Translate.vc / Espanhol → Turco / Nice
Nice tradutor Turco
1,277 parallel translation
Feliz cumpleaños, Kes.
Nice yıllara, Kes.
Ya conocéis mi opinión, pero, ¡ muchas felicidades!
Duygularımı biliyorsun, nice mutlu seneler.
Ellos son ahora la moda y tanto denigran los escenarios ordinarios que muchos que llevan estoque temen a las plumas de ganso y han dejado de ir.
Son moda onlar şimdi. Öteki tiyatrolara kaba halk sahneleri diye veriştiriyorlar Nice silahşor, kalemşorların hışmından tiyatroya gelmez oldu.
Así la conciencia nos hace unos cobardes y así el color natural de nuestra resolución se mustia bajo la pálida sombra de la razón y empresas de gran peso y entidad por tal motivo se desvían de su curso y dejan de llamarse acción.
Bilinç böyle korkak ediyor işte hepimizi. Düşüncemizin soluk ışığı bulandırıyor yürekten gelenin doğal rengini. Ve nice büyük, yiğitçe atılan adımlar hedef değiştirip bu yüzden bir iş bir eylem olma gücünü yitiriyor.
Tenía una gracia asombrosa y un ingenio infinito.
Şakaları tadına doyulmazdı. Nice hoşlukları olan bir adamdı.
Un boleto de avión de Niza a Nueva York. Una licencia de manejo de N.Y.
Nice'ten New York'a bir uçak bileti... ve New York'ta geçerli bir sürücü belgesi.
Esto explica por qué Mikhail escogió un banco en Niza.
Bu Mikhail'in neden Nice'te bir banka seçtiğini açıklıyor.
En menos de 56 horas el banco abre la caja de seguridad y aparecemos todos en el diario.
Pekala. Pekala, Nice'teki banka 56 saatten az bir süre içerisinde güvenli mevduat hesaplarını açacak... ve biz de kendimiz hakkındaki haberleri New York Times'ta okuruz.
Convénzanlo de que nos ayude en Niza.
Onu bizimle Nice'te çalışmaya ikna et.
La lista está en una caja de seguridad.
Liste Nice'teki bankada güvenli bir yerde duruyor.
Queremos que vayas con nosotros al banco, a Niza y finjas...
Sizden istediğimiz bizimle Nice'teki bankaya gelmeniz... ve rol yapmanız...
Quiero regresar a Niza.
Nice'e geri dönmek istiyorum.
Mikhail tenía una lista en un banco de Niza.
Mikhail'in Nice'te listesi vardı.
Tú lo harás entender lo que pasará si no nos la da.
- Çünkü sen ona olayları... anlaması için yardım edeceksin. Eğer o Nice'te temiz birisi değilse.
¿ Pero por qué en Tbilisi y no en París o Niza?
Ama neden Tiflis ve neden Paris yada Nice değil?
Nice-lookin'men.
Yakışıklı adamlar.
Esta noche, en mi humilde casa, podréis ver pimpollos de mujer que a las estrellas del cielo cegarían.
Nice yıldızlar, nice taze, dişi goncalar göreceksiniz fakirhanemde
Las únicas veces que Picasso se desvivía por alguien, excepto cuando intentaba conquistar a una nueva mujer, era cuando visitaba a Matisse, en el hotel Regina, en Niza.
O da Matiss'i Nice'de hotel Regina'da ziyaret ettiğimizdeydi. Matisse Picasso'ya yıllar önce kaybettiği biricik oğlu gibi davranıyordu.
- Encontraremos uno, en Niza. - Eso es imposible.
- Nice'de bir tane buluruz.
... un orfanato en Niza.
... Nice'de bir huzurevi sessizliği.
Have a nice evening.
İyi akşamlar.
Hay otros tiempos y otros lugares que apreciarían como es debido a dos en el garrote vil y el cuchillo deshuesador.
Darağacında infaz eden ve bıçak kullanan bir çift mahir elin, gerektiği gibi kadrini kıymetini bilecek, nice yer ve zamanlar vardır.
- Encantado de conocerla.
- Nice to meet you.
Feliz cumpleaños, cariño. ¡ Tú!
Nice senelere, şekerim.
Feliz cumpleaños, dulzura.
Nice senelere, tatlım.
- Feliz cumpleaños, dulzura.
Nice senelere, tatlım.
It'll be nice if she comes with us to America for 1-2 months and sees everything.
Bu iyi olur 1-2 aylığına bizimle Amerika'ya gelirse. Herşeyi de görür.
Bueno. Dime cómo y cuándo vinísteis desde Niza a Sils Maria.
Peki ne zaman ve nasıl Nice'den Sils Maria'ya geldiniz?
Feliz cumpleaños.
- Nice senelere. - Teşekkürler.
Feliz cumpleaños.
Nice senelere.
Feliz Januka Chandler y Monica Feliz...
# Mutlu Hanuka, Chandler ve Monica Nice, nice... #
Que tengas una feliz Januka
# Nice mutlu Hanuka #
Feliz cumpleaños, Sr. D'Arcy, feliz cumpleaños.
Nice yıllara Bay D'arcy, nice güzel yıllara.
Sí, claro, ingratos mocosos.
Başlatmayın nice yılınızdan!
Es un momento de felicidad... y os deseamos a ti y a Nya muchos años de felicidad... y muchos hijos.
Mutlu bir dönem. Sana ve Nya'ya nice mutlu yıllar ve bir sürü erkek evlat dliyoruz.
Felíz cumpleaños, Joey. ¡ Mm, bota!
Nice yillara, Joey.
¡ Felíz Cumpleaños!
- Nice yillar!
La maleta está en Niza.
Çanta Nice'de.
Se alojan en el Villa Belle Mer.
Nice'de, Villa Belle Mer'deler.
Se dirige a la parte antigua de la ciudad.
Eski Nice'e doğru gidiyorlar.
- En París, antes de que fuéramos a Niza.
- Paris'te, biz Nice'e gitmeden önce.
Necesito saber de ti cada día y cada hora. Porque en un minuto hay muchos días.
Her gün, her saat haber almalıyım senden çünkü bir dakikada nice günler gizli.
Un amor que perduró años... y perdurará, estoy seguro, muchos años más.
Bu hiç bitmeyen bir sevgi, uzun yıllar sürmüş bir sevgi ve daha nice uzun yıllar süreceğinden eminim..
... ojalá viva hasta que tenga cien años si, vivirá mucho, si, vivirá muchos años si, vivirá hasta que tenga cien años...
Nice mutlu yıllara, yüzüncü yaşına... Evet, uzun yaşayacak Evet, uzun bir ömrü olacak Evet, yüz yaşına kadar yaşayacak
Feliz cumpleaños.
Nice mutlu yıllara.
Feliz aniversario, disfrútalo.
Nice yıllara baba. İyi vakit geçirin.
Para ser un tío que se considera dramáticamente bueno, pido disculpas a menudo.
You know, for someone who views himself as a tragically nice guy I spend an awful lot of time apologizing.
Enhorabuena.
Nice yıllara.
- Felicidades, Jan.
Nice yıllara Jan. Teşekkür ederim.
Felicidades.
Nice yıllara.
Feliz cumpleaños dondequiera que estés.
Nerede olursan ol, daha nice mutlu doğum günlerine.