English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Parkour

Parkour tradutor Turco

84 parallel translation
Hacíamos "parkour" juntos.
Birlikte parkur yapardık.
¿ Parkour?
Parkur?
Quizás "parkour" deriva del francés para significar "sin rastros".
Belki parkur fransızcada iz bırakmadan gitmek anlamındadır.
Y bastante alejada del circuito de parkour.
Parkur çevresinden oldukça uzakta.
Le da un buen uso a su habilidad en el parkour.
Parkur yeteneklerini burada iyi kullanmış.
No oíste hablar del parkour, ¿ no?
Parkour diye bir spordan haberin yok, değil mi?
¡ Parkour!
Parkur!
- Michael- - - ¡ Parkour!
- Michael- - - Parkur!
- ¡ Parkour!
- Parkur!
Esto es parkour.
Bu parkur.
Así que técnicamente están haciendo parkour si entendemos que el punto "A" es su imaginación y el punto "B" es el hospital.
Yani A noktası delilik B noktası da hastane olduğu sürece teknik olarak parkur yapıyorlar.
- ¡ Sí! ¡ Parkour!
- Parkur!
¡ Parkour a tope!
- En zor parkur!
¡ Parkour a tope!
En zor parkur!
Parkour
Parkur.
Es llamado Parkour.
- Onun adı Parkour. - Par - ne?
- ¿ Par-qué? - Parkour.
Parkour.
- Parkour
- Parkour.
Saltadores. Unos buenos.
Parkour yapıyorlardı.
Eso se llama parkour.
Buna parkur deniyor.
Y hago parkour.
Bir de parkur yapıyorum.
- ¿ Hará más parkour?
- O parkur olayından mı yapacak?
- Parkour.
- Parkour.
Pero en el Parkour, vas arriba...
Ama Parkour'da tırmanıyosunuz.
- Eh, ya sabes, El parkour te da un sentimiento de... de logro cómo de que nada puede frenarte.
- Biliyorsun Parkour sana bir başarı hissi veriyor.
Haciendo parkour. ¿ Con un traje?
Atlama? İş kıyafeti ile?
Si nuestro desconocido tenía las zapatillas de Parkour, podría haber sido un buscador de emociones.
Eğer Doe'nun Parkour ayakkabıları varsa o heyecan arayan biri olmalı.
¿ Estuvo involucrado con algo llamado Parkour?
Parkour adında bir şeye katıldı mı?
Sabes, Maxine sabía de Parkour... no sólo las zapatillas.
Biliyorsunuz, Maxine, Parkour hakkında bir şeyler biliyor. Sadece lastik ayakkabıları değil.
Y necesitamos averiguar donde hacen esto del Parkour.
Ve bu Parkour şeysinin nerede yapıldığını bulmalıyız.
Bueno, el problema con Parkour es que el "dónde" puede ser cualquier lugar.
- Parkour'la ilgili problem, nerede sorusunun herhangi bir yerde olabilecek olması. - Russell'ın Gekko karakterini bulma şansı yok şu anda.
Parkour es totalmente no violento. No confrontacional.
Parkour son derece sessiz ve sakindir.
Todo lo que le importaba era acerca de esa cosa del Parkour.
Tek umursadığı şey o Parkour şeyiydi.
Mi hermano amaba la vida, era demasiado bueno en el Parkour y ni cercanamente lo suficiente estúpido como para caerse de un edificio.
Kardeşim yaşamayı severdi. Parkour'da da oldukça başarılıydı. Ayrıca binadan düşecek kadar da aptal değildi.
El hace como bien lo del Parkour, pero por lo que entendemos no lo usa para atribuírselo.
- Parkour konusunda o da iyiymiş. Ancak anladığımız kadarıyla o bunu güçlenmek için kullanmıyormuş.
Parkour fue mi billete alrededor del mundo.
Parkour benim dünyadaki biletimdi.
Practica Parkour.
Parkur yapmayı biliyor.
No sé mucho sobre el hip-hop, pero sé que el parkour.
Hiphop'tan fazla anlamam ama koşu parkurunu iyi bilirim.
- Yo digo que vamos establecer algunos parkour en ellos.
- Yarın biraz koşturacağız.
Edición de lujo, 25 aniversario, zapatillas de parkour platino.
Lüks versiyon, 25. yıldönümü,... Platin Parkour Ayakkabısı.
¡ Parkour!
Parkour!
Sly y Adrian son los jefes de parkour.
Sly ile Adrian "Parkour" ekibimizin liderleri.
No, es uno de esos tipos que hace parkour y atletismo libre.
Olamaz, parkurculardan bu.
- ¿ Hiciste parkour?
- Hiç sıralı bir şeyler yaptın mı?
¿ Las pistolas, las balas, el parkour?
Silahlar, mermiler, o aksiyon?
Parkour.
Parkur! - Oh! - Oh!
Oh, no, es uno de esos tipos que hacen parkour.
Olamaz, parkurculardan bu. Asla yakalayamayız!
Así que sí, como ella dijo, hacemos Parkour, no competimos.
- Ben de. Evet, söylediğin gibi, Parkur sporu yapıyoruz. - Yarışmıyoruz.
Zack aprendió un nuevo movimiento de parkour, y quería que lo grabara.
Zack yeni bir parkur hareketi öğrenmişti ve kayda almamı istedi.
Tomé un parkour clase en el centro comunitario.
Ben toplum merkezinde bir parkour sınıfı aldı.
Cariño, ¿ de verdad necesitas practicar tus ejercicios de parkour en casa?
Tatlım, parkour antrenmanlarını gerçekten evde mi yapman gerekiyor?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]