Translate.vc / Espanhol → Turco / Osama
Osama tradutor Turco
408 parallel translation
El hombre más buscado, Osama Bin Laden ofreció sus servicios a la realeza.
Bir Suudi olarak Usame bin Ladin kraliyet ailesine hizmetini teklif etti.
1990 ATAQUES TERRORISTAS... Osama Bin Laden fue otra vez SE INCREMENTAN POR EL MUNDO. ... rechazado por la familia real Islámica.
DÜNYA ÇAPINDA TERÖRİST SALDIRILAR ARTIYOR Usame bin Ladin bu hafta yine Suudi Kraliyet Ailesine çattı.
Osama lo quería en Iraq o Afganistán.
Yeni bir Usame olmak isteyen bu zat Afganistan ve Irak'taydı...
Cambia contratos entre Osaka and SlMEX,..... aprovecha diferencias del precio entre los dos mercados.
Osama ve SIMEX arasında kontrat değişimi yapıyor, iki pazar arasındaki fiyat farklarını istismar ediyor.
¡ Osama Bin Laden!
Ruth Bader Ginsberg.
No me importa si están buscando a Osama bin Laden.
Usama bin Ladin'i arasanız bile umurumda değil. Burası hâlâ Amerika.
... Osama Bin Laden!
... Usame Bin Ladin!
Que se joda Osama bin Laden, Al Qaeda, and backward-ass cave-dwelling idiotas fundamentalistas por todos lados.
Osama bin Laden, Al Qaeda, ve bütün aşağılıkların canı cehenneme.
En Dallas, ya usan a Osama Bin Laden como blanco.
Dallas'ta insanlar Usame bin Ladin'in resmine ateş ediyor.
Todos son unos don nadie y ninguno se llama Osama.
Niçin? Yakalananlardan hiç biri Osama değil.
. Soy Osama Bin Laden.
Ben Osama Bin Laden.
Pagado por Osama Bin Laden.
Masraflar Osama Bin Laden tarafından karşılanmıştır.
Él señala que los orígenes del terrorismo moderno, como el de Osama Bin Laden, se remontan a principios de los años'60, y ahora lo cito "cuando el terror del Vietcong contra el Goliat americano despertó la esperanza de que el corazón occidental fuera vulnerable"
O ; - Usame bin Ladin gibi - çağdaş terörizmin köklerinin 1960 ların başlarına dayandığını söylüyor. şimdi onun sözlerini aktarayım :
Osama.
Usame.
Trepa al árbol, Osama.
Tırman ağaca, Usame.
¿ Que hay si no es Osama Bin Laden?
Ya Usame Bin Ladin değilse?
Hombres como Osama Bin Laden podrían convertirse e en cualquier otra persona.
Usame Bin Ladin gibi adamlar başka biri gibi görünebilecek.
- Vuelve a tu cueva, Osama.
- Mağarana geri dön, Osama. Sen de ormana geri dön!
¡ El tío Sam derrotó a Osama Bien Podrido! ¡ No!
Tokatçı Sam Amca, Çürük Usame Bin Ladin'i deviriyor.
Osama es granjero y tu mamá es buena.
Hepsi saçmalık. Osama bir çiftçi.
Su nombre era Ayman Zawahiri, y Zawahiri se convertiría en el mentor de Osama bin-Laden.
İsmi Aymen el Zevahiri'ydi ve Zevahiri Usame Bin Ladin'in akıl hocası olacaktı.
Una de las personas de confianza de Azzam era el saudita Osama bin-Laden.
Azzam'ın en yakın yaverlerinden biri de bir Suudi idi : Usame bin Ladin.
Osama llegó a participar el'85.
Usame 1985'te katıldı.
Así que cuando llegó Osama, llenó esa brecha.
Böylece Usame geldiğinde bu boşluğu doldurdu.
Así que en ese tiempo el principal deber de Osama era gastar dinero.
O zamanlar Usame'nin ana görevi, para harcamaktı.
Para hacerlo, sedujo a Osama bin-Laden, y su dinero, apartándolo de Azzam.
Bunu yapmak için, Azzam'dan uzakta, Usame bin Ladin ve parasını baştan çıkardı.
Es por eso que nos enfurecimos con Osama, porque se volvió... acercó a esta gente hacia él.
Bundan dolayı Usame'ye kızgın hale geldik ve bundan dolayı bu insanlara kendini kapattı.
Hacia el final de los'90, Osama bin Laden había regresado a Afganistán.
Usame bin Ladin, 90'lı yılların sonunda Afganistan'a geri döndü.
La búsqueda de Osama bin Laden : hay una discusión constante respecto a él escondiéndose en cuevas y creo que muchas veces los americanos tienen la impresión de que es un pequeño agujero excavado en la ladera de una montaña.
Usame Bin Ladin'in aranması ; hep onun mağaralarda gizlendiği konuşuluyordu ve ben çoğu kez Amerikalıların bunu dağın yamacına kazılmış küçük bir delik gibi algıladığını düşünürüm.
Antes de que lo atraparan, estaban todos juntos... Saddam, Osama, viviendo en una casa en la playa, pasandolo bien.
Götü kaptırmadan önce, bütün hepsi orada birlikteydiler Saddam, Osama, hepsi büyük eski bir sahil evinde yaşıyorlardı keyif içinde.
O tal vez que debió haber leído el informe de seguridad que le fue entregado el 6 de Agosto del 2001 que decía que Osama Bin Laden estaba planeando atacar América, secuestrando aviones.
Belki de 6 Ağustos 2001'de verilen güvenlik raporunu okumuş olması gerektiğini düşünüyordu. Bu raporda, Usame Bin Ladin'in uçak kaçırarak Amerika'ya büyük bir saldırı gerçekleştireceği yazıyordu.
Teníamos unos aviones autorizados por altos niveles del gobierno a volar y recoger a la familia de Osama Bin Laden y otros de Arabia Saudita para llevarlos fuera del país.
Usame Bin Ladin'in Ailesi'ni uçakla ülkeden çıkarmak için emir aldık.
Osama siempre ha sido la mirado como la manzana podrida la oveja negra de la familia con la que ellos cortaron toda relación desde 1994.
Usame, ailenin kara koyunuydu. 1994'ten sonra onunla tüm ilişkileri kestiler.
¿ Osama tuvo contacto con otros miembros de la familia?
Yani Usame, diğer üyelerle bağlantı kurdu mu?
Correcto, en el verano de 2001 justo antes del 9 / 11, uno de los hijos de Osama se caso en Afganistán y varios miembros de la familia... -... se presentaron en la boda. - ¿ Bin Laden?
Evet, 2001 yazında, 11 Eylül'den hemen önce Usame'nin oğullarından biri Afganistan'da evlendi ve pek çok aile üyesi de düğüne katıldı.
Shafiq Bin Laden, quien es el medio hermano de Osama Bin Laden estaba en la ciudad para supervisar las inversiones de su familia en el Grupo Carlyle.
Usame Bin Ladin'in kardeşi Şefik Bin Ladin de Carlyle Gurup aile yatırımını kontrol etmeye gelmişti.
Tan improbable como parece, saber que George H.W. Bush se reunía con la familia Bin Laden mientras Osama era ya un terrorista muy buscado, mucho antes del 11 / 9 es verdaderamente frustrante para los americanos conocer eso.
En çirkin yanı George H W Bush'un Usame Bin Ladin 11 Eylül öncesi aranan bir teröristken bile Bin Ladin Ailesi'yle görüştüğünü bilmekti. Bu Amerikalılar için çok rahatsız edici bir durum.
En su mayoría escaparon. Como dijo Osama Bin Laden y la mayor parte de Al Qaeda.
Usame bin Ladin ve El Kaide üyeleri gibi çoğu kaçtı.
No irás a ningún lado sin nosotras, Osama.
- Biz olmadan adım atamazsın.
El gobierno de Bush lo llamó "el micrófono de Osama bin Laden".
Bush yönetimi onu "Usame Bin Ladin'in sözcüsü" olarak adlandırdı.
"Ese hombre... podría desarrollar armas de destrucción masiva y darlas a Osama bin Laden para atacarnos".
"Bu adam kitle imha silahları geliştirebilirdi ve bunları bizi bombalaması için Usame bin Ladin'e verebilirdi."
Que fusiles, bombas o cualquier arma Personalmente, si me encuentro frente a Osama, preferiría que estuviera armado con una mentira - Más que con una Uzi
- Ben bir ara sokakta Usame'yle karşılaşsam, Uzi yerine silah olarak küstah ve adi bir yalanı olmasını tercih ederim.
Algún día te contestaré, Osama.
Bir gün Usame geri dönüş yapacak.
Nunca vendí nada a Osama Bin Laden.
Usame Bin Ladin'e hiç silah satmadım.
¿ Cuál es el problema, Osama?
Sorun ne, Osama?
al parecer tú tendrás que ser Osama 1.
Sanırım Usame 1 olmak zorundasın.
" ¿ Hola? ¿ Osama? El comunismo se acabó.
"Merhaba" Usame, komunizmin modası geçti.
¡ Osama! ¡ Osama!
Hey, Osama!
¡ Ponte detrás de la registradora!
Osama! Kasaya geç! Hemen!
Sr. Osama, ¿ dónde está?
Pekala, Bay Osama. Neredesin?
- Osama lo haría.
- Osama bunu yapardı.