Translate.vc / Espanhol → Turco / Moto
Moto tradutor Turco
4,554 parallel translation
¿ Por qué andas detrás de mi moto?
Motorsikletimden ne istiyorsun be?
Puedes tener mi moto como garantía.
Teminat olarak motorsikletimi alabilirsin.
Quédate con tu moto también.
Motorun da sende kalsın.
Allí guardaba su auto. Hablé con los vecinos, y vieron una moto saliendo del garaje la noche anterior.
Tanner şehre gelmeden önce arabası oradaydı ve komşuları ile konuştuğumda dün gece 01 : 00 civarı bilinmedik bir motorsikletin garajdan çıktığını gördüklerini söyledi.
La moto está a nombre de Monica Lane.
Motor, Monica Lane adına kayıtlı.
Pero estuvo a punto de no serlo porque se presentó en una gran y ruidosa moto.
Gerçi az daha ona vermeyecektim evi, şu büyük, gürültülü motosikletiyle geldiği için.
¿ Todavía tiene esa moto?
- Motosikleti hâlâ duruyor mu?
Jefe, la moto no está en el garaje, pero he encontrado esto encima de la mesa de trabajo.
Patron, motosiklet garajda yok, ama bunu çalışma masasının üstünde buldum.
Han encontrado la moto a una manzana de Union Station.
Motosikleti, Union İstasyonu'nun bir blok ötesinde bulmuşlar.
Llevad la moto a Abby.
- Motoru Abby'ye getirin.
Robó una moto.
Bir motosiklet çalmış.
Acabo de recuperar mi moto.
Motorumu geri aldım.
¿ Viste una moto?
Motor mu gördün?
Llama a una moto taxi, y después toma un tren.
Motor taksi çağır, sonra da trene bin.
Una moto y otra noche con Neil Diamond.
Motosiklet ve Neil Diamond ile bir gece daha.
Raph, busca la moto-furtiva.
Raph, gizli bisikleti getir.
Murió en un accidente en una moto de agua en Costa Rica.
Kosta Rika'da jet ski kazasında öldü.
Hace unos meses, a Reynolds se le ha visto en moto.
Son birkaç aydır Reynolds, bir motosikletle devam etti.
Cada vez que iba en moto, no pudimos seguirlo sin ser descubiertos.
Motosikleti olduğu zaman fark edilmeden peşine düşemedik.
Pese a dañarse un brazo, pudo robar una moto...
yarali koluna ragmen, bir motor calarak...
Quédate junto a la moto.
Motorun yanında dur.
¿ Una moto?
Bisiklet mi?
Quizás era la chica de la moto.
Belki de motosikletteki kızdır.
Yo simplemente lo amo, disfruto estar sobre una moto...
Sadece seviyorum, motosiklet üzerinde olmaktan mutluyum.
Es la pasión innata de manejar una moto, no importa cuál sea...
Ne olduğu önemli değil, motosiklet sürmek içinizden gelen bir tutku gibi.
Siempre estoy cantando mientras manejo, somos mi moto y yo estoy disfrutando sin pensar en nada más.
Motosiklet sürerken kendimi şarkı söylerken buluyorum çünkü orada başbaşayız. O an gerçekten başka bir şey düşünmüyorum ve keyfini çıkarıyorum.
Algunos meditan, algunos escuchan música... cuando estoy en la moto eso relaja mi cerebro
Bazı insanlar resim yapar, bazıları dikiş diker, bazı insanlar müzik dinler. Bense motoruma atlıyorum ve bu beni rahatlatıyor.
Es una comunión entre tu moto y tú, un momento perfecto.
Sizin ve motosikletin ruhlarının karışımı gibi bir şey ve o muhteşem an.
Todo mundo que conduce motos hace un tiempo tiene una conexión especial con su moto
Motosikletini bir süre kullanan her bir insan gün geçtikçe motosikletleriyle özel bir bağ geliştirdi
Todos soñamos con volar... cuando montas una moto estas volando...
Hepimizin uçmak ile ilgili hayalleri var diğer yandan motosiklet kullanırken zaten uçuyorsunuz.
Cuando conduces una moto la gente se saluda una a la otra... No se ve gente que maneja autos saludándose uno a otro.
Biliyorsunuz, motosiklet sürerken insanlar birbirine selam verir, oysa araçları içerisinde birbirine selam veren insanlar görmezsiniz.
Si alguna vez te subes a una moto... presidente de un banco... líder de un país... ya estas adentro!
O motosiklete bindiğiniz anda bir banka müdürü ya da, bir ülke lideri olun fark etmez, siz de aramıza katılırsınız.
Puedes salir de trabajar totalmente enojado, subes a esa moto y no pasan 2 millas que dejas ese estrés y ansiedad atrás... ahora eres...
İşten siniriniz tepenizde çıkmış olabilirsiniz, kısa bir sürüşe çıkın, 2 mil gittiğinizde her şey birden oluverir, tüm o stres, endişe bir anda kaybolur ve şimdi...
El llevaba a mama de paseo hasta donde eran las carreras, quitaba las luces y todo lo que sobrara de la moto... la dejaba desnuda, sabes? Así podía correr...
Annemi alır, yarışın yapılacağı yere birlikte giderlerdi, farları çıkarırdı, motorun her şeyini çıkarırdı, motoru çıplak bırakırdı bilirsiniz, böylece yarışabilirdi.
Ed Kretz hizo cosas bastante asombrosas... y lo hizo básicamente con la misma moto... en esa misma motocicleta ganó la última carrera Savannah, Georgia ganó la primera carrera en Laconia en esa moto... y ganó la primera Daytona.
Ed Kretz inanılmaz işler başardı, ve hepsini aynı motosiklet üzerindeyken başardı. Küçük bir Sport Scout ile. aynı motosikletle, Son Savannah, Georgia yarışını kazanmıştı, zamanının en muazzam yarışıydı.
Mi hermano tenía una minimoto cuando tenía unos 10 años de edad... yo tenía prohibido conducirla así que hice la misión de mi vida... ser capaz de conducir esa moto.
10 yaşlarındayken erkek kardeşimin bir mini motosikleti vardı, ve benim sürmem yasaktı, böylece hayatımın amacı o motoru sürmek oldu.
No aprobaban en absoluto que anduviera en moto.
Kesinlikle motosiklet sürmemi istemiyorlardı.
Mi mama nunca supo cuando compre mi primer moto la guardaba en la casa de un vecino....., es un cliché.. conozco a tanta gente que cuenta la misma historia.
İlk motorumu aldığımda annem bunu bilmiyordu, Motoru sokağın aşağısındaki arkadaşımın evinde sakladım. Çok klişeydi.
Estaba tan excitado sabiendo que iba a conducir mi moto el día siguiente y todavía hoy siento lo mismo. Cada día.
Ertesi gün o motoru sürebileceğim için oldukça heyecanlıydım, ve bugün hala aynı hissediyorum, yarın da.
Lleve a mí.. entonces novia ahora esposa a un viaje por Smokey Valley nos detuvimos en un pequeño puesto y compramos cerezas y mientras iba manejando mi moto ella ponía cerezas en mi boca todavía recuerdo ese día como si fuera hoy debe haber sido una de las cosas más románticas que hemos hecho.
Şimdi eşim ancak o zaman kız arkadaşımı San Joaquin Vadisine götürdüm. Kiraz almak için bir standın önünde durduk. Motosikletimi sürerken o da kirazları yiyor, ve sonra çekirdeklerini çıkartıp eliyle beni besliyordu.
Ellos veían una moto y daban vuelta sus carteles
Motosikletle durduğunuzda açık tabelalarını ters çeviriyorlardı.
El sentimiento al encender una moto clásica es único no hay arranque eléctrico, no presionas un botón y ya tienes que patearla, tienes que jugar con los carburadores.
Eski bir motosikleti ateşleme hissini başka yerde bulamazsınız. Elektrikli marş yok, bir düğmeye basıp gidemiyorsunuz. Ayak marşı lazım, bazen de karbüratörü ile oynamanız.
Como la sacas del concesionario no es tu moto, la mayoría de la gente querrá agregarle algo propio.
Bir bayinin şovrumundan, ya da birinden ikinci el almış olmanız fark etmez, Çoğu insan motosikletin kendine özel olduğunu göstermek için ufak tefek şeyler eklerdi.
Preparar tu moto de forma personal.
Motosikleti özelleştirirdiniz çünkü o kişisel bir eşyaydı.
La gente quiere destacarse... La recompensa más grande que algunos obtienen de ella es estacionaria en la puerta de un bar y que la gente admire su moto.
İnsanlardan alacağınız en büyük ödül çoğunlukla giderken sırtınıza vurulan bir el ve böbürlenme hakkı ile motorunuzla yaptığınız gösterişti.
no es la forma más segura de tomar fotografías... sentado en la parte de atrás de una moto... Estoy seguro que en los últimos años he recorrido más de 15000km en reversa...
İki tekerlekli bir motosikletin arkası bu iş için harika, bu şekilde bildiğim kadarıyla son bir kaç yılda 10000 mil gittim.
No tomo mucho tiempo hasta que me di cuenta que podía manejar la moto mejor de lo que lo hacían mis amigos.
Motosiklet sürmeyi öğrenmek benim için çok uzun sürmedi, Bir an arkadaşlarımdan daha iyi olduğumu farkettim.
Manejar una moto de 220HP con inyección de nitro y cadenas en la rueda trasera mientras subes por una montaña es... requiere mucha confianza!
Nitroyla beslenmiş 220 beygirlik bir motora ayağınızı atmak arkasındaki çelik çubuklarla tepye doğru tırmanmak... Çoğu insan için korkutucu olmalı.
La sal se pega a todo! . La moto queda cubierta.
Tuz her yere yapışıyor, motosikletiniz tamamen tuzla kaplanıyor.
Se convierte en una cosa muy personal con tu moto.
Motosikletle aranızda gerçekten kişisel bir bağ başlıyor.
No tenías que comprar una moto costosa y pesada... eran pequeñas, livianas, bien diseñadas... eran bonitas!
Daha küçük ve hafiftiler, çok güzel tasarlanmışlardı ve kahretsin güzellerdi.