Patrick tradutor Turco

Patrick Shostak.

Patrick Shostak.

Patrick, Charlotte, tú.

Patrick'i, Charlotte'ı, seni.

Y, Patrick, tú fuiste a su departamento, ¿ no? No estaba allá.

- Patrick sen de dairesine gittin.

Patrick, sé que los tienes, recién hablé con tu corredor.

Patrick, paran olduğunu biliyorum az önce abinle konuştum.

¡ Vendido a Patrick Donten por 30 mil!

30.000 $'a Patrick Donten'e satıldı.

¿ Patrick te ayudó a conseguir un trabajo?

Patrick sana iş bulmanda yardım mı etti?

Patrick, esto es precisamente por lo que te dije que no hablaras.

Patrick, işte sana bu yüzden bunu kesinlikle burada söylememeni söyledim.

Voy a posar en la clase de arte de Patrick.

Gitmeliyim. Patrick'in resim sınıf'ında poz vereceğim.

Dios mío, Patrick, eso es maravilloso.

Aman tanrım, Patrick, bu harika.

Patrick tuvo anoche un avance emocional increíble anoche con su madre y dice que fue gracias a mí.

Patrick dün gece annesiyle inanılmaz bir duygusal gelişme yaşamış. Ve bunun benim sayemde olduğunu söyledi.

- Patrick, espera.

- Patrick, bekle.

Este es... mi papá, Patrick.

- Tanıştırayım, babam Patrick.

Dime, Patrick, ¿ qué tal te fue en la semana?

Patrick senin haftan nasıl geçti?

Porque Patrick está en medio de un importante avance y tomará un tiempo.

Çünkü Patrick büyük ve zorlu bir dönemden geçiyor ve biraz zaman alacak.

Buen trabajo, Patrick.

İyi iş Patrick.

La pesadilla se terminó. Llamó Patrick.

Patrick aradı.

Patrick, conozco al tipo perfecto para ti.

Patrick, senin için muhteşem birisini tanıyorum.

- Que sea Patrick.

Patrick olursa.

- ¿ Patrick?

Patrick?

Bueno, eso solo nos deja a ti y a mí, Patrick.

Yani sadece ikimiz kaldık, Patrick.

Buena puntería, Patrick.

Aferin, Patrick.

Y mírate, Patrick.

Ve sen, Patrick.

¿ Eres Patrick Swayze?

Sen Patrick Swatye misin?

Ahí está. ¿ Patrick?

İşte oldu. Patrick?

Patrick, estaba exagerando para ejemplificar el comentario.

Patrick, bir noktaya parmak basıyordum.

Jodido Patrick.

Sikik Patrick.

Nuestro querido San Patricio.

Sevgili Aziz Patrick'imiz.

¡ Por San Patricio!

Aziz Patrick'e!

Feliz día de San Patricio.

Aziz Patrick Günü'nüz kutlu olsun.

Vidriosos suave, como dos Patrick Stewart, ¿ sabes a lo que me refiero?

Gibi pürüzsüz camsı İki Patrick Stewart, ne demek istediğimi biliyorsun?

Puedes parar la entrevista cuando quieras Patrick.

- Röportajı istediğin an durdurabilirsin, Patrick.

Si Patrick, claro que quiero.

- Evet Patrick, istiyorum.

Gracias, Patrick.

Sağ ol, Patrick.

Patrick, me estoy calentando bajo el algodón.

Patrick, ana avrat söveceğim şimdi sana.

Déjalo Patrick.

- Patrick bırak gitsin.

- Patrick, este océano de gente y han venido a contemplar tu ñoñez, ¿ cómo te atreves?

Patrick bir sürü çıtır var. Buraya mızmızlanmaya gelmedin. Bunu nasıl söylersin?

Soy Patrick.

Adım Patrick.

- Oye Patrick.

- Patrick baksana.

Patrick, si no la desfloras en media hora, lo voy a hacer yo ¿ de acuerdo?

Patrick, bir saat içinde yapmazsan, bunu benim yapmak gerekecek.

Patrick, no...

Patrick.

Es Patrick, hola estoy en el Centro ahora mismo...

Merhaba ben Patrick. Şu an bir belanın içerisindeyim.

- Está poseído. Se le ponen los ojos en blanco, se llama estar drogado.

Buna içkinin etkisi deniyor Patrick.

Si lo identifican, nos jodemos Patrick.

- Onu tanırlarsa kötü olur Patrick.

¡ Jesús, Patrick!

Tanrım! Patrick.

- Abre la puerta Patrick.

- Aç kapıyı Patrick!

¿ Qué diablos Patrick?

N'oldu niye Patrick?

Me molestó porque quizás fue con la policía Patrick.

Bana kızma ama adam polise gidebilir Patrick!

Patrick.

Patrick!

¿ Patrick?

Patrick?

Cuéntale, Patrick.

Anlat one Patrick

Patrick Campbell.

A, Ben Patrick Campbell.