Translate.vc / Espanhol → Turco / Mes
Mes tradutor Turco
24,456 parallel translation
Bueno, nos alistamos en el mismo mes, pero en realidad no nos conocimos hasta...
Aynı ay asker olduk, ama aslında tanışmamız...
En un mes peleare de nuevo, en este mismo suelo..
Bugün aynı yürekle...
Un mes por adelantado.
Bir aylık peşin.
Te la compraré el próximo mes.
Önümüzdeki ay senin hediyeni almaya gittiğimde onu da alırım.
Pasó un mes, después seis,
Sonra bir baktım bir ay altı olmuş.
El mes pasado, escribió un cheque a nombre de una señora G. Morse por £ 25, teniendo fondos insuficientes en su cuenta.
Geçen ay, Bayan G. Morse'ye, 25 bin pound değerinde ödenebilir çek yazmışsınız. Fakat hesap bakiyeniz bu miktarı karşılamıyormuş.
Y lo mismo al señor Robey un mes antes y el mes anterior a ese.
Ondan önceki aylarda da aynı şekilde, Bay Robey'e.
Me presento a fin de mes.
Ay sonunda o koltuğa oturacağım.
Entonces, le diría el código de este mes.
Bu ayın parolasını da söyledi mi?
Claro, por 1800 dólares al mes.
Tabii, aylık 1.800 dolar diyelim.
Con primer y último mes por adelantado y un depósito.
İlk kira, son kira ve depozito peşin.
Debe ser esa época del mes.
Ayın o dönemindesin herhalde.
Él asaltó la compañía de hielo el mes pasado.
Geçen ay buz şirketini soymuştu.
Hablamos hace un mes.
Bir aydır konuşuyoruz.
Casi ha pasado un mes, y seguimos sin saber siquiera lo que pasó ese día.
Neredeyse bir ay oldu ve hala o gün ne olduğunu bilmiyoruz.
Ha pasado un mes en el mundo, sin embargo, aquí en las catacumbas, el tiempo ha volado diez veces más rápido.
Yeraltı mezarlığında olduğundan beri dünyada bir ay geçti zaman burada on kat daha hızlıdır.
Sí, pero tengo que estar de vuelta en Georgetown a final de mes.
Evet ama ay sonuna kadar Georgetown'a dönmem gerek.
El mes pasado, cuando fuimos contra Vandal Savage, Barry viajó en el tiempo y cambió las cosas.
Geçen ay Vandal Savage ile karşı karşıyayken Barry zamanda yolculuk yaptı ve bazı şeyleri değiştirdi.
Barry puede viajar en el tiempo, y me advirtió de que, cuando cambias el pasado, el pasado lucha contra ello, así que durante todo el mes pasado, me estuvo torturado la idea de que lo que le pasó a Felicity podría haber pasado
Barry zamanda yolculuk yapabiliyor ve geçmişi değiştirirsek bazı sonuçlar doğurabileceği konusunda beni uyarmıştı. Ve geçtiğimiz aydan beri Felicity'nin başına gelenlerin tek sebebinin Barry'i dinlememiş olmam düşüncesiyle işkence görüyorum.
Peter, cada mes, nuestros ahorros decrecen y decrecen.
Peter, birikimimiz her geçen ay suyunu çekiyor da çekiyor.
Si juntáramos cable e internet, ahorraríamos 14 dólares por mes.
Kablo TV ve internetimizi paket yaptırırsak ayda 14 dolar tasarruf edebiliriz.
Te daré diez dólares si usas la misma ropa interior por un mes.
1 ay boyunca aynı iç çamaşırını giyersen sana 10 dolar veririm.
Con toda la cocaína que se está metiendo... va a estar muerta en un mes.
Bu şekilde kokain almaya devam ederse bir aya kalmaz ölür.
Pero, después de un mes, me pregunté :
Ama bir ay gibi sonra, ben, kendi kendime düşündüm
Son las vacaciones, se pasará un mes conmigo.
Ama Josefin tatilde, o yüzden bir ay burada kalacak.
Es algo habitual, el primer miércoles de cada mes.
Her ay ilk Çarşamba.
Hubo un tiroteo en un colegio en Westmont el mes pasado, dispararon a tres niños y dos profesores.
Geçen ay Westmont'da bir okula silahlı saldırı oldu. Üç çocuk ve iki öğretmen vuruldu.
Ahora, un bebé necesita 357 dólares al mes, pero por gemelos te darán un extra de 154 dólares.
Bir bebek aylık 357 dolar eder. Ama ikizler ekstra 154 dolar getirir.
La factura de la electricidad del mes pasado.
Geçen ayın elektrikfaturası.
¡ Tan sólo un mes, no todo el año!
Sadece bir aylık, Yıllık değil ha!
De hecho, lo dejé el mes pasado.
Aslında geçen ay ayrıldım...
Hoy empezó igual que ayer y como el día anterior y como el día anterior a ese y como todos los días del mes pasado.
Bugün de tıpkı dün gibi başladı ve ondan önceki gün gibi ve ondan önceki gün gibi ve geçen aydaki her gün gibi.
Viene dos veces por mes a operar a la clínica Quisisana.
Quisisana'daki kliniğe ayda iki defa geliyormuş.
Lo que la gente no entiende es que Rebirth no es sólo algo que haces un fin de semana por mes.
İnsanların farkına varmadığı şey Yeniden Doğuş'un ayda bir hafta sonu yapılan şey olmadığı.
El vendedor del mes de 2015, Charles Greene.
Hey, 2015 Ayın satışçısı Charles Greene.
Me podría tomar hasta un mes rebuscar todo esto.
Bunları incelemek bir ay vaktimi alabilir.
Un mes después
Bir Ay Sonra
Muy bien, va a coincidir, porque voy a viajar para el Vaticano, voy a pasar un mes allá, trabajando, pero yo...
Pekala, benim Vatikan'a gitmemle aynı zamana denk geliyor. Bir ay orada görevde...
Llevo todo el mes en urgencias.
Bütün ay boyunca acil serviste görevdeydim.
Luego, al mes, a la semana o al día, salen a la calle y vuelven a las andadas...
Sonra bir ay, bir hafta, bir gün sonra tekrar sokaklara dökülüp aynı şeyleri yapıyorlar.
Vale, este mes quizá logre hundir a Nelson y Murdock, pero ¿ cuánto tardará en mandarlo a usted a la mierda con los demás?
Nelson ve Murdock'u bu hafta batırabilir evet ama ne kadar süre ama bizimle birlikte boka batmadan önce dayanabilirsin?
Tomarás Vinpocetina durante un mes, y luego ya veremos.
Artık Cavinton kullanacaksın. Bir ay kullandıktan sonra tekrar randevuya gideceksin.
Podemos trasladar una docena de contenedores el mes que viene.
Gelecek ay bir düzine konteynır sevk edebiliriz.
Sin embargo, Corea del Sur, al Norte del río Nakdong, cae en un mes.
Ancak, Nakdong Nehrinin kuzeyine kadar Güney Kore'nin geri kalanı, bir ayda düşer.
El heno del mes entrante no ha llegado aún.
Gelecek ayın samanı hâlâ gelmedi.
Solo una porción del mercado, pero miles de millones de búsquedas al mes.
Küçük bir pazar payı olsa da ayda milyarlarca arama yapılıyor.
- Dos jueves por mes.
- Her Perşembe.
Si seguimos metiéndonos con Reyes, cerramos antes de fin de mes.
Reyes ile uğraşmaya devam edersek ay sonuna kadar kapatılmış oluruz.
A fin de mes.
- Ay sonunda.
¿ Una al mes?
Yani ayda bir kere mi?
- Nada serio, le llegó el "mes", pero no se preocupe, se portó como profesional.
Sorun yok. Regl olmuş. Ama endişe etme.