Translate.vc / Espanhol → Turco / Newt
Newt tradutor Turco
205 parallel translation
Newt Ellison.
Newt Ellison.
Ray Robin, en Texas está acompañando esta historia... e informando a los oficiales en el Departamento de policía... sobre un cementerio en la periferia del pequeño... poblado texano, Bien temprano esta mañana.
Bu saatin en önemli haberinin kahramanı Texas'tan Ray Robbin ; sabahın erken saatlerinde, Marto County şerif departmanındaki memurları küçük bir Texas kasabası olan Newt'in hemen dışındaki mezarlığa yönlendiren kişi.
Ei, compré carne. ¿ Pero dónde queda la estación más próxima?
Hey, kendimize biraz barbekü aldım. Benzin almak için en yakın yer Newt.
Newt.
Newt.
- Me llamo Newt.
- Adım Newt.
Newt, ve a sentarte adelante.
Newt, git önde otur.
- Sujétate, Newt.
- Sıkı tutun, Newt.
Newt y yo.
Ben ve Newt.
Newt, no te alejes.
Newt, uzaklaşma.
Quédate ahí quietita.
Newt, olduğun gibi kal.
Me extraña que corras tanto, Newt.
Sonbahardan önce burada olduğuna memnunum, Newt.
Era más joven que Newt. Pero tuve que dejarlo.
Newt'ten yaşlı değildim, fakat bırakmak zorunda kaldım..
Maldita sea, pero si eres el pequeño Newt.
Aman Tanrım! İyi, eğer o Newt değilse! Küçük Newt!
- Ya lo creo, te veo muy bien.
İyi ki büyüdün, Newt.
Newt me ha sorprendido, seguía recordándole como un mocoso.
Küçük Newt beni cidden şaşırttı. Onun büyümüş olduğu aklıma gelmezdi.
Y vosotros habéis cuidado de él.
Bunca zamandır küçük Newt sizinleydi.
Saldremos al anochecer. Newt.
Biz gün batımında ayrılıyoruz.
Ve ensillando tu poni, si quieres venir.
Newt, ne iyisi midilliyi eğerle, beni de hesaba kat.
Y Newt es un novato.
Newt, asla kan dökmedi.
Anda, Newt, ve a buscar los caballos.
Newt, koştur atları al.
El norte no es un lugar, es una dirección.
Kuzey bir yer değildir, Newt. O bir yöndür.
¡ Hay que agrupar el ganado!
Bundan hoşlanmıyorum, Newt.
¡ Aquí!
Buraya, Newt!
¡ Newt, ven a ayudarnos!
HYAH! Gelin, gelin!
- ¡ Venga!
NEWT!
No podemos hacer mucho, Newt. Le han mordido muchas veces.
Yapabileceğimiz fazla bir şey yok, Newt.
¿ Quieres cabalgar un rato conmigo, Newt? Si.
Belki sen benimle birlikte sürersin, Newt
- ¡ Newt! - Sí, señor. Quiero que vayas al campamento de Jake.
Newt, Jake'in kampına gitmeni istiyorum.
¿ Sabes dónde está? - Sí, señor.
Şimdi, yola koyul Newt.
Si hubiera mandado a otro, Jake podría matarlo. Pero a Newt no le disparará.
jake geri kalan adamları vurabilirdi, fakat Newt'i vurmaz
Newt.
AW, Newt.
¿ Por qué ha vuelto Newt?
Newt dönünce ne yapacak?
Newt no está, solo su caballo.
Newt geri dönemez, bu onun atı.
Hola, Newt. Buenos días.
Merhaba Newt, günaydın.
Newt, ¿ quieres tomar un café con nosotros?
Niye oturup bizimle kahve içmiyorsun?
- Entendido, muchacho, puedes irte.
Tamam Newt dilin tutulmadan gitsen iyi olur.
Tú también, Newt.
Sen de, Newt.
Pea. Tú y Newt mirad entre los arbustos.
Pea, sen ve Newt çalılıkların olduğu tarafa bakın.
Newt, ¿ estás bien?
Newt, iyi misin?
Pea, Newt, coged una cuerda y atadlos.
Çocuklar, kıyafetlerinizi çıkarın.
Yo también estoy impaciente por llegar a Ogallala.
Newt : "İlk seferim Ogallala'da olsun."
Newt no ha permitido que se llevara el caballo.
Biraz kamçıladı. Newt onların atı almasına izin vermedi.
- Gracias, Newt. - No hay de qué.
Sana borçlandım, Newt.
Ah, y ese es Newt.
Oh, evet, ah, Bu da Newt.
¿ Newt qué?
Newt kim?
Despierta, Newt.
Uyan, Newt.
- Date prisa, Newt.
Git, Newt.
¿ Qué tal Srta. Lorena?
Burada görüşürüz Newt. UM...
Soy Newt.
Ben - ben Newt.
Venga, Newt.
Devam et, Newt.
Jake no era un asesino.
Newt : "Jack bir katil değildi."