Translate.vc / Espanhol → Turco / Ocasión
Ocasión tradutor Turco
5,901 parallel translation
Y fue en esta rara ocasión que por primera vez vió a Beatriz.
Ama Beatrice'i ilk kez nadiren kullandığı bu ulaşım aracında görmüştü.
Alan, rara vez tengo ocasión de decir esto pero es exactamente el hombre que siempre esperé que fuera.
Alan bunu söylemek için nadiren sebebim vardır ama tam olarak her zaman olacağını umduğum adamsın.
¿ Es para una ocasión especial?
Özel bir olay filan mı var?
Para una ocasión formal, por supuesto.
- Resmi kıyafet elbette.
No hay oportunidad para que usted sea un héroe en esta ocasión, el señor Holmes.
Bu sefer maalesef kahraman olma şansınız yok, Bay Holmes.
Será en otra ocasión.
Başka zaman yapmak zorundayız.
Eres bienvenido a regresar, en cualquier ocasión...
Bir olay olursa, gel buraya bana haber ver.
¿ Te depilaste la vagina para la ocasión?
Haftasonu için etek traşı oldun değil mi?
Admito que pareces sufrir un ataque más agudo en esta ocasión, pero...
Bu sefer daha vahim bir kriz içerisinde olduğunu kabul ediyorum lakin en hissi duygularımla
Creo que esta es una ocasión especial un snapple y papas fritas
Bir adet Snapple ve cips.
Es una buena ocasión.
- İyi bir zaman.
Es una ocasión estupenda.
- Harika bir zaman.
Quizá en otra ocasión.
Belki başka bir zaman.
Esta es la ocasión memorable... en que a Roger se le dio el Premio Pulitzer.
Bu fotoğraf, Roger'a Pulitzer Ödülü verildiği gün çekildi.
Y en una ocasión, llevé a mi hermana pequeña... a acampar para el fin de semana, y Charlie insistió... que estaba afuera, teniendo una visita conyugal.
Ve başka bir sefer de, kız kardeşimi haftasonu kampa götürmüştüm ve Charlie ise mahkum ziyaretine gittiğim konusunda ısrar etti.
¿ Cómo lucho con el rey? . Bueno, en otra ocasión tal vez.
Belki başka bir zaman.
Allí, en cierta ocasión, conseguí capturar un arco iris.
Oradayken bir gökkuşağı da yakaladım.
¿ Podrías no tratar de quedar atrapado en esta ocasión?
Bir dahaki sefere yakalanmamaya çalışsan?
Bueno, es una ocasión especial.
Bugün özel bir gün.
Las hermosas notas te remiten a esa empresa de calidad, o a esa ocasión especial.
Güzel ezgiler sizi geçmişe götürür,... ya da o özel ana.
- Tal vez en lugar de ir al infierno en esta ocasión, van al espacio.
Pardon aklıma alakasız bir fikir geldi de. - Belki bu sefer cehenneme gitmek yerine uzaya giderler.
- Pero en esta ocasión- - - ¿ En esta ocasión?
- Lakin bu sefer... - Bu sefer mi?
En esta ocasión, el hilo conductor se corta, la copa de oro se rompe y el cubo se estrella en el manantial.
Bu sefer, gümüş iplik kopar altın kupa kırılır ve baharda kova parçalanır.
Y no pierdas todo el día en esta ocasión.
Tüm gününü de bununla geçirme.
Para cada ocasión, él tenía una canción.
Her fırsatta bir şarkıyla ortaya çıkardı.
Um, bueno, sabes, Me gustaría que salieramos en alguna ocasión.
Başka bir zaman takılmak isterim.
Debe ser una gran ocasión.
Önemli bir olay olmalı.
No hay mejor ocasión... que ahora, para usar la ceremonia de exorcismo... para propagar la amenaza de Necrosis al mundo.
Nekroz'u dünyaya duyurmak için daha mükemmel bir zaman olamazdı.
Si desea estar solo, puedo volver en otra ocasión.
- Yalnız kalmak istiyorsanız yine gelebilirim.
Tal vez la próxima vez que hacemos esto, es una ocasión feliz.
Bunu bir daha yaptığımızda, mutlu bir sebeple bir araya gelelim.
¿ Ocasión especial, Ernest?
özel bir durum mu, Ernest?
Boussac aprovechó la ocasión para romper su contrato. Él le sustituyó.
Boussac çöküşünü fırsat bilip... sözleşmeni askıya aldı, yerine başkasını buldu.
Tripathi, no puede ser una ocasión mejor auspiciosa para el matrimonio de tu hija.
- Tripathi, kızının evlenmesinden daha hayırlı bir olay olamaz.
Sr. Magnussen, ¿ puede recordar alguna ocasión en la que sus comentarios pudieran haber influenciado la política del gobierno?
Bay Magnussen, beyanlarınızın devlet politikalarını etkilediği bir durum oldu mu hiç?
¿ Por qué un hombre que nunca ha cerrado una puerta sin las órdenes directas de su madre se molesta en hacerlo en esta ocasión? ¡ Vale, para, para!
O halde, annesinin direkt emri olmadan bir kapı kapadığı görülmemiş olan bir adam neden şimdi kapıyı örtme zahmetine girmiş olsun?
Lo siento, no hay ocasión para que sea un héroe, Sr. Holmes.
Bu sefer kahraman olma şansınız maalesef yok Bay Holmes.
- Hagámoslo de nuevo en otra ocasión.
- Bir ara tekrarlayalım bunu.
¿ No sentiste como si se burlaran de ti en esta ocasión?
Seninle bu sefer de dalga geçmediklerinden emin misin?
Caballeros, estoy agradecido de decir que han sido 17 años... desde la última vez que tuvimos ocasión de utilizar este decantador.
Beyler, minnetimi dile getirmek isterim, bu içki sürahisini en son kullanmamız gerekeli on yedi sene oluyor.
Trata de elegir un candidato más adecuado en esta ocasión.
Bu sefer daha iyi bir aday seçmeye çalış.
Y en esta ocasión, creo que es aceptable para nosotros... romper las reglas un poco.
Bu seferlik, kuralları biraz esnetmekten bir zarar çıkmaz bence.
Eres creadora de coaliciones y, cuando la ocasión lo amerita, una luchadora.
Bir arabulucusun, yeri geldiğinde bir savaşçısın.
¡ Cierra la boca, Me levanto a la ocasión, hombre!
Konuşma lan! Duruma göre yükseliyoruz işte!
¿ En esta ocasión especial, cómo se siente?
Bu özel durumda, duygularınız nelerdir?
He estado esperando por la ocasión.
Büyük bir olay bekliyordum.
¿ Cuál es la ocasión?
Oh, durum nedir?
Quizá en otra ocasión.
Belki başka bir sefere.
Rita, prepara café fuerte para esta ocasión.
Rita çok sert bir kahve yap lütfen, şu an çok ihtiyacım var.
Debería encontrar algo especial para una ocasión especial.
Bu özel olay için özel bir şeyler bulmalıyım.
Aún cuando es una ocasión tan triste.
Böyle üzücü bir olay sebebiyle olsa bile.
Démosle la bienvenida ahora a una vieja amiga de Wilhelm. Venida especialmente para esta ocasión.
Kendisi Wilhelm'in eski bir arkadaşı.