Translate.vc / Espanhol → Turco / Maduró
Maduró tradutor Turco
62 parallel translation
Estaba fascinado por el mal, aún cuando maduró, y se deshonró a sí mismo.
Daha iyi bilmesine rağmen, kötü ruhun etkisi altındaydı ve kendisini küçük düşürdü.
De hecho, no maduró del todo después de dejar Oxford.
Aslında Oxford'dan sonra pek de büyüyememişti.
Con el tiempo maduró.
Sonradan açıldı.
Era como un niño. Nunca maduró.
Çocuk gibiydi, asla büyümüyordu.
Alia, la hermana de Paul, maduró a una velocidad temible.
Paul'un kız kardeşi, Alia, korkutucu bir şekilde gelişti.
Es un polvo volcánico que maduró en las entrañas de la Tierra!
Dünyanın tüm derinlikleriyle harmanlanmış bir volkanik pudra!
El hombre creció y maduró allí, como príncipe heredero.
İnsan burada büyüdü ve olgunlaştı, bir şehzade gibi.
Luego, maduró dejó de necesitarle.
Artı k ona ihtiyaç duymuyorlar.
Por la mañana, el cono está bien derretido, por causa del suave y dulce calor de la noche, que lo marinó y maduró, y que así es mucho mejor y sabroso.
Gün ışıdığında gecenin tatlı ve yumuşak ateşiyle yoğrulan ve olgunlaşan vajina eriyerek daha güzel ve lezzetli hale geldi.
Este higo maduró en mi higuera.
Ağacımda henüz yeni olgunlaştı.
Sí, creo que ya maduró.
- Ya. Artık iyice büyüdü.
¡ Maduró el nene!
Oğlum kocaman olmuş!
Murió el año pasado cuando su simbionte maduró y fue imposible procurarle otro.
Ortakyaşamı olgunlaşıp yerine yenisi bulunamayınca öldü.
Por eso el clon no maduró.
- Bu nedenle klon büyüyemedi. Evet.
Había una vez, envuelta bajo la magia del cielo nocturno... una niña descarada que maduró en una casa blanca.
Bir zamanlar gece gökyüzünün büyüsünün altında, beyaz bir evde cesur bir küçük kız yetişti.
- En cuanto maduró.
Olgunluğunun ilk gecesi.
La semilla maduró y cayó a fines de otoño.
Tohumumuz büyüyüp sonbahar sonlarında dökülmüş.
No maduró tarde como tú, McGee.
O senin gibi geç açan bir çiçek değildi McGee.
Maduró lento, Gibbs.
Ne kadar geriden geliyorsun.
Y maduró mi fideicomiso.
Ben de güven fonumu kazandım.
¿ Entonces que pasó? ¿ Tu camisa de pronto maduró?
Ne oldu da gömleğin aniden olgunlaştı?
Y maduró muy rápido después de la cuarta flor.
Dördüncü sürgünden sonra çok hızlı olgunlaşır...
Mírate. Matty Mara maduró.
- Küçük Matty Mara tamamıyla büyümüş ha?
Ella ya maduró.
Tam zamanı, o çoktan hazır.
Con el tiempo maduró.
Ama sonunda doğruya gelirdi.
Peter maduró sexualmente a una edad muy temprana.
Peter, cinsel olarak çok erken yaşlarda olgunlaştı.
Así como maduramos, la relación maduró con nosotros.
Biz olgunlaştıkça, ilişkimiz de bizimle birlikte olgunlaşıyor.
No. Ésa no maduró.
Hayır lütfen.. onlar çok hassastır
¿ El Kimjang que hice maduró?
Yaptığım turşunun tadı yerine geldi mi?
Pero el maduró...
Ama o gelince...
Bueno, maduró bien.
Gayet iyi açılmışsın.
No eres la única que maduró.
Tek yetişkin olan sen değilsin.
La única razón por la que logró un sobresaliente doble en la escuela, fue porque maduró un poco tarde.
Devlet okuluna gitmesinin tek sebebi sonradan açılması.
Maduró bien.
İyi yaşlanmışsın.
Y ahora anda tras mi ex marido, con que supongo que no maduró.
Şimdi de eski kocamın peşinde. Sanırım o hiç büyümüyor.
Aún no maduró en descomposición.
- Odada hâlâ insan kokusu var.
Letsatsi maduró hasta convertirse en un joven macho impresionante.
Letsatsi, etkileyici genç bir erkeğe dönüştü.
Axl de verdad maduró como compositor, Ted. ¡ Wendy!
Axl bir söz yazarı olarak çok gelişti, Ted.
Su temperamento maduró, emergieron sus vicios, violentos e impuros.
Çok değişti. Sinirli ve iffetsiz biri oldu çıktı.
Y tu novia, Amy, ya maduró.
Ve kız arkadaşın, Amy. Çok olgun.
Lo toleraba porque creo que de alguna manera a él le gustaba que su niña pequeña jamás maduró.
Küçük kızının hiç büyümemesi ara sıra hoşuna gittiği için göz yummuş olabilir.
Y quizá fue el miedo de que lo echara, o quizá finalmente maduró, pero esa noche, Buster actuó como un hombre.
Belki evden atılmaktan korktuğundan belki de artık büyüdüğünden olacak Buster o gece bir erkek gibi davrandı.
Y maduró este plan de alejarse de Londres, de casa, del trabajo, de mí, e intentar escribir, y felizmente, esta vez, ha evitado derrumbarse.
Londra'dan, evden, işten, benden uzaklaşmak için bunu planladı ve yazmaya çalıştı. Umarım bu sefer hastalanmaz.
Hablé con él, y creo que maduró mucho.
Onunla konuştum. Sanırım artık büyümüş.
Cumplió 30 años y maduró.
- Otuzuna basınca aklı başına geldi.
Dale... nunca realmente maduró.
Dale aslında hiç büyümedi.
Este fue un momento en que la internet maduró, políticamente hablando.
Bu, internetin siyasi anlamda yetişkinliğe eriştiği gündü.
De tan humildes comienzos maduró el gran mundo moderno en el que ahora vivimos.
Böylesi mütevazı başlangıçlarla içerisinde yaşadığımız göz alıcı modern dünyanın kapıları aralandı.
Tom de veras maduró.
Tom gerçekten de büyümüş.
- Para ver si ya maduró.
Bakalım olgunluğunun zirvesine çıkmış mı?
Otro género que maduró en los 30 fue el de gánsteres.
30'larda ortaya çıkan bir diğer tür gangster filmleridir. Korku filmlerinin aksine bunların menşei Avrupa değildir.