English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Melon

Melon tradutor Turco

238 parallel translation
Según Otero, no me queda bien el sombrero hongo.
Otero melon şapkanın bana yakışmadığını söyledi. Sence?
A mí no me gustan los sombreros hongo.
Ama şahsımca, melon şapkalardan haz etmem. Erkekleri levazımatçı gibi gösteriyor.
Se llama "Hombre con sombrero de hongo".
İsmi de "Melon şapkalı adam."
Mañana te pondrás tu mejor sombrero, llamarás a todos tus clientes y les dirás que te separaste de tu esposa a causa de su vinculación con esos dos patanes.
Yarın en güzel melon şapkanı giyip tüm müşterilerini ziyaret edecek ve onlara karından ayrıldığını çünkü o iki serseriyle ilişkisi olduğunu söyleyeceksin.
- Oh, y ojo con el bombín.
- Oh birde melon şapkasına dikkat edersin.
Apuesto 2 contra 1 que gana el sombrero.
Melon şapkaya 1'e 2 veriyorum.
Pero el extenso contagio del bombín había llegado.
Ama melon şapka yayılmaya başlamıştı.
Quizá debería verme con mi bombín negro.
Belki beni siyah melon şapkamla görmelisin.
Me compré un bombín dos semanas antes de la guerra.
Savaştan iki hafta önce bir siyah melon şapka almıştım.
¿ Un enanito?
Melon şapkalı, şu boyda küçük bir adam falan mı?
Es una gabardina de hombre y un sombrero.
Düz bir erkek ceketi ve melon bir şapka.
¿ Quién es el de la izquierda?
Melon şapkalı adam kim?
Sería un exiliado con bombín... bebiendo té y llevando una sombrilla cerrada... que hablaría con los demás exiliados de lo que podríamos hacer... si estuviéramos en la patria.
- Hayır. Melon şapka ile sürgün edilip, çay koyup, şemsiye tutan diğer sürgünler ile orada olsaydık neler yapardık diye konuşuyor olurdum.
Veamos si tenemos un bombín negro.
Bakalım siyah melon var mı.
Bombín, bombín.
Siyah melon.
Hay un bombín que hace juego.
Ona uygun bir de kahverengi melon şapka var.
Félix, ponte el sombrero.
Melon şapkaları sevmiyor olabilirsin ama yine de takmak zorundasın.
... Uno de los hombres, con sombrero bombín, abrió la puerta Papá no se volvió, y se fue sin más palabras.
İçlerinden biri, melon şapkalı olan kapıyı açtı. Baba, tek kelime etmeden gitti ve bir daha dönmedi.
Si esto fuera Chicago, estarían dragando el río... en busca de un hombre atado a una piedra.
Bu olay Chicago'da yaşansaydı muhtemelen sert melon şapka giyen bir adam için gölü kazarlardı.
Bolitas de Melon?
"Kavun?"
Mi tío solía ir a montar en los Downs cerca de Brighton, vestido con bombín y pantalones de montar.
Amcam her sabah Brighton'ın arkasındaki Downs'ta ata binerdi. Melon şapkasını ve and binici pantolunu giyerdi.
Le gusta la equitación con bombín y fusta.
O binicilik sanatından hoşlanıyor... melon şapkalar, binici pantolonları.
Ponle un bombín encima, sería obsceno.
Başında melon bir şapkayla korkunç görünür.
Hoy cabalgaremos contra todos :
Bu gece, hepsinin üzerine doğru süreceğiz... Melon şapka'nın sahibinin üzerine...
"El ahorro empieza por uno mismo", dijo Jim Hacker, mientras daba ejemplo a la sarta de burócratas consentidos con bombín ".
"Tasarruf evde başlar" dedi Jim Hacker. İngiltere'nin melon şapkalı bürokratlarına örnek olacak bir davranış ".
En mi opinión vamos hacia una tormenta en un convento en la cima de la montaña con sombreros de copas y venas varicosas... y paraguas.
Fırtınalı bir havada, dağın zirvesindeki rahibe manastırına melon şapka ve varizli bacaklarımızla gidiyoruz. Ve şemsiyelerimizle.
- Brotes frescos de la estacion con melon.
Kavunlu taze kanabis...
Blind Melon Chitlins.
Blind Melon Chitlins için sıcak bir karşılama yapalım.
Blind Melon Chitlins.
Kör Çikolata Kafa.
Blind Melon Chitlins, el cantae de blues mas ciego en el mundo.
Kör Çikolata Kafa, dünyanın en kör adamıdır.
Mi nombre es Blind Melon Chitlins.
Adım Kör Çikolata Kafa.
Con una cara tierna, un semblante abierto, y trayendo puesto un sombrero hongo café.
- Munis yüzlü, açık simalı ve kahverengi melon şapkalı birisi.
Todavía puedo verlo delante de mí, con su bombín y su paraguas.
Onu hâlâ melon şapkası ve şemsiyesiyle önümde giderken görebiliyorum.
Ahora ya puede comer mucho, porque en Altos y gordos de Thornton Melon... lo tenemos cubierto.
Artık her istediğinizi yiyebilirsiniz. Çünkü Thornton Melon'un "Uzun ve Şişman" dükkanlarında sizi giydiriyoruz.
Así que puede creerme, soy Thornton Melon.
O yüzden, benden yani Thornton Melon'dan alın.
Altos y gordos de Thornton Melon... 150 sucursales en los EE.
Thornton Melon'dan "Uzun ve Şişman". Amerika'nın 150 bölgesinde.
Sí, Sr. Melon.
Evet, Bay Melon.
Nos hacen un buen ofrecimiento... por su propiedad comercial en Florida. Y creemos que debería vender.
Bay Melon, güney Florida'daki ticari malınıza ciddi bir teklif var ve bizce satmalısınız.
Los llamamos los Niños de Melon.
Onlara, Melon Yama Çocukları diyoruz.
Pero los Niños de Melon no son huérfanos.
Melon Yama Çocukları öksüz değil.
Disculpe, Sr. Melon... pero tenemos mucho que cubrir.
Affedersiniz, Bay Melon ama çok uzun bir gündemimiz var.
- Pero, Sr. Melon...
- Ama Bay Melon!
Adiós. Melon, te dije que limpiaras mi armario.
Melon, dolabımı temizlemeni söylemiştim.
La Sra. Melon nos dio órdenes.
Bayan Melon kesin emir verdi.
Sr. Melon.
Bay Melon.
Sr. Melon, su esposa nos estaba mostrando su Klimt.
Bay Melon, karınız az önce Klimt'ini gösterdi.
Lo entiendo perfectamente, Sr. Melon.
Tamamen anlaşılabilir, Bay Melon.
Tú puedes. Recuerda, eres un Melon.
Unutma, sen bir Melon'sun!
A ver si entendí, Sr. Melon.
Şunu açıklığa kavuşturalım, Bay Melon.
Éste es un momento difícil para mí, Sr. Melon. Sé que es un miembro altamente respetado... de la comunidad empresarial.
İş camiamızda saygın biri olduğunuzu öğrendiğimden beri bu benim için garip bir durum, Bay Melon.
EDIFICIO MELON Pocahontas, ¿ cómo está?
Pocahontas, nasılsın?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]