Translate.vc / Espanhol → Turco / Minutos
Minutos tradutor Turco
71,669 parallel translation
Recibido, estoy a cinco minutos.
Anlaşıldı, beş dakikam var.
Hoy durante diez minutos, Chuck no me ha odiado.
Bugün 10 dakikalığına Chuck benden nefret etmedi.
Oiga, señor, vamos a cerrar en quince minutos.
Bayım 15 dakikaya kapatıyoruz.
Serán dos minutos, como mucho.
En fazla iki dakikaya biter.
Pero esos monstruos de allí, Ramal y sus hombres, no me dejaran vivir 20 minutos.
Ama buradaki canavarlar, Ramal ve adamları beni 20 dakika bile yaşatmaz.
Solo diez minutos para la comida.
Yemek için 10 dakika!
Estuvo aquí hará unos... diez minutos.
10 dakika önce falan, buradaydı.
15 minutos.
15 dakika.
Nueve minutos.
9 dakika.
Tenemos menos de diez minutos para cargarnos la electricidad.
Elektriği kesmek için 10 dakikadan az zamanımız var.
¿ Hace solo cinco minutos que rompiste con Meggy, y ya estás comprándole joyas a otra chica?
Daha Meggy'den yeni ayrıldın ama şimdiden başka bir kıza hediyelik takı mı alıyorsun?
Tengo diez minutos antes de mi ronda, así que pensé en colarte uno de estos.
Vizitten önceki son 10 dakikam, sana bir selam vermek istedim.
¡ Tenéis quince minutos!
Her birinizin 15 dakikası var!
Hemos vuelto a la universidad hace cinco minutos.
Beş dakikadır ilk okulda gibiyiz.
Tras uno o dos minutos, volvió a escuchar el aullido :
"Birkaç dakika sonra uluma sesini tekrar duydu."
En fin, una vez, después de 42 minutos de viaje y de dejar mi horrible pueblo, la policía nos detuvo.
Her neyse, bir keresinde yola çıkalı 42 dakika olmuştu. Boktan kasabamdan daha yeni ayrılmıştık, derken polis yolumuzu kesti.
- Dame cinco minutos.
- Beş dakika verir misin?
Nos vimos unos minutos, nos pusimos al día.
Birkaç dakika konuştuk. Havadan sudan.
Podríamos llegar en 20 minutos.
- 20 dakikaya oradayiz.
Llegamos en 20 minutos.
- 20 dakikaya oradayiz.
Esperamos cinco minutos más.
5 dakika daha bekleyelim.
Se apagó en una terminal del aeropuerto a las 23 : 51... 20 minutos antes de que saliera un vuelo directo a Nueva York en el que le estaréis esperando para desmantelar su juego.
Akşam 23 : 51'de havaalanında kapatıldı... New York'a, sizin onun oyununu sonsuza dek bitirmek üzere bekleyeceğiniz yere havalanan bir uçaktan 20 dakika önce.
El tipo de la puerta dijo que los vehículos se separaron cinco minutos después de llegar.
Kapıdaki adam, araçlar buraya geldikten 5 dakika sonra ayrıldılar dedi.
¿ Cinco minutos?
Beş dakika mı?
Este lugar se va a llenar de caníbales en unos minutos.
Burası birkaç dakikaya yamyamlarla dolup taşacak.
- Jane todas las semanas conduces 90 minutos para verme.
Jane, her hafta beni görmek için 90 dakika araba kullanıyorsun.
Tengo un comercial que sale al aire en 11 minutos los teléfonos timbrarán sin parar. Necesito ayuda.
Bak, 11 dakika sonra reklamım yayınlanacak ve telefonlar durmadan çalacak.
En los siguientes 10 a 15 minutos se va a estacionar ahí un tipo en un Chevy Blazer verde viejo.
Sonraki 10-15 dakika içerisinde yeşil renkte eski bir Chevrolet Blazer süren birisi otoparka girecek.
Terminó su comida en cinco minutos y se largó.
En fazla beş dakikada yemeğini bitirdi, sonra da çıkıp gitti.
Y si los próximos minutos son todo lo que tenemos, deberíamos aprovecharlos.
Elimizde olan tek şey sonraki beş dakikaysa onu değerlendirmeliyiz.
Así que, como a los 15 minutos, la gente empezó a esparcirse...
15 dakika sonra falan kalabalık biraz dağıIdı.
Te llamaremos 15 minutos antes.
15 dakika önceden arayacağız seni.
Cuando llama, apenas hablamos un par de minutos.
Aradığında telefonda iki dakika zar zor tutuyorum.
Vale, corten. Y que todo el mundo se tome cinco minutos de descanso.
Beş dakika mola.
No tardes más de cinco minutos.
Beş dakikadan fazla durma.
Solo me quedan unos minutos.
Sadece birkaç dakikam kaldı.
Continúan las protestas en los últimos minutos para el encendido del controversial acelerador de partículas de S.T.A.R. Labs esta noche.
Star Lab'in tartışmalı parçacık hızlandırıcısını ateşlemesine saatler kalmışken protestolar devam ediyor.
Cuando pasan 50 minutos, digo : "Hasta nunca, tontos".
Ben 50. dakikada "Görüşürüz pislikler" diyorum.
¿ Creen que podamos tener la reunión en 15, 20 minutos, o...?
Toplantıyı 15, 20 dakika sonra yapabilir miyiz...
Llevamos aquí menos de 20 minutos.
Geleli 20 dakika bile olmadı.
Yo nunca esperé un Uber por más de cuatro minutos.
Uber için hiçbir zaman dört dakikadan fazla beklemedim.
A los diez minutos, te levantaste, te fuiste de la habitación y no lo viste.
On dakika sonra kalktın, odadan çıktın ve hiçbir şey görmedin.
Waze dice que toma 35 minutos llegar al aeropuerto.
Navigasyona baktım, havaalanına gitmek 35 dakika sürermiş.
Te escuché hablar durante 30 minutos sobre la foto de tu ano que enviaste.
Yarım saat bir adama makat fotoğrafı yolladığını anlatmanı dinledim.
Pero lo interesante es que hago que me llame todas las noches a las 6 : 00 en punto, y me tiene que responder los mensajes en 30 minutos.
Ama asıl ilginç olan şu. Her akşam tam altıda aramasını istedim. Ayrıca mesajlarımı yarım saat içinde cevaplaması gerekiyor.
- Serán cinco minutos.
- Beş dakika yeter.
Estuvo convulsionando por más de dos minutos hace un rato.
İki dakikadan beri nöbet geçiriyor.
Podría tomar minutos, horas, días.
Dakikalar, saatler, günler sonra olabilir.
¡ Tienes cinco minutos para decidir qué pinta quieres que tenga tu cara!
Yüzünün neye benzeyeceğine karar vermen için 5 dakikan kaldı.
En los últimos 20 minutos, he visto pasar unas cinco veces al mismo camillero con una camilla vacía.
Son 10 dakikadır, aynı adam boş sedyeyle 5 sefer tur attı orada.
15 minutos.
On beş dakika.