English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Peak

Peak tradutor Turco

119 parallel translation
Puede que este en Pedleyville o en Peak's Junction.
Pedleyville veya Peak's Junction'a sapmıştır.
Hemos estado recibiendo muchos avisos de Peak's Junction.
Peak's Junction'dan tut, tüm eyalet boyunca bir sürü telefon aldık.
"Y tuve una visión porque estaba viendo el mundo de forma sagrada" Y el centro sagrado, esa montaña, era Harney Peak en Dakota del Sur.
Fakat günlük kaygılar aleminde yaşayan... çoğu kişi, diğer aleme geçmek için... uyandırılmayı bekleyen... bu kapasiteye sahip.
Harney Peak, y su connotación : el centro del mundo.
Öğrencilerin okumaları gereken şeylerden bahsederken... aniden öğrencinin gerçekten tepki verdiği bir şeye rastlarsınız.
"Su cuerpo fue arrojado al agua... " desde el famoso Widow's Peak.
Cesedi kötü şöhrete sahip Widow Tepesi'nden denize atılmış.
Estamos junto a la torre de radio en la ladera sur del Dome Peak.
Dome Zirvesi'nin güney tarafındaki radyo vericisinin oradayız.
Llama al jefe de incendios del monte Peak y averigua su localización con exactitud.
Paraşütçülerin ekip başıyla bağlantı kurup yerlerini tespit edin.
Clavos, búscame un mapa y un plano detallado del monte Peak.
Nails, bir hava haritası, bir de Dome Dağı'nın planını bul.
El pico de Pike entonces era un grano, ¿ no?
- Ne demezsin? Pike's Peak o zamanlar ufacık bir tepeydi herhalde?
La única corte que conoce Zhang es la de una escopeta de 12 calibres, una de las cuales usó para hacer saltar en pedazos al Sr. Wagner.
Zhang'ın bildiği tek yasa, 12 kalibrelik av tüfeği yasası, Bay Wagner'ı, Victoria Peak Yolu'na dağıttığı tüfek.
Lamento tener que traerte así pero hay movimiento cerca del Pico Dante.
Seni apar topar getirttiğim için kusura bakma. Dante's Peak'in etrafında bir hareketlenme sinyali alıyoruz.
Acabamos de salir el No. 2 en la lista de pueblos favoritos de menos de 20,000.
Dante's Peak, Birleşik Devletler'de... yaşanacak en iyi ikinci yer seçildi. Nüfusu 20.000'in altında.
Damas y caballeros, la alcaldesa, Rachel Wando.
Bayanlar ve baylar, karşınızda Dante's Peak'in Belediye Başkanı Rachel Wando.
Damas y caballeros, éste es un día histórico para el pueblo de Dante's Peak.
Bayanlar ve baylar, bu Dante's Peak için çok özel bir gün. Kutlamaları başlatmak için...
A Dante's Peak, el No. 2 en la lista de pueblos favoritos del país, de menos de 20,000 habitantes.
Dante's Peak, Birleşik Devletler'de nüfusu 20.000'in altında olan yaşanacak en güzel... ikinci kasaba seçildi.
En vista de una posible erupción volcánica les pido a todos que asistan a una reunión en el colegio a las 6 P.M. para discutir los planes de evacuación.
Dante's Peak'teki olası bir volkanik patlama tehlikesine karşı... şehrimizi boşaltma konusunu tartışmak üzere bütün hemşehrilerimizin saat altıda... lisede düzenlenecek toplantıya katılmasını rica ediyorum.
Habrá una reunión en el colegio a las 6 P.M para repasar el plan de evacuación.
Saat altıda lisemizin spor salonunda Dante's Peak'i boşaltma konusunu... tartışmak üzere bir toplantı düzenlenecek.
Estamos cerca del pico Dante, donde han evacuado a los habitantes.
Dante's Peak'ten canlı olarak bildiriyoruz. Bütün kasaba boşaltılıyor.
OBSERVATORIO ADRIAN PEAK TUCSON, ARIZONA
ADRIAN ZİRVE GÖZLEMLEME TUCSON, ARIZONA
Pensaba en Heritage Peak, los condominios en esta calle.
Daire için, caddenin ilerisindeki siteyi düşünüyorum.
Estaba paseando por el Distrito Peak.
Peak taraflarında yürüyordu.
Le dijo a algunos periodistas locales curiosos, que intentaba enviar un mensaje de radio... desde Pikes Peak a París para la Exposición de París de 1900.
Meraklı yerel gazetecilere, 1900 Paris Sergisi için Pikes Tepesi'nden Paris'e kablosuz bir mesaj göndermeyi amaçladığını söyledi.
Yo vi'Peak Practice'.
- Ben'Peak Practice " i izledim.
En casa viendo "Peak Practice" solo.
Evde oturup'Peak Practice'seyretmek.
Venimos por el asesinato en un templo budista.
Crystal Peak Yolu'ndaki Budist tapınağında işlenen cinayetler için geldik.
Crystal Peak. Tienen que llegar a Crystal Peak.
Kristal Tepesi, Kristal Tepesi'ne gitmek zorundasınız.
- Crystal Peak.
- Kristal Tepesi.
Habla John Connor, en Crystal Peak.
Ben Kristal Tepe'den John Connor.
Puedes ver el reflejo del Devil's Peak, sobre el agua?
Şeytan Tepesinin yansımasını görebiliyor musun, su üstünde?
Por 3 ó 4 millones, les ofrezco terrenos de 4 hectáreas en Castro Peak.
Üç, dört milyon. Castle Peak'te birkaç 4 hektarlık arsa alabilirim.
La calle South Peak.
Güney Peak Caddesi.
3 se encuentran en Chung Hom Kok, 2 en Shousen Hill, 1 en Deep Water Bay, 1 en The Peak, otras 2 en Shek O.
3'ü Chung Hom Kok'da, 2'si Shousen Tepesi'nde Biri Derin Su Koyu'nda, biri zirvede 2 tanesi de Shek O'da.
Había una escena en Un pueblo llamado Dante's Peak... en la que Pierce Brosnan tenía que pasar por un largo túnel para llegar al camión... y el túnel está a punto de derrumbarse.
Dante's Peak'te bir sahne vardı.. Pierce Brosnan'ın tünel boyunca yürüyerek kamyonuna geri dönmek zorunda olduğu. ve tünel çökmek üzereydi.
Allí estaba esa montaña llamada Thunderbolt Peak
Ve, o kadar güzeldi ki! Ben - orada "Yıldırım Tepesi" adında bir dağ vardı...
El distrito Peak no es Brighton... y quedan pocos soldados... lo que puede influir en tu decisión.
Peak District, Brighton değil. Askerlerin sayısı azaldı ve bu kararını etkileyebilir.
Acompáñanos al distrito Peak y toma aire fresco.
Bizimle Peak District'e gel Lizzie ve biraz temiz hava al.
Esta mañana, enterrado sobre una loma cerca de Borracho Peak.
Boracho Tepesi'nin kenarında gömülüymüş.
Según esto, estaba en Borracho Peak.
Görünüşe bakılırsa, o gün Boracho Tepesi'ndeymiş.
No lo sé, en el distrito Peak.
- Bilmiyorum. Peak civarında.
Larry. Su proyecto cósmico auditivo involucra trabajo para apilar frecuencias.
Onun Kitt Peak'teki kozmik dinleme projesi üst üste eklenmiş frekans çalışmalarını da içeriyor.
Hubo una violación en la mansión Tycoon Li's.
Tycoon Li's Peak malikhanesinde.. .. dün bir soygun oldu
¿ La gran mansión que están construyendo en el Distrito de Peak?
Peak Mahallesinde inşa edilen büyük konutlara mı?
Como a dos horas al norte de aquí, en un lugar llamado Shawnee Peak.
Buranın 2 saat kuzeyinde, Shawnee Tepesi denilen bir yerde.
"Volcano", "Dante's Peak". "Deep Impact", "Armageddon".
Volcano, Dante's Peak, Deep Impact, Armageddon, değil mi?
A través de esos campos y del otro lado de White Stone Peak.
Bu gördüklerin ve White Stone dağının ötesi.
Supera Pikes Peak.
Pike's Peak'i aşıyor.
La búsqueda del narval comenzó en el peak del derretimiento, en Julio, cuando el hielo marino se encontraba en su momento más peligroso.
Deniz gergedanı macerası, temmuz ayında erimenin zirvede denizin ise en tehlikeli olduğu dönemde başladı.
Ha llegado Octubre, el peak de la estación seca, y la manada Ndutu está descansando en el momento más caluroso del día.
Şimdi ekim, kuraklık sezonunun zirvesi. Ndutu aslan sürüsü gündüz sıcağında dinleniyor.
Mientras el desierto vive el peak de la sequia, la serpenteante red de canales del Okavango finalmente se llena.
Çölde kuraklığın zirvesi yaşanırken Okavango'daki su kanalları nihayet ağzına kadar doluyor.
Ocho meses atrás, más o menos cuando apareció Tagliaferro se vendió una vieja granja llamada Sparrow's Peak.
Sağlam bir ipucu bulduk. Sekiz ay önce Tagliaferro ortaya çıktığında Serçe Tepesi adında eski bir çiftlik satın alınmış.
¿ El Pico Dante?
Dante's Peak mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]