Translate.vc / Espanhol → Turco / Mattei
Mattei tradutor Turco
144 parallel translation
Soy el comisario Mattei, de la Brigada Criminal de París.
Ben Komiser Mattei, Suç Araştırmaları, Paris.
Señor Mattei, ¿ no sabía que un sospechoso debe considerarse como un culpable?
Bay Mattei bir şüphelinin suçlu muamelesi görmesi gerektiğini bilmiyor musunuz?
Señor Mattei, no pongo en duda su buena voluntad, pero por contra, permítame mostrarme escéptico en cuanto a la eficacia de la que hace gala para detener al culpable.
Bay Mattei, iyi niyetinizden şüpheli değilim ama kaçakları yakalamadaki başarınızdan şüphe etmeme izin verin.
Mattei tiene la mejor hoja de servicios de toda la policía desde hace 15 años.
Mattei, 15 yıllık hizmetiyle mükemmel bir sicile sahiptir.
- Todos los hombres, Señor Mattei.
- Herkes, Bay Mattei.
¿ Pero por qué el nombre de "Mattei"?
Ama ismi neden "Mattei"?
- Mattei. Sois de la misma promoción.
- Kim tarafından?
Todos los hombres, Señor Mattei.
Herkes, Bay Mattei.
- La D23. Soy el comisario Mattei, de la Brigada Criminal de París.
Ben Komiser Mattei, Suç Araştırmaları, Paris.
- ¿ Quién te busca?
- Mattei.
EL CASO MATTEI
Çeviri : Bizim Takım
A las 18 : 58, el avión del Sr. Enrico Mattei, ingeniero y presidente del Ente Nacional de Hidrocarburos se estrelló cerca de Bascaps.
ENI başkanı Enrico Mattei'nin uçağı, saat 02 : 58'de Bascape kenti yakınlarında düştü.
Junto con Mattei, el piloto, Sr. Bertuzzi, y el reportero, William Mc Hale, perdieron sus vidas.
Kazada uçağı kullanan pilot Bertuzzi ile gazeteci William McHale de hayatını kaybetti.
- ¡ Sra. Mattei!
Bayan Mattei!
El ingeniero ha tenido un pequeño accidente.
Bay Mattei bir kaza geçirdi.
Si retrasamos esto... Que para Enrico Mattei, el petróleo es sólo un pasatiempo.
Petrol benim sadece hobim.
Si, Hill se dirigía a Milán en el avión de Mattei, es todo lo que sabemos.
Milano'ya gidiyorlarmış. Tek bildiğimiz bu.
Sé cuánto apreciaba a Mattei. Lo sé, excelencia, será un problema sustituirlo.
Bunu değiştirmenin ne kadar zor olacağını biliyorum, efendim.
Y después supimos que era Mattei, pero al principio no sabíamos quién era.
Sonra Mattei'nin uçağı olduğunu öğrendik. İlk anda yerde yatan kişinin kim olduğunu anlayamadık.
Sí, cerca de la zanja. He visto un brazo con el reloj del Sr. Mattei.
Saati olan bir sol kol.
Sólo queremos saber en 500 palabras si Enrico Mattei iba ahí.
Sadece Enrico Mattei'nin 500 kelime ile tanıtılması gerekiyor.
Ya ve, de muerto Mattei vale 500 palabras.
Görüyor musun? Mattei'nin hayatı ancak 500 kelime ediyor işte.
- Soy Enrico Mattei, el comisario de AGIP.
- Ben Enrico Mattei, AGIP Başkanı.
Sr. Mattei. Este descubrimiento es el resultado de estudios de experimentos hechos un grupo completo de técnicos.
Bay Mattei, gazetedeki bilgiler bir araştırmanın ürünüdür.
Yo soy un técnico, Sr. Mattei.
Ben bir teknisyenim Bay Mattei.
Ah, Mattei, ¿ vino a ver el pueblo? Un gusto. Stabellini.
- Mattei, adınızı duymuştum.
Y fue en aquella ocasión, en aquel momento, que Mattei me esperaba.
Mattei çaresiz haldeydi.
El gobierno de Roma, para Mattei, era, naturalmente, el amigo Parri, quien se convirtió en Primer Ministro.
Roma'da, şimdi kabine üyesi olan eski dostu Parri vardı tabii.
- ¡ Busca a Mattei en Milán, tan rápido como puedas!
Hemen Mattei'yi çağır! Acele et!
Entonces por qué Mattei le habrá informado a los periódicos que había encontrado petróleo en Cortemaggiore, si sabía que no había.
O zaman Mattei neden basına petrol bulduklarını söyledi? Cevabı basit.
Estoy escribiendo un libro sobre Mattei.
Mattei ile ilgili bir kitap hazırlıyorum.
Disculpe. La noche que se cayó el avión de Mattei, usted, ¿ dónde estaba?
Kazanın olduğu gece neredeydiniz?
Anunciaba a Vanoni, detrás de Mattei. Terminaba todo en la Alemania de la Edison
Vanoni'nin desteği olmasaydı Edison şimdi bir hiçti.
Muerto Vanoni, Mattei empezó a acercarse primero a uno y después a otro.
Öldüğünde, Mattei herkesten fazla kazandı.
Engaña la ocurrencia de Mattei, que para ver el petróleo del Shah de Persia pensaba hacer casar a la princesa de Casa Savoia.
Mattei, petrolü ele geçirmek için prensesin İran Şah'ıyla evlenmesini istemişti.
Estoy preparando una película sobre Mattei,
Mattei ile ilgili bir belgesel yapıyorum.
Y luego, caí bien, porque después de la muerte de Mattei, mi periódico me envió a mí a entrevistar a los granjeros de Gagliano.
Şanslısın! Mattei öldükten sonra gazete beni Gagliano'daki köylülere röportaja gönderdi.
Ahora muéstrame la diapositiva del magnate del petróleo estadounidense. El que conoció Mattei en Monte Carlo.
Mattei'nin 1960'ta Monte Carlo'da tanıştığı Amerikalı petrolcülere geçelim.
Pero... Ingeniero Mattei, no creo que sea muy fácil explicarle la historia del gatito.
Yavru kedi meselesini anlayacağını pek sanmıyorum efendim.
¡ Palabra de Enrico Mattei. Dígale!
Hiç unutmayacağım.
En fin, Sr. Mattei, se lo acusa de inmiscuirse prepotentemente en el juego político internacional, sobre todo en el norte de África, - con la excusa de que allí hay petróleo.
Bay Mattei petrolü bahane ederek Kuzey Afrika'da uluslararası politikalara müdahale etmekle suçlanıyorsunuz.
¡ Hola, soy Enrico Mattei, no serbio!
Ben Enrico Mattei. İniş yapmıyoruz.
Sr. Mattei, la revista Time ha decidido dedicarle una querida historia.
Bay Mattei, TIME dergisi olarak sizi kapağına taşımaya karar verdik.
Escuche, no olvide escribir que para Enrico Mattei, el petróleo es un pasatiempo.
Enrico Mattei için petrolün bir hobiden ibaret olduğunu yazmayı unutma.
No obstante el tono cauto y humilde del informe oficial del accidente, no veo el motivo por el que se deba atribuirle dolo el desastre aéreo en el cual Mattei perdió la vida.
Resmi raporların ihtiyatlı söylemlerine rağmen ben kazanın bir tesadüf olduğuna inanmıyorum.
Sin embargo, no puedo olvidar que un estadounidense perteneciente a las altas esferas de una mayores compañías petrolíferas, aproximadamente dos años antes de la muerte de Mattei, me dijo, con absoluta calma, que él no logra comprender cómo nunca nadie haya encontrado el modo de hacer matar a Mattei.
Büyük petrol şirketlerinden birinin Amerikalı yetkilisi bana birkaç yıl önce, neden hala kimsenin onu öldürmeye teşebbüs etmediğine şaşırdığından bahsetmişti.
un estado dentro del estado. Ud. sabe bien a qué me refiero.
Enrico Mattei adı verilen devlet içinde devlet olgusunu.
¿ Es verdad que Mattei ha acumulado hasta ahora i650 mil millones de déficit, con la posibilidad de llegar pronto a 1 billón?
Mattei'nin 1,1 milyon dolar borcu olduğu ve bu borcun 2 milyon dolara ulaşacağı ihtimali doğru mu?
- Mattei.
Sınıf arkadaşın.
- Sra. Mattei.
Bayan Mattei!
- Discúlpeme. - Enrico Mattei.
- Enrico Mattei.