Nashville tradutor Turco

Estamos aquí para oír los planes del Sr. Dillard para financiar el Nashville Pacific

Burada Mr. Dillard'ın Nashville Pacific'e para sağlamak için neler yapılması gerektiği üzerine planlarını dinlemek için buradayız.

- ¿ Sí? - Ahí va tu periódico de Nashville.

- İşte senin Nashville gazeten.

Ese periódico tiene cuatro días, lo leí en Nashville.

Bu gazete dört gün öncenin. Nashville'de okumuştum.

Puede apelar a la Junta de Reclutamiento de Nashville y finalmente a Washington. - Gracias, señor.

Nashville'deki bölge heyetine, en sonda da Washington'daki genel heyete temyiz edebilir.

Tienes que presentarte mañana por la noche.

Yarın akşam Nashville'e rapor vermek zorundasın.

- Nashville.

- Nashville?

No, estudié en Nashville.

Hayır, aslında Nashville'de okumuştum.

Corre el rumor de que van a Nashville a un desfile.

Nashville'e geçit yapmaya gittiklerini düşünüyorlar.

- Supongo que iremos a Nashville.

- Bence Nashville'e gidiyoruz.

- Desfiles, Nashville...

- Resmi geçit, Nashville...

Con Thomas en Nashville.

Laramie'de Hall kalesinde 17 kızılderili muharebesi.

La Casa Nashville, por ahí.

Nashville House, hemen şuracıkta.

La Casa Nashville.

Nashville House.

Ellas murieron en un en un accidente de coche en la carretera, yendo a Nashville.

Hepsi öldü şimdi. On altı sene oluyor. Nashville'e giderken arabalarına çarptılar.

Desde Cemetery Hill, hasta que nos venció el General Thomas en Nashville dejamos mucho de ambas cosas.

Mezarlık tepesinde Hızlı Trot ve Thomas'la geçirdiğimiz günleri asla unutmayacağım.

El Carnegie Hall y Nashville no se mezclan.

Carnegie Hall ve Nashville, bir arada olmaz.

Y ahora, tras años de rodaje, Robert Altman lleva a la gran pantalla la esperada Nashville, con 24... cuéntenlas... 24 de sus estrellas favoritas.

Ve yıllar süren bir çalışmadan sonra Robert Altman uzun zamandır beklenen Nashville'i büyük ekranda taşıdı hem de 24... sizde sayın...

¡ David Arkin, Barbara Baxley y Ned Beatty en Nashville!

En sevdiğiniz 24 yıldızla! David Arkin, Barbara Baxley, Ned Beatty Nashville'de!

Timothy Brown en Nashville, junto a los espectaculares Keith Carradine y Geraldine Chaplin.

Timothy Brown da Nashville'de Keith Carradine ve Geraldine Chaplin ile beraber.

Con Robert Doqui en Nashville.

Robert Doqui Nasville'de!

Henry Gibson en Nashville.

Henry Gibson, Nashville'de!

Barbara Harris en Nashville.

Barbara Harris, Nashville'de!

Allan Nicholls en Nashville.

Allan Nicholls, Nashville'de.

Cristina Raines y Bert Remsen en Nashville.

Cristina Raines ve Bert Remsen, Nashville'de.

Gwen Welles y Keenan Wynn en Nashville.

Gwen Welles ve Keenan Wynn, Nashville'de.

Soy de la BBC, y estoy haciendo un documental sobre Nashville.

BBC televizyonundanım ve Nashville üzerine bir belgesel hazırlıyorum.

Tú no eres de Nashville.

Nashville'e yakışmıyorsun.

¿ Qué hace en Nashville?

Nashville'de ne işin var?

¿ No hay emisoras de rock?

Nashville'de hiç rock kanalı yok mu?

Estoy haciendo un documental sobre Nashville.

Nashville hakkında belgesel hazırlıyorum.

No es típico de Nashville.

Nashille için de değildir.

Muy bien. ¿ Qué haces en Nashville?

Ben de iyiyim. Nashville'de ne işin var?

Sólo quería saber qué estaba haciendo Nashville.

Ben sadece neden Nashville'e geldiğinizi öğrenmek istemiştim.

¿ Qué haces tú en Nashville?

Sen Nashville'de ne yapıyorsun?

Bienvenido a Nashville y a mi querido hogar. - ¡ Elliot!

Nashville'le ve evime hoşgeldiniz.

¿ Qué estoy haciendo en Nashville? - Perdone...

Nashville'de ben mi ne yapıyorum?

Está en el Hospital Vanderbilt, Nashville, Tennessee, 27322.

Vanderbilt Hastanesi Nashville, Tennessee, 27322.

- Bienvenida a Nashville.

Tanıştığımıza çok sevindim.

- Doctor Zhivago.

Nashville'e hoşgeldiniz.

Espero que recuerde las instalaciones que tenemos en Nashville para el cine.

Ve umarım Nashville'deki film tesislerini unutmazsınız.

- Estoy en Nashville. ¿ Cómo estas?

- Nashville'deyim. Nasılsın?

Sí. ¿ Dónde estás en Nashville?

Evet, oldu. Nashville'de nerede kalıyorsun?

Podría enseñarte un poco Nashville.

Araba ile etrafta dolaşabiliriz, sana Nashville'i gösterebilirim.

# Down in Nashville

* Nashville'de *

Nashville iba a llamarse la Atenas del sur.

Nashville'e, Güney'in Atina'sı dendi.

Esto no es Dallas, es Nashville.

Burası Dallas değil, Nashville.

Esto es Nashville.

Burası Nashville.

No pueden hacernos esto aquí en Nashville.

Bize bunu yapamazlar, hem de burada, Nashville'de.

No es fácil encontrar a un profesor en Nashville.

Nashville de flut öğretmeni bulabilmek kolay değildir.

Con Grant en Vicksburg.

Nashville'de Thomas ile birlikte.

Bandido, eres intrépido y vives muy deprisa Deberías estar en Nashville.

Nashville'de olmalıydım.