Translate.vc / Espanhol → Turco / Ooh
Ooh tradutor Turco
5,285 parallel translation
Esto está mal.
Ooh, bu çok kötü.
Este polvillo de hada pertenece a la Tierra de las Hadas.
Ooh. Bu toz Peri adasına ait.
Ooh chica, estás en mi onda, bebé.
Ek saçımın üstüne yattın, bebeğim.
Ooh, que se sentía bien.
Oh be, iyi geldi.
Ooh. Bien, lo lamento no vamos a estar juntos, pero le traje sus cosas favoritas.
Birlikte olamayacağımız için üzgünüm ama en sevdiğin şeyleri getirdim.
Es horrible. Ooh, pero me siento hermoso ahora.
Berbat ama yakışıklı hissetmeye başladım.
Ooh, ¡ Realmente quiero pujar!
Gerçekten ıkınmak istiyorum!
- Sí.
- Evet, Ooh!
Hola.
Ooh, merhaba.
- Ooh la la! - Vamos, chicas! Vamos!
Hadi gidelim kızlar.
- Definitivamente te gustaban. - Ooh, yum yum yum.
Sana göre kesin öyleler.
- Ooh, ¿ quién necesita la trampa de osos cuando tengo esposas en mi recámara, mi simio sexy?
Yatak odamda kelepçelerim varken kim ayı kapanına ihtiyaç duyar. - Seni seksi şempanze
Ooh, sí, eso está bien, hazme sentirlo.
Evet, işte bu! Buna ben bile inandım.
Ooh, tengo una buena idea.
İyi bir fikrim var.
Ooh, Blu-Tack. ¿ Puedo tener esto?
Yapıştırıcı hamur. Bunu alabilir miyim?
- Son muy peligrosos. - Ooh.
Çok tehlikeliler.
- Ooh la la.
- O lala.
Ooh!
Ooh!
Podría ser peligroso ahí afuera.
- Dışarısı tehlikeli olabilir. - Ooh!
Ooh. Bebé, callar.
Bebeğim, sus.
Ya bebí un poco con el desayuno.
Zaten kahvaltı yapmıştım. Ooh.
Ooh, encantador.
Ooo, ne kadar şirin.
Ooh...
Ooh...
Oh, creo que debería hacer algunas, uhm... Flexiones.
Ooh, Sanırım benim biraz şınav çekmem gerekiyor.
¿ Eso podría llegar a pasar?
- Oh. - Ooh. Bu gerçekten oldu mu?
Esa es difícil.
Ooh, zordur.
¿ Y si compro una máscara de Freddy Krueger...
Ooh. Bir tane Freddy Krueger maskesi alsak...
Dios.
Ooh. Tanrım.
¡ Oh, trasero-increíble!
Ooh! Ass-testis!
Oh, quiero ser tu chica.
# Ooh senin kızın olmak istiyorum oh #
Todo lo que necesito eres tú.
# AH tüm isteğim sensin ooh #
Oh, oh, sí.
# Ooh oh evet #
Ooh. Trate de no moverse, por favor.
Hareket etmemeye çalış lütfen.
Ooh, nabos.
Meksika turpu!
¡ Ooh, manteca!
Ooh, yağ!
Oh, tal vez podamos festejarlo con Harry Potter y Hermione.
Diğer diyarın sert bir göç karşıtı politikası vardır olay fanilere... gelince. Ooh, belki de Harry Potter ve Hermione ile parti verebiliriz.
¡ Noche de cita!
Ooh, gece gezmesi!
Justo como el mejor día de mi vida fue cuando me diste tu mano en matrimonio.
Tıpkı evlenirken elini bana verdiğinde... hayatımın en güzel günü olduğu gibi. Ooh.
Realidad, puedes besar mi plano trasero de plástico. ¡ El tiempo de padre e hija nunca terminará!
Benim yassı plastik kıçımı öp, gerçek. Ooh. Baba-kız zamanı asla bitmeyecek!
¡ Ooh!
Ooh!
Ohh, lo hacen.
Ooh, onlar var.
Oh, lo entiendo perfectamente.
Ooh, kesinlikle anlıyorum.
¿ Cuál es la prisa?
Ooh, acelen ne?
¡ Alex, coge eso!
Ooh, Alex, al şunu!
la rosquilla. ¿ De verdad nunca habéis oído hablar de las rosquillas?
Ooh! Leziz! Hayatınızda hiç donut görmediniz mi cidden?
Ambas son imitaciones baratas de mi cerveza favorita, Bud Rock.
İkisi de en sevdiğim bira olan Bud Taş'ın soluk taklitleri. - Oh, ho, ho! - Ooh!
Buen trabajo, coco.
Ooh! İyi iş, timsahcık.
Ooh, entrada, 11 : 00.
- Kim?
Mantén tus manos arriba.
Ooh!
¡ Ooh! Vaya, lo siento.
Hay aksi, özür dilerim.
Ooh! Consiga sus manos, tener en sus manos.
Ellerini çöz, ellerini çöz.