yeri nereden biliyorsun? - Jake Macey.
Por Jake Macey. Robaba coches y organizaba carreras ilegales.
Çaldığı arabalarla burada drag yarışı yapardı.
Macey no lo creyó necesario una vez te contraté.
Macey, seni tuttuğum zaman gerek olmayacağını düşündü. Pekâlâ, olay şudur...
Jake quería que Macey supiera que estaba bien.
Jake, Macey'nin iyi olduğunu bilmesini istedi.
El fallecido es un hombre blanco llamado Douglas Macey de Lakeridge.
Ölen kişi ; beyaz erkek, adı Douglas Macey, Lakeridge'ın dışından.
Douglas Macey es el dueño registrado del vehículo y concuerda con la identificación del cuerpo.
Aracın kayıtlı sahibi Douglas Macey. Ayrıca cesetten çıkan kimlik de aynı. Sabıkası yok.
La dirección concuerda con una propiedad de un Sr. Charles Macey por unos 38 años.
Su ve elektrik kayıtları da Charles Macey adına aynı adreste 38 yıldır kayıtlı görünüyor.
Sr. Douglas Macey.
Bay Douglas Macey. Tanıyor musunuz?
La orden de búsqueda de Macey está lista.
Macey'nin arama iznine bir bak bakalım...
¿ Hace cuánto trabajó Macey aquí?
Macey nekadar zamandır burada çalışıyordu?
Y necesito hablar con alguien que haya trabajado directamente con Macey.
Macey ile doğrudan çalışan herkesle görüşmek istiyorum.
Mi principal preocupación y la razón de mi visita... es la documentación de la residencia del Sr. Macey.
Özellikle ilgimi çeken ve buraya gelmemi sağlayan Bay Macey'nin evinden gelen evraklar.
Srta. Fuller, ¿ está diciendo que Macey tiene un cómplice?
Bayan Fuller, Macey'nin bir suç ortağı olduğunu mu söylüyorsunuz?
Yo buscaría por alguien, detective, por el que... el Sr. Macey esté buscando aprobación o respeto.
Ben olsam Dedektif, Bay Macey'nin saygı duyduğu ya da onayını alacağı kapasitede birisini arardım.
También leí el perfil de Macey.
Macey'nin profilini de okudum.
No hay razón de buscar un cómplice hasta que sepamos más de Macey.
Macey'yi daha fazla tanımadan suç ortağını aramak gereksiz.
Macey era Duff.
Macey, Duff'mış.
Sólo estuvieron compartiendo comunicaciones encriptadas... de gustos hasta que Macey mandó esto...
Hoşlandıklarını ve hoşlanmadıklarını bir şekilde, şifreli olarak ara sıra paylaşıyorlarmış. Ta ki Macey bunu gönderene kadar.
Y Macey, se los daba... lo que nos trajo hasta aquí.
Ve Macey de gönderiyor bu da bizi buna ulaştırdı.
Éste es el último estado de cuenta del Sr. Macey.
Bu, bay Macey'nin son bilanço dönemi.
Tengo copias del permiso de conducir de Macey.
Macey'nin ehliyetinin fotokopileri.
Macey vivió aquí por ocho años.
Macey 8 yıl burada yaşadı.
Macey capitán.
- Mace Cooperfold
Macey está aquí.
Macey burada.
Macey.
Macey.
Eso es todo lo que Macey te ha visto desde que te destinaron aquí.
Buraya nakledildiğinden beri Macey'in senden beklediği tek şey.
Una ciudad más pequeña, trabajos... más fáciles, un lugar donde Macey pudiese salir de la ciudad.
Macey'in şehirden kurtulabileceği daha küçük, daha kolay işyükünün olduğu bir yer.
Quiero hacer las cosas bien con Macey.
Macey'le bazı şeyleri yoluna koymak istiyorum.
Macey, tu papá está aquí.
Macey baban geldi.
Tengo que tumbarme, Mace.
Biraz yatmam lazım Macey.
Macey.
Macey'nin evi.