English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Mediterranean

Mediterranean tradutor Turco

48 parallel translation
Después, a la Avenida Mediterráneo.
Mediterranean Avenue'ya gitmek istiyorum.
Esta noche ponen una buena película : "Mediterranean Alert".
Bu gece güzel bir film var. "Akdeniz Alarmı".
Ellos nos pondrán en... la 6ta flota en el Mediterráneo.
Mediterranean'daki 6.filo... bizi karşılayacak.
Cadáver en el casino Mediterranean Balneario Femenino.
DB, Mediterranean Casino, Kadın İspanyol.
Una víctima que murió de reacción alérgica en el Mediterranean.
Mediterranean otelde alerjik reaksiyon yüzünden ölen bir kurbanımız var.
Comprobé su estado ayer en el hotel The Mediterranean.
Mediterranean hastanesinde de dün kontrol ettim.
Exhibidas por primera vez en Estados Unidos esta colección samurai del siglo 17 pertenece a uno de los invitados más especiales del Mediterráneo,
17. yy. samuray koleksiyonunun sahibi, Mediterranean'ın en özel konuklarından biri ;
Hay más de tres mil empleados que trabajan en el Mediterráneo, y este hombre no me está ayudando mucho.
Mediterranean'da 3000 eleman var. Adamın da yüzü pek görünmüyor.
Lavanda mediterránea, debes tenerla.
Mediterranean lavantası, bunu almalısın.
Volvamos al Mediterráneo.
Mediterranean'a geri dönelim bakalım!
¿ Supongo que el Hotel Mediterráneo?
- Sanıyorum Mediterranean Hotel.
En un garaje de auto estacionamiento en el Mediterranean, en el nivel tres.
Mediterranean üçüncü kat, kişisel garajda.
Me recuerda al Mediterranean. Ya lo he comprobado.
Mediterranean'ı bir getir.
Este recorre el tramo entre el hotel Palermo y el Hotel Mediterráneo.
Bu hat sizi Palermo Hotel'den Mediterranean Hotel'e kadar götürecek.
Recuerden, exploren las maravillas del Mediterráneo.
Mediterranean Hotel'in harika özelliklerini keşfetmeyi unutmayın.
Resaca en el Mediterráneo.
Mediterranean'da küfelik olma!
Voy con Sanders, abordando la aventura de la corbata negra en el Mediterranean con el Equipo Bravo.
Ben Sanders'layım. Bravo takımıyla Mediterranean'daki siyah kravat olayına gideceğiz.
y el Mediterraneo con el equipo Bravo
Bravo takımıyla Mediterranean'daki siyah kravat olayına gideceğiz.
Owen y yo estábamos trabajando en un acuerdo con el Mediterranean.
Owen'la ben Mediterranean ile bir anlaşma yapmak üzereydik.
El Mediterranean quiere poner un Frank's Diner en el casino.
Mediterranean kumarhanesine Frank'in Yeri'ni katmak istedi.
Tienen una pensión en Mediterranean con habitaciones bonitas para gente respetable.
Akdeniz Caddesi'ndeki pansiyon onların. Saygıdeğer insanlar için güzel odalar.
Nos alojamos en el Mediterranean, por si hay algo más que podamos hacer.
Yapabileceğimiz başka bir şey varsa Mediterranean'da kalıyoruz.
Han avisado de un 419 en el Mediterranean.
Demin Mediterranean'dan bir 4-19 aldım.
- Desde el momento en que giró, hizo una línea recta hacia el Strip. Y casi, como acabas de ver, aplasta la torre casino Mediterranean, errándole por media docena de pies.
Dönüş yaptığı andan itibaren dosdoğru Strip'e yöneldi ve sizin de gördüğünüz gibi neredeyse Mediterranean Gazinosunun Kulesine çarpıyordu.
Apareció en los titulares el año pasado, cuando se metió en una pelea y lo echaron del Mediterranean.
Geçen yıl Mediterranean ile kavgaya tutuşup dışarı atıldığında manşetlerde yer almış.
Apenas errándole a la Torre Mediterránea.
Mediterranean Kulesini çok az farkla sıyırmış.
Voy a apoderarme del avión y voy a llevarlo al mediterráneo.
Uçağın kontrolünü elime geçiriyor ve Mediterranean'a doğru uçuruyorum.
Sabes, si se metió en una disputa con el Mediterranean, quizás se metió en una pelea con alguien más, alguien que no debería tener.
Biliyor musun, eğer adam Mediterranean ile dalaşmışsa belki başka biriyle de dalaşmıştır. Dalaşmaması gereken biriyle.
Hice una reserva en la parrilla del Mediterranean.
Mediterranean'daki et lokantasından yer ayırttım.
El Mediterranean tiene imágenes de nuestro tipo.
Mediterranean'da adamımızın bir görüntüsü var.
Los posibles objetivos más cercanos son el Tangiers, el Queen Regent y el Mediterranean.
Olası hedefler : The Tangiers, Queen Regent ve Mediterranean.
Hace un par de días un barril de aceite de freír que se llevaban para reciclar se volcó en la puerta del Mediterranean y se prendió fuego.
Birkaç gün önce, geri dönüşüm yapılacak yağlar Mediterranean'ın dışarısında dökülmüş ve alev almıştı.
Al parecer el de la bomba estuvo en el muelle de carga del Mediterranean.
Görünüşe göre bombacı Mediterranean'ın oralarda takılıyormuş.
Quizá intentó tomar un atajo corriente arriba hasta la otra punta del Mediterranean.
Belki de buraya girmenin başka bir yolu daha vardır.
Han estado extorsionando al Mediterranean.
Mediterranean'dan zorla haraç alıyorlarmış.
Le dieron dos bombas falsas que parecían de verdad para que las pusiera en el Mediterranean.
Mediterranean'a yerleştirmesi için, gerçek gibi gözüken, 2 adet bomba verdiniz.
Los agentes federales han entrado hoy en el casino Mediterranean deteniendo a cinco ciudadanos armenios.
Federal ajanlar bugün, Mediterranean kumarhanesine baskın yaptılar.
Anoche entró en el casino Mediterranean con una gran cantidad de dinero...
Nakit çok büyük bir kama ile - Bana anlatmak Dün gece Akdeniz casino yürüdü.
No tiene por qué, pero el Hotel Mediterranean, recientemente ha puesto alfombras de musgo en los baños de todas las habitaciones.
Mediterranean Oteline çamur atmak gibi olmasın ama yenilerde tüm odalarında canlı yosun paspaslar kullanmaya başladılar.
Lo he comprobado. Nuestro imitador de Elvis es persona non grata en el Mediterranean, pero quizá nuestro asesino no.
Kontrol ettim, Elvis taklitçimiz Mediterranean'da kalmamış.
No si te cuento que en el Mediterranean actualmente es la sede de un torneo internacional de ajedrez.
Ama şuan da Mediterranean'ın uluslararası bir satranç turnuvasına ev sahipliği yaptığını söylersem?
La recogí junto a la banda en el Mediterranean.
Onu grupla beraber aldım. Mediterranean Oteli'nden.
El Mediterranean tiene un jardín de bosque pluvial.
Akdeniz Casinosu yağmur ormanı bahçesi var.
Pon el Mediterranean en el mapa.
Harita üzerinde Akdenizi bulun.
Por lo que yo sé, solo crece en el Mediterranean.
Anlayacağınız, Sadece Akdeniz'de yetişiyor.
- En The Mediterranean.
Akdeniz Oteli.
Ha habido un tiroteo en la conferencia de criminalística del hotel Mediterranean.
Adli tıp konferansı sırasında... Akdeniz Otel'de, ağır silahlı saldırı oldu.
Lo he visto en el piso de arriba del Mediterranean.
Mediterranean'da üst katta görmüştüm.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]