Translate.vc / Espanhol → Turco / Operación
Operación tradutor Turco
14,508 parallel translation
¿ Quieres que utilice a las chicas de Max para que informen de la operación del gobernador sin decírselo a Max?
Max'in haberi olmadan kızlarını Vali'nin harekatından bilgi almak için mi kullanmak istiyorsun?
¿ Qué clase de operación estás dirigiendo?
Ne tür bir operasyon yönetiyorsun sen burda?
¿ De verdad vas a tirar a la basura toda tu operación? Mira.
Cidden bütün operasyonu bitirecek misin?
Dos días en tu operación, ¿ y tu informante está comprometida?
Başlayalı iki gün oldu ve muhbirin ortaya mı çıktı?
Si no supiera que tienes fuerte evidencia de algo que puede ser un importante caso de corrupción pública no habría autorizado la operación.
Sağlam bir ip ucun olduğunu düşünmesem apaçık bir yozlaşma davası olmasaydı bu operasyona izin vermezdim.
Hice lo que tenía que hacer para mantener la operación.
Operasyonu canlı tutmak için yapmam gerekeni yaptım.
Llevo cuatro meses preparando esta operación.
Bu operasyon için 4 ay bekledim.
¿ Quiere que refuerce la operación Texas?
Teksas operasyonunu hızlandırmaya yardım etmemi mi istiyorsunuz?
Construí mi operación desde los cimientos.
Tüm organizasyonumu sıfırdan kurdum.
¿ Puede el jefe darnos información actualizada del progreso de la Operación Músico?
Müzisyen Operasyonu Özel Biriminin güncel durumu hakkında emniyet müdürü bizi bilgilendirebilir mi acaba?
Bueno, tal y como yo lo entiendo, usted estaba a cargo de la operación policial.
Anladığım kadarıyla operasyonun sorumlusu sizmişsiniz.
Pedí al sargento de custodia Boyd que hiciera una evaluación de la operación mientras yo informaba al detective sargento Anderson.
Ben Detektif Çavuş Anderson'a bilgi verirken Gözaltı Çavuşu Boyd'dan risk değerlendirmesi yapmasını istemiştim.
¿ Cree que la operación fue negligente en alguna forma?
Sizce operasyonda herhangi bir ihmal var mıydı?
¿ Una operación?
Ameliyat mı?
Mi operación ha estado creciendo exponencialmente desde la última vez que hablamos.
Son konuştuğumuzdan bu yana işlerim katlanarak büyüyor.
El Sr. Allen era una figura periférica en una operación en curso que es un asunto de seguridad nacional.
Bay Allen sürdürülen ulusal güvenlikle ilgili bir davada... önemsiz bir figürdü.
Así que no vamos a comprometer toda nuestra operación para ayudar a resolver un asesinato que no importa.
Anlayacağınız siz önemsiz bir cinayeti çözeceksiniz diye... bu kadar kapsamlı bir soruşturmayı riske atamayız.
Mira, tanto Asuntos Internos como yo, creemos que tu mayor déficit en esta operación es también tu mayor ventaja.
Bana ve İdari Soruşturma Birimi'ne ( IAD ) göre... senin bu operasyondaki en büyük dezavantajın... aynı zamanda en büyük kozun.
Por mi parte, adelante con la operación conjunta.
Soruşturmayı birlikte yürütmemizin benim için sakıncası yok.
Usted él y toda nuestra operación comprometida.
Onun hayatını ve bütün operasyonu tehlikeye attınız.
Necesitábamos para traerlo de vuelta aquí en una sola pieza después de la cagaste nuestra operación.
Sen operasyonumuzun içine ettikten sonra... onu buraya tek parça halinde getirmek zorundaydık.
¿ Qué tipo de operación?
Nasıl bir operasyondan bahsediyorsunuz?
Tenemos una operación importante ir esta noche.
Bu akşam büyük bir operasyonumuz var.
Según mis cálculos, ya habréis leído dos mil paginas de transcripciones de la Operación Zephyr.
Hesabıma göre, Zephyr Operasyonu metinlerinin iki bin sayfasını okudunuz bile.
Eso nos dará al menos unas horas para la Operación Bosque Negro.
Bu bize Kuyutorman Operasyonu için birkaç saat kazandırır.
Estás ejecutando una operación en alguna parte.
Bir yerde bir operasyon yürütüyorsun.
Esto me sobró de la operación de cadera.
Bunlar kalça ameliyatımdan kalma.
Quiero que entiendan la escala de la operación.
Buranın boyutunun anlamanızı istiyorum.
Una operación encubierta de la CIA.
CIA gizli operasyonu.
La Operación Linebacker, una campaña aérea estadounidense que tenía como objetivo los suministros
Amerikan Hava Kuvvetleri, İkinci Hat Operasyonu ile Vietnam sığınaklarını ve.. ... ulaştırma noktalarını hedef aldı.
He oído que Westmoreland se está preparando para otra Operación Linebacker.
Westmoreland'ın yeni bir İkinci Hat Operasyonu için hazırlandığını duydum.
Esto debería entorpecer su pequeña operación.
Küçük operasyonlarını yavaşlatmamız lazımdı.
Cada uno, su nombre y operación. Solo compartimos la dirección.
İsimlerimiz aynı kalacak, ayrı yöneteceğiz, tek paylaştığımız şey adres olacak.
Estoy seguro de que habrá elegido un traje perfecto para usted para una operación encubierta en las carreras.
At yarışındaki gizli operasyonunuz için mükemmel bir kıyafet seçer size eminim.
Decía que la operación le dejaría cicatriz.
Dedi ki ameliyat yara izin bırakabilirmiş
No mencionan ese tipo de operación.
Hayır, o konuda bir şey yok burada.
La operación pudo haberse hecho de forma clandestina.
Belki kayıt dışı bir ameliyattır.
Mi marido fue sólo una víctima de esta operación policial ridícula.
Eşim bu saçma polis operasyonunun kurbanı oldu sadece.
Parece que la operación ha sido un éxito.
Operasyon başarılı bir şekilde gerçekleştirildi gibi görünüyor.
Si el resto de la operación es tan cutre como este tío, será fácil de detener.
Operasyonun geri kalanı bu adam kadar rezilse işi bitirmek çocuk oyuncağı.
Menuda operación tienen montada.
Sağlam operasyon hazırlamışsınız.
Pero eso no explica por qué lleva a cabo una operación secreta fuera de su jurisdicción.
Ama bu, yetki sınırlarının dışında neden gizli bir operasyon yürüttüğünü açıklamıyor.
¿ Seguridad nacional en una operación con la policía de Nueva York?
İç Güvenlik NYPD'yle birlikte ortak bir operasyon mu yürütüyor?
La incapacidad del Gobierno para evacuar rápido a sus ciudadanos... ha obligado al Consejo a intervenir... por posibles bajas civiles involucradas por esta operación.
Hükümetin, vatandaşlarını hızlı bir şekilde tahliye edememesi Konsey'i operasyonun uygulanmasında sivil can kaybını da hesaba katmaya zorladı.
Cuando llegué aquí, descubrí mucho sobre Liam, incluyendo información sobre una operación en Chicago que estalló en la cara del FBI
Buraya geldiğimde Liamla ilgili, bir çok şey öğrendim, ki bunlardan biri de... FBI'ın eline yüzüne bulaştırdığı
Dirigiré la operación de rescate personalmente.
- Kurtarma harekatını bizzat ben yöneteceğim.
Estamos cerca de ejecutar una operación que va a hacer un daño significativo.
Hatırı sayılır ölçüde zararı olacak bir operasyon başlatmaya çok yakınız.
Estamos a punto de llevar a cabo una operación que nos dará que nos darán una oportunidad de acabar con la Ocupación.
İşgali bitirebilecek büyüklükte bir operasyona başlamanın eşiğindeyiz.
Fue una operación planeada que salió mal.
Yolunda gitmeyen planlı bir eylem.
Antes debemos acabar con la operación de Harp.
Öncelikle Harp'ın operasyonlarını bitirmeliyiz.
Esta es una orden judicial en contra de esta operación, Landry.
Bu operasyonu yasaklayan mahkeme emrim var Landry.