English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Nazar

Nazar tradutor Turco

438 parallel translation
¡ Realmente, este un pueblo tan generoso!
Bu kasaba halkı cidden sıcak kanlıymış, nazar değmesin!
- Será un placer presentársela, pero debe usted renunciar a saber su nombre... nadie lo sabe...
"Sizi büyük bir memnuniyetle tanıştırırım, " ama ismini sarfı nazar edeceksiniz, kaldı ki hiçbirimiz bilmiyoruz.
No hace falta recordar que ante los ojos de la ley, el hombre y la mujer son iguales.
Söylemeye gerek yok ama, kanun nazarında kadın erkek eşittir.
La muerte no significa lo mismo para mí... que para usted.
Ölüm, benim nazarımda sizinki gibi bir önem arz etmiyor.
Según las leyes de Francia solo tiene que responder ante la Cámara de los Pares.
Fransız konunları nazarında yalnızca Lordlar Kamarasına hesap verebilirsniz.
Hizo todo eso a los ojos de la ley.
Kanunların nazarında bunların hepsini yaptı.
Soy un hombre desafortunado.
Bana nazar değmiş.
Para ellos serás inocente, pero no para mí.
Burada kendini aklamış olabilirsin. Ama benim nazarımda asla.
- En pecado, no, en Gracia del Señor.
- Tanrı'nın nazarında değil.
El ojo maléfico del relámpago.
Şimşeğin nazarı...
Esa vaca gordinflona que no puede rodearse la panza con los brazos... Sueña con ser peligroso y seductor entre las damas.
O parmağı karnına yetişmeyen şişko, kendini kadınlar nazarında bir ilah sanıyor.
No me parecería grotesco nunca a mi
Hiçbir şey onu gülünç yapamaz nazarımda.
Queridos hermanos estamos aquí reunidos en presencia de Dios y con esta grata compañía para unir a este hombre y a esta mujer en el santo matrimonio.
Sevgili konuklar, burada Tanrı'nın nazarında ve bu topluluğun huzurunda bu adam ve kadını kutsal evlilik bağıyla bir araya getirmek için toplanmış bulunmaktayız.
Tienes suerte, toca madera.
Nazar değmesin, sen çok şanslısın.
Para que podamos ararlo sembrarlo y hacerlo provechoso para él.
Böylece orayı sürüp, ekin ekip, Tanrı'nın nazarında bereketli hale getirebileceğiz.
- Muy bien, estupendo.
- Çok iyi. Nazar değmesin.
Si no lo olvida, terminará quedando en ridículo públicamente.
ama O düşüncene iyice yapış, böylece... insanların nazarında havan olur.
- ¿ Y si el burro se muere?
- Barone'a nazar etme.
Bendito el nido
Nazar değmesin güzel tenine
Bendito sea el nido
Nazar değmesin güzel tenine
Bendito el nido Donde...
Nazar değmesin güzel tenine Neredesin nerede...
Para Dios no existe la nada.
Allah nazarında sıfır diye bir şey yoktur.
¿ El mal de ojo que tortura los pensamientos de la víctima?
Kurbanın düşüncelerine işkence eden nazar büyüsüne mi?
Lo que dice equivale a denunciar a los militares.
Söylediklerin ordu nazarında suç teşkil eder.
Todas las habitaciones son idénticas... pero para mí, esa habitación no se parecía a ninguna otra.
Her oda birbirinin aynı... ama benim nazarımda o odanın eşi benzeri yoktu.
Ahora nos sospecha el doble.
Şimdi onun nazarında, iki kat daha şüpheliyiz.
Cinco segundo en los ojos de la ley.
Hukukun nazarında beş saniye geçmiştir.
Ni este vestido, ni este cuarto. Nada.
Bu oda, bu bornoz hiçbir şeyin anlamı yok nazarımda.
A los ojos del poder son criminales, a los ojos del pueblo son héroes, luchadores de la libertad, eternizados en canciones populares.
Onlar devlet nazarında suçlu insanlardır. Onlar türkülerdeki özgürlük savaşçılarıdır.
En un puesto de amuletos para peregrinos.
- Bir hacının nazar bürosunda.
¿ Qué? ¿ En un puesto de amuletos?
Bir nazar bürosu mu?
Le ruego que no me ridiculice ante ellos.
Beni onların nazarında küçük düşürmeyin, ne olur.
Cada mirada suya es como un beso.
Her nazarı bir öpücük gibi.
Estamos locos por ti Y somos sabios, por aquel que te puso en el mundo
Senin nazarında bizler birer deliyiz. Seni dünyaya getirenlerin nazarında ise bizler birer bilgeyiz.
Creo que hasta el más vil de los pecadores puede obtener su perdón.
En kötü günahkârın bile Tanrı'nın nazarında bağışlanabileceğine inanıyorum.
Puede que tengas razón. Pero, para mí, tiene que haber sólo 30.
Haklı olabilirsin ama benim nazarımda hep 30 olmalı.
Mis amigos negros ya no van corriendo por ahi como conejos
Zenci dostlarım artık sadece nazar boncuğu taşımıyor.
Cuatro paquetes de tabaco, pastillas de jabón, ropa... un rosario, un brazalete, un sonajero, una muñeca.
4 paket tütün, 2 beyaz 1 yeşil sabun, iki parça basma nazar boncuğu, tespih, bilezik, bir tabanca plastik, çıngırak, bebek.
Es evidente que algunos de los generales alemanes ya tenía sus ojos sobre la posible por crímenes de guerra ensayos después de la guerra.
Bazı Alman generalleri, hâlihazırda savaş sonrası kurulacak mahkemeleri nazarı itibara almaya başlamıştı.
Pues... ¡ Hip, hip, hurra! Por tu climax barato.
Aman nazar değmesin senin... rezil orgazmına.
Ante los ojos de Dios, estamos casados.
Tanrı'nın nazarında biz evliyiz.
Para ellos... ustedes son los salvajes.
Onların nazarında vahşi sizlersiniz.
No sólo había plumas y amuletos de Leonard Zelig sino relojes, juguetes, pulseras y libros y un famoso muñeco de Leonard Zelig.
Sadece Leonard Zelig kalemleri ve nazar boncukları değil,... saatler, oyuncaklar, kol saatleri, kitaplar... ve ünlü bir Leonard Zelig bebeği vardı.
A la hora de morir... podrías darte cuenta de que mereces vivir menos... que millones como este niño pobre.
Tanrının nazarında sen bu yoksul adamın çocuğundan ve diğer milyonlarcasından daha değersiz ve yaşamaya çok daha az uygun olabilirsin.
¡ Buena suerte! eso trae buena suerte...
Nazardır nazar!
Pero cuando considero la apasionada determinación y la indefectible generosidad de espíritu que se necesitó para lograr este fin me lleno de admiración por este viejo, inculto campesino que pudo completar una tarea digna de Dios.
Ama bu maksadın hasıl olmasına gereken ruhun tutkulu kararlılığı ve eksilmez alicenaplığını nazarıitibara alınca Tanrı'ya şayan bir işi tamamına erdirebilen bu ihtiyar, tahsilsiz köylüye hayranlık duyuyorum.
¡ Estás probando algun mal de ojos al revés!
Nazar değdirmeye çalışıyorsun!
- ¿ Aparte del culo? - ¡ Sí!
Poposu sarfınazar edilirse mi?
El mal de ojo no funciona conmigo.
Bana nazar işlemez.
Los perros y el mal de ojo.
Köpekler ve nazar.
- Para mí, sí.
- Benim nazarımda oldu bile.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]