Translate.vc / Espanhol → Turco / Oiste
Oiste tradutor Turco
532 parallel translation
- Oiste lo que le dije a ese sujeto.
- Ona ne dediğimi duydun.
- Oiste las reglas, ¿ verdad? .
- Kuralları duydun, değil mi?
¿ Oiste eso, Chester?
Bunu duyuyor musun, Chester?
- Y nadie me lo va a impedir. ¿ Oiste?
Ve kimse beni yolumdan döndüremez, duydun mu?
- ¡ Ya oiste al Dr. Kenneth!
- Dr. Kenneth'i duydun!
También le di una lección a ese arrogante de Darcy. ¿ Oiste lo que le dije, Lizzie?
Ve kaba Bay Darcy'e de haddini bildirdim!
- ¿ Oiste? Mucho gusto.
- Baksana şuna. "Nasılsınız?"
¿ No oiste a mi hermana llamándote?
Kardeşimin seslendiğini duymadın mı?
Oiste lo que dijo.
Onu duydunuz!
¿ Lo oiste hablar al almirante Tarrant sobre esta guerra?
Amiral Tarrant'ı bu savaş hakkında konuşurken dinledin mi hiç?
Eso es todo. ¿ Oiste esto?
Okyanusun dibinde bir kaynak gibi gözüküyor.
Ya oiste lo que dijo el Capitán.
Yüzbaşının dediğini işittin.
- ¿ Oiste?
- Bir şey duydun mu?
Ahora, Dorothy, te vas a la cama en este instante ¿ Me oiste?
Dorothy, derhal yatağına gidiyorsun, beni duydun mu?
Ya oiste lo que dijo Aaron Caldwell.
Aaron'un söylediğini duydun.
Que estabas aquí cuando llamó y que le oiste.
İşte buradasın, aramış say, ve onu telefonda duyarsın.
- ¡ Me oiste!
- Sen duydun!
- ¿ Oiste eso?
- Duydun mu?
Como Sidony Travis, ¿ alguna vez la oiste?
Sidony Travis gibi, daha önce duydun mu hiç?
No oiste?
Duymadınız mı?
- Tu nunca oiste eso en la casa.
- Evde asla bu söylenmez.
No oiste una palabra de lo que dije.
Söylediklerimi dinlemedin bile.
- ¿ Lo oiste?
- Öyle mi?
Me oiste, pajita.
Dediğimi duydun, kamış.
¿ Como osas estar diciendo las cosas que nos oiste? ¡ No!
Duyduğumuz şekilde konuşmaya nasıl cesaret edebilirsin?
- Se que me oiste.
- Beni anladığını biliyorum.
Me oiste recién.
Bu kez beni duydun.
Ya la oiste... ¡ Fuera!
Onu duydun. Defol.
¡ Ya me oiste!
Beni duydun!
Me esta revolviendo el estomago... ¿ Me oiste?
Bunlar midemi kaldırıyor benim. Duyuyor musun? !
Cuida el circuito defectuoso de tu brazo, ¿ oiste?
Kolundaki o arızalı devreye dikkat et, olur mu?
¿ No oiste hablar de la caridad cristiana?
Hiç Hristiyan hayırseverliğini duymadınmı?
- Lo oiste.
- Sen mi?
me oiste?
Duyuyor musun?
no es momento de bromear. ya oiste que no queda para regresar a casa escuchen, existe una estacion de radio al norte de cabo Seahorse.
Yeter bu pis espriler. Dönecek kadar yakıtımız yok. Seahorse Burnu'nun kuzeybatısında bir radar istasyonu var.
¿ Oiste eso Chief?
Sen de böyle düşünüyorsun değil mi Şef?
Alice, ¿ me oiste?
Alice, beni duydun mu?
¿ Oiste las bombas caer?
Düşen bombaları hiç duydunuz mu?
¿ Oiste las bombas caer?
Düşen bombaları duydunuz mu?
Oiste lo que dije?
Dediğimi duydun mu?
- Oiste lo que dijo.
Ne söylediğini duydun.
¿ Me oiste? ¿ Te quiero...
Seni çağırıyorum..
No me des la espalda cuando oiste mi pregunta.
Sana bir soru sorduğumda arkanı dönme.
Me temo que no oiste la radio.
Artık radyoyu dinlemekten çekiniyorum.
Dile a Shelby Overman que puede irse a freir esparragos, ¿ me oiste?
Shelby 0verman'a söyle, mezarlıktaki tatlıların üzerinden. uzun atlama yapabilir, duyuyor musun?
Quizás no me oiste.
Belki de ne söylediğimi duymadın.
¡ Me oiste!
Ne? Beni duydun.
Esas amenazas de las que oiste, las que son contra Linwood.
Evet. Linwood'a gelen tehditler var ya?
- No oiste la puerta?
- Kapıyı duymadın mı?
Oiste el de la tarde?
Son haberi duydun mu?
Ranken, ¡ ¿ Me oyes! ? ¿ Me oiste, Ranken?
Duydun mu beni?