Translate.vc / Espanhol → Turco / Naz
Naz tradutor Turco
708 parallel translation
¿ Quieres cargarte el espectáculo?
Bana naz mı yapıyorsun?
" Por orden de su majestad. Louis Pasteur está invitado al Palacio de las Tullerías.
" İmparatorun Emriyle, Saray Nazırı akşam Tuileries Sarayı'na davetli Louis Pasteur'un takdiminden şeref duyacaktır.
El Estado de Illinois está preparado y esperando, señor.
Müsaadenizle Sayın Yargıç, İllinois Eyaleti iddia makamı - Hazır ve nazırdır, efendim.
Tendré el título presto, sea lo que sea eso.
Tapu hazır ve nazır olacak, bu da ne demekse.
¡ Le prometo que mañana iré a la tienda y estaré rebosante de energía!
Yarın mağazada olacağıma söz veriyorum. Her şekilde hazır ve nazır!
Está arreglado.
Her şey hazır ve nazır.
¿ Hacer el bufón con la única esperanza de forzar la sonrisa de un rostro frío?
Nazırın yüzü gülecek diye bir an karşısında takla mı atmalı her an?
¡ Y ella portándose como una niña mimada, sólo porque he llegado a mi hora!
Ama hanımefendi naz yapıyor. Neymiş efendim, zamanında gelmişim!
El afán de Uds. Es resolver los crímenes y créanme, no deseo ocultarles nada.
Yerel bir cinayet gibi görünen bir vaka çözmeye çalıştığınızı biliyorum... ama lütfen inanın, size naz yapmıyorum.
No como protector, regente, sino como heredero legítimo, a través de las generaciones, por sangre y nacimiento... y por derecho de herencia y de nacimiento.
Ama naip, nazır, vekil olarak değil ya da başkası adına ikinci derece bir aracı olarak da değil ; silsileden, kan bağıyla, soydan gelme hakkınızla tek başınıza ülkenin hâkimi olarak üstlenin.
Todo listo para la salida de los caballos.
Hepsi yarışın başlamasına hazır ve nazır.
Listo, dispuesto y capaz.
Hazır ve nazırım.
Ya es suficiente, no lo fastidies.
# Bu kadar yeter, naz yapma
Y dice la verdad.
Ona naz yapmaması için yalvarmış, her an ölebileceğini söylemiş. Söylediği yalan değildi.
- Vamos, no te hagas la difícil.
Hadi ama, naz yapmayın artık.
Vendrá Sophie. ¿ Vendrás tú?
Sophie de orada olacak. Hadi ama, naz yapma.
- Listo y cargado, señor.
- Hazır ve nazır efendim.
Un correo de gabinete tiene que estar listo en todo momento.
Tabii erteleyemez. Bakanlık Kuryesi dediğin her an hazır ve nazır olmalıdır.
¿ Intentas hacerte la difícil?
Naz mı yapıyorsun?
- No te sientas avergonzado.
- Amma naz yaptın ha! - Gel yukarıya
Le diré al Chambelán que ambos la probasteis.
Saray nazırına, ikinizin de onayladığını bildireceğim.
El Administrador y el Chambelán son buenos jueces.
Vekilharç ve nazırın değerlendirmeleri yerinde olmuş.
Si y nuestro Chambelán y el Chambelán de Edo están de acuerdo.
Evet. Ve buradaki saray nazırı ile Edo'daki saray nazırı anlaştılar.
El Chambelán y el Administrador lo saben.
Saray nazırı ve vekilharçta durumun farkında.
Por favor, decidles a los Chambelanes y al Administrador cómo me siento de la forma que mejor creáis que pueda ayudar en mi caso.
Lütfen nazıra ve vekilharca neler hissettiğimi bana yardımı dokunabilecek kelimelerle ifade edin.
¿ Mi marido está con el Chambelán?
Kocam, nazır ile birlikte mi?
Dijo que estaría en la residencia del Chambelán y que fueses de inmediato.
Nazırın evinde olacağını söyledi ve seninde hemen oraya gitmeni istiyor.
El Chambelán desea veros a los dos.
Nazır ikinizide görmek istiyormuş.
¡ Aunque sea el Chambelán muéstrale lo determinados que están para seguir adelante!
Nazır bile olsa, ona bu konuda ikinizin de ne kadar azimli olduğunu gösterin.
A la residencia del Chambelán sobre las 2.
Saat 2 civarı, nazırın evine gitti.
¿ La residencia del Chambelán?
Nazırın evine mi?
Sahjei y Nui dicen ¡ que la llevaste a casa del Chambelán!
Ama Sahei ve Nui, senin onu nazırın evine götürdüğünü söylüyorlar.
Si regresas al castillo obedientemente y sin hacer líos el Chambelán está dispuesto a pasar por alto todo.
Söz dinleyip kaleye sorun çıkarmadan dönersen, nazır her şeyle ilgilenmeye hazır.
¿ Órdenes del Chambelán?
Nazırın emirleri mi?
El Chambelán ordenó que la esposa del sirviente Bansaku Kariya la alimentase dos veces al día.
Nazır hizmetli Bansaku Kariya'nın karısına günde iki kez gelip onu emzirmesini söylemiş.
Temía que fueses a la residencia del Chambelán.
Nazırın evine gidersen öfkeye kapılmandan korkuyorum.
Él y el Administrador se impresionaron por tu contención.
Nazır ve vekilharç, kendini zaptedebilmenden etkilendiler.
Las de el Señor Masakata Matsudaira, Gobernante del Clan Aizu la del Chambelán Yanase y la del Administrador Takahashi.
Aizu bölgesinin yöneticisi Efendi Masakata Matsudaira'nın, saray nazırı Yanase'nin, ve vekilharç Takahashi'nin kellelerini.
La intervención del Chambelán agravaría las cosas.
Nazırın araya girmesi olayları daha da karıştırabilir.
Ya está.
Hazır ve nazır!
Cuando nos hagamos ricos, me construiré una casa de madera, en la montaña, para tener la ciudad a la vista.
Zengin olacağız tepede, kasabanın güzel manzarasına nazır ahşap bir ev yapacağım kendime.
Todavía me queda el techo.
Hala naz yapıyor.
Rone, aquella es tu habitación...
- Herkes hazır ve nazır.
- Dios mío, no te cortes.
- Tanrı aşkına, naz yapma.
- El policía omnipresente.
- Hazır ve nazır polisimiz.
Nada bueno para mi!
Biraz naz yapalım be!
Los promotores no van a consentir esta mierda.
Tanıtımcılar nazını çekemiyorlar.
Sus abogados le han aconsejado congraciarse con Bebe Jesus... ... porque Bebe no le aguanta chorradas... ... a una superestrella acabada.
Ama avukatları ona benimle barışmasını tembih etmiş çünkü Bebe kimsenin nazını çekemez özellikle eski süperstarların nazını.
Doi, el Chambelán jefe.
Saray baş nazırı Doi.
Mientras tanto, Matsudaira Izu, aun joven Chambelán, y la dama Kasuga, jefa del harén, apoyaban a Iemitsu.
Bu arada genç bir nazır olan Matsudaira Izu, ve haremin önde gelenlerinden Leydi Kasuga Iemitsu'yu desteklediler.
De humor nada, querido.
Haydi ama, nazlanma. Naz yapan kim!