Translate.vc / Espanhol → Turco / Maserati
Maserati tradutor Turco
221 parallel translation
Ferrari, Maserati...
Ferrari, Maserati...
Tengo un cliente que quiere un Ferrari o un Maserati.
Ferrari ya da Maserati isteyen bir müşterim var...
¿ Quiere a Ferrari o un Maserati? .
Ferrari ya da Maserati istiyor, ha?
A la Maserati le gusta el modelo. 200,000 a la una.
Maserati buraya kadarmış demek.
¿ Entonces porqué quieres un Maserati?
O zaman neden bir Maserati istiyorsun?
Deja de decir tonterías el comprador es un cliente muy serio.
! Şimdi bir müşterim olsa, kim Maserati verir bana artık?
¡ El Maserati! .
Maserati!
¡ Las llaves al Maserati! .
Maserati anahtarı!
¡ Pero esto no es el Maserati! .
Ama Maserati değil!
No veo el Maserati evidentemente.
Bir Maserati olmadığı belli.
Rolls Royces, Maseratis, mujeres desnudas.
Rolls Royce'lar, Maserati'ler çıplak kadınlar.
Quiero un maserati.
Bir Maserati istiyorum.
Lo único que me importa ahora eres tú... y un Maserati, en ese orden.
Şu anda umurumda olan tek şey önce sen sonra da siparişi verilecek Maserati.
Para empezar, el Maserati descapotable, 14000, más impuestos y licencia.
Başlangıç olarak ; Maserati Cabrio, 14 bin artı vergi ve ruhsat.
Dijo que quería deshacerse de ellas rápidamente para comprarse un Maserati.
Maserati almak için onları çabucak satmak istediğini söyledi.
Corvette, Ferrari, Masseratti Lotus, son algunos de los mejores coches.
Cobra, Ferrari, Maserati Cooper, Lotus gibi en iyi markalardan bazılarını izleyeceğiz.
Y que destrozaste un carísimo Maserati.
Ve çok pahalı bir Maserati'yi haşat etmelisin.
No puedes ir tan deprisa conmigo como con un Maserati.
Her yere bir Maserati kadar hızlı varamam.
Se casó sin decírmelo con un conde italiano que murió en un Maserati con una de sus amantes.
Bana haber vermeden evlendi. Maserati'sinde metresiyle ölen bir İtalyan kontuyla.
El grupo de los Maserati... dan una fiesta en el club 21... y ese tipo, Giorgio, ya sabes... ese que huele mejor que nosotras.
Maseraticiler 21'de bir parti veriyorlar. Ve hani bizden daha iyi kokan şu adam var ya? Giorgio?
Comieron hamburguesas en mi Maserati.
Sen benim Maserati'mde hamburger yemişsin.
No es barato. El Maserati cuesta 30,000, y tiene mejor aspecto.
- Maserati 30,000 doların üzerinde ve daha hoş görünüyor.
No puedes meter cuatro o cinco corderos en la parte de atrás de un Maserati.
Seni dört-beş çocuğunla birlikte tek kapılı bir Maserati'ye sıkışmış halde düşünüyorum da.
Él va a buscar el Maserati en el área de equipaje.
Bagaj alanında Maserati'yi bulacak.
Lo encontré en un Maserati en Beverly Hills, ¿ entiendes?
Beverly Hills'deki bir Masarati'nin içindeydi. Anladın mı?
¡ Como Larry Wildman cayendo por un precipicio con mi nuevo Maserati!
Larry Wildman uçurumdan atlıyormuş gibi... yeni Maserati'mle!
Las llaves del Maserati.
Al. Maserati'nin anahtarları.
Yo quería un Maserati.
Ben Mazzarati istiyordum!
Tiene un Maserati color plata con chofer 24 horas al día.
Gümüş rengi bir Maserati'si ve 24 saat özel şoförü var.
- ¿ Os lo imagináis? - Mi Maserati va a 1 85...
- Buna inanabiliyor musunuz?
No, sólo quiero el Maserati si viene completamente negro.
Eğer siyaha boyalı gelecekse Maseratiyi istiyorum.
Oye, Bernie. El Maserati.
Hey, Bernie, Maserati- -
¡ El Maserati!
Bernie, Maserati!
Porque de esa manera, tendré el dinero de la hermandad para volver en un Masserati.
Ama böylece burs parasıyla bir Maserati'yle dönebilirim.
Y lo bueno es que ya tienes casi 2 % de la empresa.
Larry Wildman uçurumdan atlıyormuş gibi... yeni Maserati'mle!
Comieron hamburguesa en mi Maseratti.
Sen benim Maserati'mde hamburger yemişsin.
Un hijo de papá se estrella con su Maserati.
Kadının oğlu babasının ona aldığı Maserati'yi kazada parçalamış.
Se queda en el suelo lleno de sangre y se pone a gritar "¡ Mi Maserati!"
Kazadan sonra yerde yatıyormuş. "Maserati'm!" diye bağırıyormuş.
Para su informe del seguro, le puse una camisa de bolos Un Maserati y un Picasso.
Pekâlâ. Sigorta raporu için bir bowling tişörtü, bir Maserati birde Picasso yazıyorum.
Es un Maserati negro.
Siyah bir Maserati.
Maserati es un coche italiano.
Maserati... "bir İtalyan arabasıdır".
- Lo es, lo es, es un Maserati.
- Evet, bu bir Maserati.
Sí, porque he decidido vender el Maserati.
Evet, çünkü Maserati'yi satacağım.
tal vez era por los Porches y los Masseratis parqueados afuera... o la lista de invitados colombianos.
Neden belki garajın önündeki Porsche'ler, Maserati'lerdi belki de Kolombiyalılardan oluşan davetli listesi ya da kokain büfesiydi.
- Matush, ¿ no tienes los Maserati?
- Matush, Maserati yok mu?
No, me gustaba el Maserati.
Hayır, Maserati'yi seviyorum.
No es sólo un auto. Es un Maserati.
O sıradan bir araba değil, bir Maserati.
El Maserati.
Maserati.
¡ Un Maserati para cada uno!
Her biri bir Maserati!
Masserati.
Maserati.
¡ Como Larry Wildman cayendo por un precipicio con mi nuevo Maserati!
Benimle oynaşmaya başlıyorsun.