Translate.vc / Espanhol → Turco / Móvil
Móvil tradutor Turco
8,637 parallel translation
Perdona nuestros altos niveles de emisiones, nuestro racismo y, por supuesto, los avisos de desaparecidos que me llegan al móvil y que ignoro.
Gittikçe artan salınımlarımızdan ve ırkçılığımızdan dolayı bizi affet. Ve tabii ki telefonuma gelen kayıp ilanlarını görmezden gelmemi de.
¿ Ver la tele, jugar en el móvil?
TV mi izliyorsun, telefonunla mı oynuyorsun?
Es el móvil del espacio que nos dio el abuelo.
Dedemin bize verdiği uzay telefonu.
- Sí, Jerry, soy Taddi, una persona de la que nadie ha oído hablar hasta ahora, llamándote con un móvil del espacio.
- Evet Jerry, ben Taddi. Şu ana dek kimsenin duymadığı biri seni uzay telefonundan arıyor.
"suena el móvil del espacio jazz alienígena... ¡ es mi amigo!"
# Caz uzay telefonu, ararım uzaylı dostumu.
Patterson, conéctate al móvil de Chao.
Patterson, Chao'nun telefonunu araştır.
¿ No puedes coger el móvil?
Telefonunu bile açamıyor musun?
¿ No es mi problema que alguien tenga el móvil de Vasily?
Birinin Vasily'nin telefonunu ele geçirmesi benim sorunum değil mi?
Siéntate y saca tu móvil. ¿ Qué está pasando?
Otur ve telefonunu çıkar.
Saca el móvil y haz como que hablas con él.
- Neler oluyor? Telefonunu çıkar ve konuşuyormuş numarası yap.
Ya se ha deshecho de ellos y apagado su móvil.
Onları atlatmış ve telefonunu kapatmış.
La señal de su móvil ha parado.
- Cep telefonu sinyali gitti.
La llamada de emergencia, destruir su móvil, reservar un billete falso a Copenhague.
Çağrı kodu, telefonunu atması Kopenhag'a sahte seyahat planlaması.
Desencadenaste un código de destrucción instantáneo, luego machacaste tu móvil y tomaste refugio en un piso franco del SVR.
Çağrı kodu gönderdin telefonunu parçaladın ve Rus İstihbaratı'nın güvenli evine sığındın.
Tu móvil.
Telefonun.
Según parece, la Deutsche Telecom está indicando que su teléfono móvil lleva apagado un año.
Görünüşe göre, Deutsche Telecom adamın bir yıldan fazladır hattını kullanmadığını rapor etmiş.
Sabes, traté de llamarte, pero no puedes usar un móvil en el Parque Nacional Granite Peak, así...
- Ben de. Seni aramaya çalıştım ama insan Granite Peak Ulusal Parkı'nda telefon bulamıyor.
Sin teléfono, sin móvil, sin internet.
- Telefon, cep telefonu veya internet olmayacak.
Y también mi foco móvil está mal.
Ayrıca, takip ışığım çalışmıyor.
- Toma su móvil, enciérrala en el baño.
Cep telefonunu al, lavaboya kilitle. Üzgünüm.
Quizás podamos utilizar el móvil para rastrear a Darhk.
- Bunu Darhk'ı bulmak için kullanabiliriz.
Está comprobando las llamadas del móvil de Lily.
Lily'nin telefon kayıtlarını kontrol ediyor.
Parece que he perdido mi teléfono móvil.
Sanırım telefonumu kaybettim.
¿ Tenemos una unidad móvil recorriendo el World Trade Center?
Bizim Dünya Ticaret Merkezinde gezici bir ekibimiz var mı?
Es además un móvil.
Bu ayrıca, cinayet sebebi.
Sí, pero podría construir un móvil del bebé?
- Peki bu oyuncağı yapabilir miydi?
Dejé mi móvil en el casillero del gimnasio.
- Takım doktorumu aramam gerekiyor. - Telefonumu soyunma odasında unuttum.
Bien, pero tu móvil se queda encendido para que podamos rastrearte.
İyi, ama telefonun açık kalacak ki yerini takip edebilelim.
De un móvil. Las pruebas de la escena del crimen - cuentan una historia diferente, Ballard.
Olay yeri kanıtları başka bir hikaye anlatıyor ama, Ballard.
El móvil se cree que ha sido utilizado para detonar la bomba que se encontraba en el vehículo de los pistoleros, lo que lleva a creer a las autoridades que los dos chechenos han actuado solos.
Bombayı patlatmak için kullanıldığı düşünülen ateşleyici, silahlı zanlıların aracında bulundu. Yetkililer, iki Çeçen'in yalnız hareket ettiklerini düşünüyorlar.
Tengo un apartado postal donde recibe su correo pero no tengo su dirección actual y dio de baja su teléfono móvil hace dos semanas.
Postalarını aldığı bir posta kutusu var, ama adresi yok ve telefonunu da iki hafta önce kapatmış.
Puedo... puedo darles este móvil y quizá te localicen por él.
Onlara bu telefonu verebilirim ve onlar da sana ulaşabilirler.
Hemos enviado agentes al último sitio donde el móvil de Theo Koutranis se registró en una antena.
Theo Koutranis'in telefonunun sinyal yolladığı son yere ajanlar yolladık.
¿ La llamó al móvil?
Telefondan aradınız mı?
¿ Desearía que su hijo hubiera tenido un arma en vez de un móvil ese día?
"Keşke o gün oğlumun yanında cep telefonu değil de bir silah olsaydı" diyor musunuz?
Localizamos tu móvil.
- Tam karşıya bakın. - Yukarı kaldırın.
Y yo prefiero que revises tu móvil de vez en cuando para no tener que seguir haciendo esto.
Eğer telefonunu belli aralıklarla kontrol edersen bunu ben de tercih ederim, böylece bunu yapmak zorunda kalmam.
- ¿ Tengo un móvil?
- Benim cep telefonum mu var?
Uno de los pistoleros tenía una aplicación en el móvil de la que nunca he oído hablar, que se llama TRAKZER.
Tetikçilerin birinin telefonunda adını hiç duymadığım TRAKZER uygulamasıyla.
No coge su móvil.
Telefonunu açmıyor.
Pude enviar un enfermera móvil para darle sus pastillas.
Haplarını vermesi için hemşire yollayabiliriz.
Entonces, señor compasivo, ¿ cuál fue el móvil del asesinato?
Peki Bay Merhametli, cinayete azmettiren neydi?
Tenemos su móvil.
Telefon numaranızdan.
[Vibración del teléfono móvil] Oh, estamos arriba?
Başlıyor muyuz?
[Vibración del teléfono móvil] Así que, supongo que sí creo en las segundas oportunidades después de todo, ¿ eh?
İkinci şanslara inanmaya başladın sanırım.
Ha llamado al móvil de Lucy Lane.
Lucy Lane'nin telefonuna ulaştınız.
Antes de esa, cinco minutos antes hizo otra, pero el número es de un móvil prepago.
Bir defa da ondan beş dakika önce aramış ama numaraya ulaşılamıyor.
Bueno, los tipos que te han pinchado el móvil no lo son.
Telefonu dinleyenler iyi insanlar değil ama.
Bueno, tenemos el último número de móvil al que llamó Williams.
Williams'ın aradığı son numara elimizde.
la dirigí a la unidad móvil.
Bizim mobil hatta bağlattım.
Veo tu móvil perfectamente.
Ben seninkini görüyorum.