Translate.vc / Espanhol → Turco / Msg
Msg tradutor Turco
55 parallel translation
Un rocio de cerafolio, media cucharada de turmero y un toque de MSG.
Bir tutam frenk maydonozu, yarım çay kaşığı zerdeçal ve bir MSG fısıltısı.
Fui a un concierto de rock en el Garden.
Dün MSG'de ki konsere gittim.
No dejes que los condimentos te dejen más tonto de lo que estás.
MSG'nin kafanı bulandırmana izin verme Mikey.
La MSG-90 que Hee usa es semiautomática de cinco tiros.
Hee'nin kullandığı MSG-90 yarı otomatik beş mermi alan bir silahtır.
- ¿ Glutamato monosódico?
- MSG? - Hayır.
Bueno, si encuentran MSG, nunca los volveré a pedir otra vez.
Evet, eğer MSG bulurlarsa bir daha onlardan asla sipariş vermeyeceğim. ( Ç.N : tadı güzelleştirmek için kullanılan toz, monosodyumglutamat )
Es una combinación mágica de harina de maíz, sólidos de queso deshidratado, BHA, BHT y el viejo MSG, conocida como un tostito.
Bu, sevgili dostum, sihirli bir karışımdır. Mısır unu, nemden arındırılmış peynir tozu, antioksidanlar ve lezzet arttırıcı katkı maddeleri. Ya da bildiğimiz cips!
No me siento muy bien, tengo un montón de trabajo, tengo alergia a los mariscos y a los manís, yo comí allí anoche.
Burada yapacak tonlarca işim var ve MSG alerjim, fıstık alerjim var. Daha dün gece orada yemek yedim.
¡ Los niños se meten en barril de MSG!
Çocuklar monosodyum glutamat fıçısına girmişler.
No es el puto MSG.
Tuzlu yemekten falan değil.
No no, no MSG.
Hayır, hayır. MSG yok.
Está bien, pero no MSG importa Cuando ella está disfrutando de dim sum y moo shu de cerdo.
Bu güzel ama, hayvanın dört bir yanı Çin yemekleriyle kaynıyorken, MSG'nin çok da önemi yok.
Pollo Kung Pao, filete de carne blanca, no MSG.
Kung Pao pilici, fileto beyaz et, MSG'siz.
Deberían pintarlos. - Sin MSG.
Bunları boyamanız lazım.
- Muy bien, uno, muy bien. ¿ Terminó?
- MSG koymayın. - Tamam, bu kadar mı?
Muy bien, usted ordena rollos primavera, y una Coca Cola, sin MSG.
Çin böreği istediniz, bir Coca Cola, MSG koymayacağız.
Hielo.
MSG yok.
Sin MSG. - Gracias.
- Teşekkürler.
Así que, ¿ este uno de los CFO, y este es el M.S.G.?
Demek bu mali işler müdürü bu da MSG?
¿ Que es un M.S.G.?
MSG nedir?
Ok, acerca de esta cosa de... M.S.G
Ama şu MSG şeyi...
- Sí, no es un rmp.
- Evet, MSG falan değil.
Muy bien, soy un rmp.
Elbette MSG'yim.
Mira, ¿ qué diablos es un rmp?
Bakın, nedir bu MSG?
¿ Así que hay una fosa común de mensajes quemados por aquí?
Demek buralarda bir yerde devasa bir kalpleri kırık MSG mezarlığı var?
Les damos "msg", azúcar y cafeína, y que raro, reaccionan a ésos químicos.
Onlara MSG, şeker ve kafein veriyoruz ve ilginçtir, onlar da bu kimyasallara tepki gösteriyor.
- ¿ Y el MSG, qué?
- Çin yemeklerindeki katkılar ne olacak?
"MSG realmente es difícil de vender. es un lugar muy emblemático".
"orayı doldurmak çok zormuş orası bir efsanedir" dedi.
MSG es algo grande para mi. Sabes, actuar aquí.
Bu akşam burada sahneye çıkmak benim için çok büyük bir olay bir sürü insanın karşısında olmak da öyle
Sabía que debías empujar pero no dije nada.
İtmen gerektiğini biliyordum ama bir şey söylemedim. MSG bu gün çok lezzetliymiş.
El MSG está delicioso hoy. Estoy muy contento de que seas capaz de reunirte conmigo en mi descanso.
Molam sırasında benimle buluştuğun için çok mutluyum.
- No, señor. MSG.
Hayır, Efendim.
¡ No puedo creer que estoy en MSG!
MSG'de olduğuma inanamıyorum.
Creo que es por el MSG.
Sanırım yemeklerde katkı maddesi var.
Sí, bueno, como dije en el teléfono todo ese MSG y ese sodio en casi todos los restaurantes en estos días.
Telefonda da söylediğim gibi dışarda yediğin yemeklerir içinde ne olduğunu bilemiyorsun ki.
Cuando mamá era una groupie en los 70, sus huevos revueltos la convirtieron en la amante del mozo de carga de MSG.
Annem 70'lerde rock gruplarının peşine takılırken yağda yumurtaları onu Madison Square Garden'ın yükleme bölümünün gözdesi yapmış.
Dos cucharadas de GMS! ¡ Dos cucharadas!
İki MSG'li kaçık, iki tane!
Sí. Pedí específicamente sin GMS. ¿ Sí?
Evet, özellikle MSG olmasın dedim, tamam mı?
Por eso dije : "Sin GMS".
Bu yüzden MSG olmasın dedim.
La cantidad justa de MSG.
İçindeki MSG * tam kıvamında.
El sabor viene del glutamato de sodio.
Yemeğin tadı MSG'den geliyor.
Vale, bueno, algunos de nosotros hemos leído un libro llamado la Biblia, que es bastante claro sobre los chinos y el glutamato de sodio.
Ama aramızdan bazıları İncil isimli bir kitap okudu. O kitabın konusunun Çinliler ve MSG olduğunu herkes bilir.
Una defensa de la masacre de MSG
MSG Katliamı Savunması.
Por eso la gente los llama "MSG", porque se suma y es perjudicial para la salud.
Hala öyle mi hissediyorsun? Benimle tanıştığına memnun musun?
Les ofreces sodio y glutamato monosódico, pero ahora quieren dinero de verdad.
Onlara sodyum ve MSG ile ödeme yapıyorsun. Onlar gerçek para istiyor.
Le dejaré estar colocado en el Scorpion Bowl y en el MSG, y le dejaré tenerlo.
Akrep Kasesi ve MSG ile güçlendirip ona söyleyeceğim.
- Son los aditivos los que hablan.
- MSG konuşturuyor.
Y con la baja en el precio del GMS, haremos una fortuna.
MSG tuzunun fiyatı düşüyor, bir servet kazanacağız.
[A la orden, abriremos fuego]
MSG Yakalayan : komuta ateş açılacaktır.
Probablemente haya consumido demasiado GMS.
Muhtemelen çok MSG kullanmaktandır.
- Lástima.
MSG'ye alerjisi var.