Translate.vc / Espanhol → Turco / Obara
Obara tradutor Turco
43 parallel translation
- ¿ Ese sería el Sr. Obara?
- Ohbara olmasın sakın?
Obara cambió el agua del tanque después del revuelo de la tarde.
Obara, tankları akşam yemeğinden önce doldurdu.
Sólo dije que Obara no descuidó su deber.
Ben Obara'nın bir ihmalinin olmadığını söylüyorum sadece.
El recluta Obara admite su negligencia.
Er Obara ihmalini kabul ediyor.
Vamos Obara.
Hadi, Obara.
Muéstrale a Obara cómo se hace.
Obara'ya nasıl yapacağını göster.
Obara, mira como lo sujeta y como presiona el gatillo.
Obara, tüfeği nasıl tuttuğunu ve tetiğe nasıl bastığını izle.
¿ Lo ves, Obara?
Gördün mü, Obara?
Obara, trata de relajarte.
Obara, sakin olmaya çalış.
Obara, escúchame con atención.
Obara, kulaklarını aç.
¡ Obara, deja de lloriquear!
Obara, ağlamayı kes!
Obara.
Obara.
Hola, Obara.
Hey, Obara.
Obara admite su falta, señor.
Obara hatasını kabul ediyor, efendim.
¡ Animo, Obara!
Hızlan, Obara!
¡ No te rindas, Obara!
Obara, pes etme!
¡ Obara, levántate!
Obara, kalk!
Si no las tienes, te podemos encontrar utilidad. ¿ No, Obara?
Öyleyse size uygun bir iş bulabiliriz, değil mi, Obara?
El honorable Shosuke Obara ¿ Qué fue lo que le llevó a la ruina?
Muhterem Shosuke Obara, nasıl böyle züğürt düştü.
¡ Ese holgazán de Obara causa problemas aún después de muerto!
Şu alçak Obara bize hep uğursuzluk getirdi.
No lo hagas. Todos están nerviosos por el suicidio de Obara.
Hepsi Obara'nın intiharından dolayı çok gergin.
¿ Está usted al tanto de las vergonzosas acciones... a las que obligó a Obara?
Onun dün Obara'ya nasıl bir keyfi ceza verdiğini biliyor musunuz?
¿ Y el suicidio de Obara duplicó su vergüenza?
O zaman kocam intihar etmekle suçunu katlamış mı oluyor?
Una parte de Obara murió por el enfrentamiento entre usted y su suegra.
Obara'nın ölümünde kaynananızla olan sürtüşmelerinizin de bir payı oldu.
Sin autorización alguna le inflingió un castigo infame... después de que Obara cayera por pura fatiga.
Obara yorgunluktan bitap düşüp, yarı yolda kaldığı için ona yetkisi dâhilinde olmayan çok çirkin bir ceza verdi.
- ¿ Obara fue el único hombre castigado?
- Tek ceza verilen Obara mıydı?
- ¿ Sólo Obara?
- Evet, efendim.
El suicidio de Obara es sólo un pretexto.
Obara'nın ölümü sadece bir bahane.
La muerte de Obara no se debe a preocupaciones domésticas.
Obara'nın ölümüne eviyle olan sorunları yol açmadı.
La muerte de Obara ya fue suficiente vergüenza para esta compañía.
Obara'nın ölümünün utancı birlik için kâfi.
Oh, y... la viuda de Obara nos escribió una carta agradeciéndonos.
Ah, bir de... Obara'nın dul eşi tüm takıma bir mektup gönderdi.
Dice también que los muertos no hablan, y que no entiende por qué se suicidó.
Ayrıca, ölülerin dilinin olmadığını ve Obara'nın intiharının arkasında yatan gerçeği bulamadığını yazmış. Değil mi?
¡ Con Obara hubiéramos sido cinco, soldado de primera Yoshida!
Obara olsaydı eksik olmazdık, Usta Er Yoshida!
Admite ante el oficial al mando que tú causaste la muerte de Obara.
Bölük komutanına Obara'nın intiharına sebep olduğunu söyleyeceksin.
Yoshiya Obara
Yoshiya Obara
- Nym! Obara!
- Nym, Obara.
Obara?
Obara?
Soy Obara Arena.
Ben Obara Sand!
Obara.
- Barbaro mu? - Obara.
¡ Levántate, Obara!
Kalk, Obara!
No, señor.
- Sadece Obara mı?
Porque Obara se suicidó.
Çünkü Obara kendini öldürdü.