English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Olvidó

Olvidó tradutor Turco

5,133 parallel translation
De todas formas, se le olvidó mencionar sus últimos ingresos a unos agentes federales.
Her halükârda yakın zamandaki para akışından bize bahsetmedi.
Algo que nunca olvidó.
Bunu asla unutmayacaktır.
Se me olvidó algo.
Bir şeyi unuttum.
Bueno, al parecer alguien se olvidó de decirle a Indiana que es otoño, porque sigue haciendo mucho calor... tanto calor que Mike se rindió y llamó a un profesional del Instituto de Midwest Air-Conditioning Repair.
Görünüşe göre biri İndiana'ya sonbaharda olduğunu söylemeyi unutmuş. Çünkü gittikçe daha sıcak oluyor. Mike sıcaktan bıktı ve Midwest Klima Tamiri Enstitüsü'nden bir profesyonel çağırdı.
¡ Señor olvidó su vuelto!
( Dondurmacı ) Beyefendi paranızın üstü.
Profesor Mahir, usted olvidó la puerta, olvidó mi nombre...
Mahir Hoca'm kapıyı unuttunuz adımı unuttunuz.
Esas cosas no son importantes, pero usted olvidó a Ela...
Bunlar önemli değil. Ama Ela'yı da unuttunuz.
Él olvidó la contraseña de su casa porque apenas va allí.
Evine kırk yılda bir gittiğinden kapının şifresini unuttuğu bile oluyor.
Porque alguien olvidó decirle eso al Detective Helling.
Çünkü biri Dedektif Helling'e bunu söylemeyi unutmuş.
Al parecer, no es todo lo que olvidó.
Oraya uğradığımı unutmuşum. Görünüşe göre, unuttuklarınız bununla kalmıyor.
Así que, ¿ era alguien a quien se acostumbró con el tiempo, o era alguien a quien simplemente nunca olvidó?
Yani ya zamanla alştığı biri olmalıydı ya da hiç unutmadığı biri.
Un empleado de Parques y Ocio olvidó cerrar la sesión de la cuenta de twitter de Parques y Ocio, y publicó un mensaje personal y privado, por accidente, y esa persona lo lamenta mucho, y no volverá a suceder.
Bir çalışan, resmi hesabımızdan çıkış yapmayı unutuyor ve kişisel mesajını yanlışIıkla resmi hesabımızdan gönderiyor. Ve bu kişi çok üzgün. Bir daha olmayacak.
- ¿ Solo olvidó el momento en que vio al sujeto?
- Bir tek adamı gördüğü anı unutmuş.
No, Aidan, olvidó los minutos donde vio a su sobrina recibir un disparo.
Hayır, Aidan, yeğeninin vurulduğu dakikaları unutmuş.
¿ Qué, como si olvidó presionar el botón salvar?
Ne, sanki'save'tuşuna basmayı untmuş gibi mi?
- Se le olvidó la identificación.
- Kimlik kartınızı unutmuşsunuz.
Darrin me olvidó.
Darrin hayatına devam etti.
¿ Recuerdas la vez que se me olvidó el cinturón?
Kemeri ilmiğine geçiremediğim zamanı hatırlıyor musun?
Alguien olvidó una banana aqu...
Birisi burada muzunu unutmuş!
¿ Qué se te olvidó?
Ne unuttun?
Bien, si tenía un segundo teléfono, quizás el limpiador se olvidó de él.
Tamam, pekala, eğer ikinci bir telefonu varsa, belki temizlikçi bunu kaçırmıştır.
Entonces se olvidó de quién era, desertó de su familia.
Kim olduğunu unuttu, ailesini terk etti.
No se olvidó del dinero del seguro.
Ama sigorta parasını unutmamışsınız.
Se me olvidó decirte. Se me ocurrió una forma de llevarnos bien con las amigas de Jazmine en la fiesta de compromiso.
Nişan partisinde Jazmine'nin arkadaşlarıyla geçinmenin yolunu buldum.
Es como esa vez en primero que mi madre de acogida se olvidó de recogerme del colegio.
Üvey annemin birinci sınıfta beni.. okuldan almayı unutması gibi.
Te despedimos por Alicia, claramente a ti se te olvidó eso rápido.
Seni Alicia yüzünden kovduk ve sen de emin ol bunu çabucak atlattın.
Este hombrecito de aquí olvidó que no hay honor entre ladrones.
Küçük adam, hırsızlar arasında onur olmadığını unutmuş.
En caso de que el profesor Forbes se olvidó de contarte en tu entrenamiento, dulzura, soy mucho más viejo que tú, y eso significa que soy mucho más fuerte que tú.
Profesör Forbes eğitiminde sana söylemeyi unuttuysa söyleyeyim tatlım senden çok daha yaşlıyım.
Damon olvidó contarte lo mejor de Augustine, lo que pasó luego de escapar.
Damon Augustine hikâyesinde en iyi kısmı atladı. Kaçtıktan sonraki kısmını.
¿ Olvidó que era mi hermano?
Kardeşim olduğunu unutmuş muydu?
¿ Olvidó que eras mi prometida?
Benim nişanlım olduğunu unutmuş muydu?
Creo que olvidó la parte de proteger un gran secreto.
Bence siz büyük bir sırrı sakladığınızı söyleminiz dışında bıraktınız.
Sr. Burns... Olvidó contarme algunos detalles la última vez que hablamos.
Nolan Bey, son konuşmamızda bize bazı detaylardan bahsetmemişsiniz.
- ¿ Cómo se olvidó de mencionarlo?
- Bunu nasıl hatırlamazsın?
Si se me olvidó mencionar una breve conversación con un idiota borracho en un bar, lo siento.
Barda, sarhoş bir geri zekalıyla yaptığım kısa bir konuşmadan söz etmeyi unuttuysam, özür dilerim.
Lamentamos la molestia, señor, mi compañero aquí se olvidó de un formulario que necesitamos que firme.
Rahatsız ettiğimiz için üzgünüz efendim. Ortağım imzalamanız gereken formu unutmuş.
Olvidó su pequeño artilugio.
Cihazını unuttu.
Pero Ballentine no olvidó.
Ama Ballentine beni unutmadı.
Incluso se olvidó de mí...
Beni bile unutmuş...
¿ El que se te olvidó mencionar que había cerrado?
Hani şu kapandığını söylemeyi unuttuğun yer mi?
Una hermosa mujer huyó de mi casa anoche y la única pista... que tengo para identificarla es este zapato que se olvidó.
Dün gece güzel bir kadın evimden kaçtı ve onun kimliğini tespit etmem için... elimde olan tek ipucu evde bıraktığı bu ayakkabı.
Sin embargo no se olvidó los zapatos.
Yine de arkasında hiçbir ayakkabılarını bıraktı.
Se me olvidó que había puesto una alerta para que me avisase cuándo empezaba la maratón Columbo esta noche.
Bu geceki Columbo maratonunu bana bildirsin diye kurduğumu Mutlu Kedi Arkadaş Alarmı Saati'ni unuttum.
Así que, a nuestro domador de renos se le olvidó contarnos que Santa formaba parte del paquete de Winter Wonderland.
Demek bizim geyik çobanı... "Baba" nın da Winter Wonderland paketine dahil olduğunu kendine saklamış.
Bueno, no me vengas llorando cuando Kristin Chenoweth se desmaye porque se te olvidó darle de comer.
Kristin Chenoweth ona yemek vermeyi... unuttuğunda bayılınca ağlayıp bana gelme o zaman.
Mi primo Steve olvidó tomar su medicina esta mañana.
Kuzenim Steve, bu sabah ilacını almayı unutmuş.
Parece que Bebe olvidó la segunda página.
Sanırım Bebe ikinci sayfayı vermeyi unutmuş.
Pero un error ha cometido, señor, se olvidó de cantar "mía".
Birileri senden önce "benimdir!" dedi.
Estoy totalmente de se olvidó de eso.
Onu tamamen unutmuşum.
¡ ¿ Lo olvidó? !
Unuttun mu?
Olvida el Mundo en un Mundo que el Tiempo Olvidó. "
Zamanın Unuttuğu Dünyada Dünyayı Unutun ". Ne kadar güzel.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]