Translate.vc / Espanhol → Turco / Metros
Metros tradutor Turco
13,426 parallel translation
La siguiente serie de tiro será desde 25 metros.
Sıradaki atış 23 metreden.
Hay muchos en la ciudad pero no son tan grandes... de tres por cinco metros.
Şehirde birçok var ama çok büyük değiller. 1-3 metre arasında.
Planeo poner a Ward como mínimo a dos metros bajo tierra.
Ward'u öldürüp yerin dibine gömmeyi planlıyorum.
Hemos seguido al asesino al parque industrial... a 800 metros al sur de vuestra posición.
Yaklaşık 1 km güneyinizdeki sanayi bölgesinde katilin izini sürüyoruz.
Estas quebrando la ley al estar dentro de los 1000 metros cerca mio.
- Melvin... bana 100 metreden fazla yaklaşarak yasaları çiğniyorsun.
Hay un cañón de 30 metros de ancho esperándonos.
30 metre genişliğinde vadi bizi bekliyor.
- Dijiste que eran 30 metros de ancho.
- 30 metre genişliğinde dedin.
Eso son más de 100 metros.
100 metre gibi duruyor.
Estoy a tres metros de ti, en la oscuridad, en la selva.
Senden on adım uzaktayım, karanlık bir ormandayız.
Jackson, el guardia está a 15 metros.
Jackson, nöbetçi 15 metre uzaklıkta.
Hasta ahora, solo hay una víctima, un profesor en la escuela de cine, a 270 metros al norte de donde estamos.
Şu ana kadar tek bir kurbanımız var. Görsel Sanatlar binasından bir profesör. Durduğumuz yerin 300 metre kuzeyi.
Tendrías más monedas para poner en los metros si usted pasó un poco menos en algunos de estos juguetes de laboratorio.
Eğer bu laboratuvar oyuncuklarının bazılarına biraz daha az harcasaydın, bunlara koyacak daha fazla paran olurdu.
Hay una curva a 90 metros arriba.
100 metre yukarımızda bir dönemeç var.
No. Otro vehículo como este estaba a 45 metros más adelante, y un pequeño equipo de producción estaba a la misma distancia atrás, pero nadie estuvo cerca para ver cuando el auto cayó.
Bunun gibi bir başka araç kavisin yaklaşık 50 metre ilerisindeymiş küçük bir yapım ekibi de yaklaşık aynı mesafe kadar gerideymiş.
Nosotros a 90 metros abajo, donde el auto se estrelló.
Bizse 100 metre aşağıda, arabanın düşmüş olduğu yerdeyiz.
Asegúrense que se queden a 45 metros.
50 metrede kalmalarını sağlayın.
Háganlos retroceder 45 metros.
50 metre geriye itin onları.
Ahora, para aquellos que quieren aprender algo hoy, el Bluetooth tiene un rango de aproximadamente 90 metros.
Şimdi, bugün küçük bir şeyler öğrenmek isteyen sizler için belirteyim... Bluetooth'un aşağı yukarı 100 metrelik menzili vardır.
Quien haya pirateado el auto de los Cochran estaba a 90 metros.
Cochran'ların aracına her kim sızdıysa onlara 100 metrelik mesafede olmalıydı.
¿ Y sabes cómo es posible que se encuentre a dos metros bajo nuestros pies?
Ayağımız iki metre altında olmasına rağmen nasıl yalan söylediğini biliyor musun?
Del porche de la casa a 250 metros al sur en lado opuesto del parque State.
Evin yarım kilometre güneyi State Park'ın diğer tarafına çıkıyor.
Una vez vencí a un samoano de dos metros.
Sumo güreşçisi dövmüşlüğüm var. "
Antes de que se dieran cuenta, había un muro de agua de diez metros de alto.
Birazcık gürültü çıkıyor ve bir bakmışsın, 9 metrelik sudan bir duvar oluşmuş,... -... balıklama senin üzerine doğru geliyor.
" ¿ Quieres desafiarme a 20 metros?
Benimle 20 yard için bahse var mısın?
Le pondré una bala a un trozo de papel a 30 metros ".
"Bir kağıt parçasını 30 yard'dan vuracağım."
- El sargento hace el cambio... y el blanco está volando a 30 metros.
Fikrim yok. Çavuş kolu indirdi ve hedef 30 yard'a doğru gidiyor.
- Huellas. A 400 metros.
- Ayak izleri, 365 metre ileride.
Lo mejor que la torre de rastreo pudo hacer es acercarnos a unos metros.
Telefonunu takip edebilirlerse, bizi birkaç yüz metre yakınına yaklaştırabilir.
Liberty Island tiene más de 55.000 metros cuadrados.
Özgürlük Adası 14 dönümlük bir yer.
Corrí los 100 metros con el equipo de atletismo universitario.
100 metre koşu takımındaydım ben.
Seis metros por delante.
5 metre ileride.
Recibo señales del celular de la Sra. Fayad tres metros adelante.
Hâlâ Fayad'ın telefonundan sinyal alıyorum, 5 metre önünüzden geliyor.
Preparada para estallar a 6000 metros.
6 km yükseklikte patlamaya ayarlanmış.
Que suba el dron otros 600 metros pero en la otra parte de la carretera principal.
İnsansız uçağı 600 metre daha yükseltsin ama ana yolun diğer tarafında kalsın.
Marcador NAV a 443 metros y en espera.
NAV işareti 443 metrede ve duruyor.
Detonador de proximidad a 100 metros.
Ateşleyici mesafesi 100 metre.
Los techos eran de tres metros de alto, el aire espeso y aceitoso.
Tavanlar üç metre yüksek, hava ağır ve yağlıydı.
Una de las 52 brechas abiertas por la singularidad está a 400 metros directamente sobre la ciudad.
Tekillik tarafından açılan 52 gedikten biri şehrin tam 400 m yukarısında.
Pero tu tienda está cien metros.
Ama dükkanın 100 metre ötede.
Cayó cinco metros.
4.5 metreden düştü.
La gente estaba parada a menos de cinco metros de un Berkut, y él disparaba sin cesar.
Bir Berkut polisinden 4,5 metre uzakta insanlar vardı ve adam durmadan ateş ediyordu.
¿ Un Ratzilla de 6 metros de altura al que nadie puede detener?
On metre boyunda durdurulamaz FareZilla mı?
Estamos a solo seis metros del agua. ¡ Diez segundos!
Denizin sadece altı metre üstündeyiz. 10 saniyeniz var!
¡ Un maldito flagelo baboso con una cola de tres metros que debe ser erradicado!
Yok edilmesi gereken, üç metre boyunda, salyalı, günahkar musibet!
365 metros por debajo de mí, director, hay una tripulación... preparada para lanzar un ataque devastador.
350 metre altımdaki mürettebat yıkıcı bir füze saldırısına hazırlanıyor Müdür Bey.
Al ser un sótano acabado, puedes contar los metros reales... No creo que esta casa sea apta para niños.
Bodrumun tüm işi bittiği için onu da evin metrekaresine ekleye... Bu evin çocuklara uygun olduğunu sanmıyorum.
Unos metros por delante de ti hay un híbrido último modelo... puedo piratear su sistema a distancia y desbloquearlo si...
Birkaç adım uzağında yepyeni bir hibrit araç var. - Arabanın sistemine sızabilirim.
Profundidad a 60 metros.
Derinlik 60 metre.
Tenemos opinión. "Con cientos de metros debajo, el poder va a él, que sabe".
Bizde bir laf vardır, " 100'lerce metre indiğinde kumanda ne yapılması gerektiğini bilen adamdadır.
Mis amigos están a unos metros.
Arkadaşlarım yakında.
- Por los últimos 18 metros, al menos.
- Son 20 metrede, en azından.