English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Misiön

Misiön tradutor Turco

508 parallel translation
Ve y dile a tu señor que Dios nos ha encomendado... una sagrada misiön.
Git efendine söyle, Tanrı bize kutsal bir görev verdi.
Esa es nuestra misiön.
Onun arayışındayız.
- Nuestra misiön es encontrar el Santo Grial.
- Kutsal Kasenin arayışı içindeyiz.
¿ Gcuál es vuestra misiön?
Neyin peşindesin?
- ¿ GCuál es vuestra misiön?
- Neyin peşindesin?
Nuestra misiön ha terminado.
Arayışımız sona erdi.
¡ 02-Dash, completar la mision es la máxima prioridad!
Birim 02-Dash, görevi başarıyla tamamlamak en yüksek öncelikte!
Porque el es uno de los objetivos de mi mision.
Çünkü kendisi görevimin bir parçası.
- ¿ Su mision?
- Görevinizin mi?
Por tanto no podemos arriestar a mas hombres en ninguna mision de los necesarios para llevarla a cabo.
Bu sebepten, ihtiyaç dışında hiçbir teşebbüs için daha fazla adam riske atamayız.
Mision cumplida.
- Tamam. Görev tamamlandı.
Fue una buena mision!
Başarılı bir görevdi!
Mi mision acabara cuando le entregue alli.
Benim isim seni oraya goetuerdueguemde bitiyor.
El cree que ya cumplio su mision aqui. es algo menos que un milagro.
Senin burada başardıklarının... bir mucizeden aşağı kalmadığını düşünüyor.
Dios le dio una mision y la ha cumplido.
Tanrı sana bir görev verdi ve sen onu tamamladın.
Mi mision consistia en atacar a un enemigo muy superior a nosotros.
Görevim, çok üstün güçe sahip bir düsmanla ilgilenmekti, efendim.
- ¿ cual es su mision, señor?
- Göreviniz nedir, efendim?
Cumpia con ia mision.
Isini gör.
- ¿ cual es su mision?
- Fonksiyonun nedir?
- Y a tiene una mision.
- Isini buldun iste.
Tenemos una mision que cumplir y nadie io va a impedir.
Burada bir isimiz var, kimse mahvedemez.
Nuestros barcos tendran una doble mision.
Gemilerimiz iki isi birden yapmak zorunda kalacak.
- Como mision autorizada.
- Izinli misyon.
Hay una mision vital que cumplir.
Çok önemli bir görev var.
Con el cohete en nuestras manos, seremos capaces de cumplir nuestra mision historica :
Elimizdeki roketlerle tarihi misyonumuzu gerçekleştirebiliriz :
En esta mision, su cara será su amuleto.
Bu görevde yüzün senin için bir şans.
- ¿ Como llamarían ustedes a esta mision?
- Bu göreve ne diyorsunuz?
Curtis, lo queremos para esta mision, pero no tiene porque tomarla.
Curtis, bu görev için seni istiyoruz ama almak zorunda değilsin.
Mision exitosa.
Görev başarılı.
Sabemos que ha enviado agentes a Hungría Lo sabemos. ¿ Cuál es tu mision?
Macaristan'a ajanlar gönderdiğini biliyoruz, senin misyonun nedir?
Señor... yo no tengo mision.
Bayım.. Hiçbir misyonum yok.
Cualquiera que interfiera mi mision tendrá ese mismo destino.
Görevimi engellemeye çalışan herkesin kaderi aynı olacak.
Este es un trabajo de alta seguridad, como puede imaginar y personalmente creemos que usted no se ajusta a las minimas exigencias de tan delicada mision.
Tahmin edebileceğin gibi, bu iş yüksek önem derecesinde... ve de biz şahsen bu görüşme hakkında şey hissetmemeni... oh, nasıl anlatsam... bazen itiraflarımız sıkı bir şekilde perdeleniyor.
Este es un trabajo de alta seguridad, como puede imaginar y personalmente creemos que usted no se ajusta oh, como podria decirlo a las minimas exigencias de tan delicada mision.
Çok iyi bildiğin gibi, bu iş yüksek güvenlik isteyen bir iş... biz de şahsen şey gibi hissetmemeliyiz... oh, nasıl söylesem- - olayları göründüğü gibi değerlendirmemeliyiz.
En la misiôn de San Blas.
San Blas Kilisesi'ne.
Oí que se robaron una de la misiôn.
Kiliseden çalındığını duydum.
Trato de recuperar el cáliz que se robó de la misiôn en San Blas.
San Blas'tan çaldığı kadehi geri götürmeye çalışıyorum.
Creo que el cáliz debe estar en la misiôn.
Kadehin kiliseye ait olduğuna inanıyorum.
Mensaje del capitán McMurdo de la base terrestre Antártica a la nave espacial Dark Star, sector galáctico EB 290. DE BASE TERRESTRE ANTARTICA CONTROL DE LA MISION
ANTARTİKA YER ÜSSÜ
Te nos unes después de tu mision en España?
İspanya'da neler yaptığını mı gösteriyorsun bize?
Tu primera mision será ayudar a mis soldados a infectar con la rabia a todo el mundo en esta ciudad
İlk göreviniz şehrin dört bir yanına kuduz yayarlerken... askerlerime yardım etmek olacak.
Mis sueños me guiaron en mi mision.
Görevimi rüyalarım bana dikte etti.
Mision especial.
Özel görev.
El ha seleccionado a este peloton para esta mision... y espera que la cumplan muy bien.
Bu görev için bu takımı seçti ve çok iyi performans göstermenizi bekliyor.
MISION
GÖREV
El presidente confirmo que Superman ha iniciado... En una mision especial que busca la paz a una galaxia... Estimacion de los cientificos pueden ser varios cientos de millones de anos luz de distancia.
Başkan, Süpermen'in özel bir barış arama göreviyle bilim adamlarının birkaç yüz milyar yıl uzakta olduğunu tahmin ettiği bir galaksiye gittiğini doğruladı.
Eddie y yo aqui, estamos en una mision secreta tambien.
Eddie ve ben de gizli bir görevdeyiz.
Pero la mision no a cambiado como sabemos si existe Cybertron?
Çabuk, diğer Decepticonları da hayata döndürmeliyiz.
Esta mision, the Alamo, llamado asi por el arbol español del algodon fue establecida en el año 1718.
Adını İspanyol'ca kavak ağacından alan Alamo misyon alanı 1718 yılında kurulmuştur.
Quizas es un satelite ruso en mision secreta.
Belki bir çeşit gizli görevdeki Rus casus roketidir.
Luego trabajaran en grupo mediante una unidad de comando especial para emprender una mision de alto secreto.
Özel bir komando ünitesi oldunuz ve şimdi çok gizli bir misyonu üstleniceksiniz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]