Translate.vc / Espanhol → Turco / Pepé
Pepé tradutor Turco
557 parallel translation
- No vinimos de París para ocuparnos de Pepe.
Pepe'yi yakalamak için seni bekliyor değildik.
- Pepe le Moko... en libertad.
Pepe le Moko hâlâ kayıplarda.
- ¡ Plaza Pigalle! ... La suerte de Pepe no durará mucho.
Pigalle'de olsaydı çoktan parmaklıkların ardını boylamıştı.
- Arrestar a Pepe en un lugar como la Casbah no es juego de niños
Kazbah gibi bir yerde Pepe'yi yakalamak çocuk oyuncağı değildir.
- Hace dos años que Pepe nos hace fracasar.
İki yıldır sizi atlatıyor.
- Trataba de explicar las razones del fracaso en atrapar a Pepe le Moko.
Pepe le Moko'yu neden yakalanamadığını açıklıyordum.
- Se puede decir que Pepe lo domina.
Pepe yeraltında yaşıyor denebilir.
- Y a ese temible dédalo, Pepe lo llama casa.
Ve bu kaynayan labirente Pepe evim diyor.
- Esta joya es un tributo a tu gusto y experiencia, Pepe.
Bu mücevher senin zevkine ve uzmanlığına bir övgü niteliğinde, Pépé.
- Mi querido Pepe, este robo te hace honor.
Sevgili Pepe, bu soygun itibarını artırdı.
- Es verdad, Pepe.
- Ya nasıl olacaktı, Pepe?
- ¡ Pepe!
Benim, Regis.
- ¿ Dónde está Pepe?
Pepe nerede?
- Pero Pepe no es tu amigo.
- İyi de, Pepe arkadaşın değil ki.
- ¿ Viste a Pepe le Moko?
Pepe le Moko'yu gördünüz mü?
- Pepe, soy yo.
Pepe, benim.
- Pepe, pienso que tus ocupaciones no te permiten estar aqui.
Pepe, sanırım işin burada kalmana el vermiyor.
- Cuando maten a Pepe habrá 3,000 viudas en su funeral.
Öldürüldüğünde cenazesinde 3.000 dul kadın olacak.
- Te agarraré Pepe...
Seni yakalayacağım, Pepe.
- ¡ Qué tengas suerte, Pepe!
Bahtın açık olsun, Pepe.
- Es divertido Pepe le Moko, ¿ no?
Pepe le Moko komik biri, değil mi?
- Olvidarse de arrestar a Pepe en la Casbah.
Pepe'yi Kazbah'ta yakalamayı aklınızdan çıkarın.
- Sólo hay un modo de detener a Pepe : - Que baje a la ciudad.
Pepe'yi yakalamanın tek yolu onu şehre çekmekten geçer.
- Pepe le quiere como a un hermano.
Pepe, Pierrot'u kardeşi gibi sever...
- Pepe comienza a preocuparse.
Pepe meraklanmaya başlar.
- ¿ Qué estás mirando, Pepe?
Nereye bakıyorsun, Pepe?
- Da un solo paso, y "¡ Adiós, Pepe!"
Daha ilk adımda "Bay bay, Pépé!"
- ¿ Pepe?
- Pepe mi?
- Las mujeres van a perderte, Pepe.
Kadınlar senin felaketin olacak, Pepe.
- ¡ Te gusta demasiado, Pepe!
Ondan gerçekten hoşlanmış olmalısın, Pepe.
- Hola, Slimane, Pepe.
Merhaba, Yaslema Pepe.
- No sé. Tu verás, Pepe.
Sebebi yok.
- Hay dos cosas, Pepe.
Bir iş bir de özel hayat vardır, Pépé.
- A Pepe le Moko
- Pepe le Moko.
Pepe es un tipo con gusto.
Pepe ağzının tadını bilir.
- Escucha, Pepe
- Bak, Pepe...
- Tienes razón, Pepe
- Ne olmuş? Haklısın, Pepe.
- ¡ Déjame ir, Pepe!
Bırak gideyim, Pepe!
- ¡ Déjame salir, Pepe!
Bırak çıkayım, Pepe!
¿ Dónde está Pepe?
Pepe nerede?
- Tienes el corazón duro.
İçin yanıyor, Pepe.
- Pepe, estás loco, ¡ no vayas!
Pepe, delirmişsin sen. Gitme!
- ¿ Buscas a Pepe?
- Pepe'ye mi bakıyorsun?
- Hasta mañana, Pepe
- Yarını bekle, Pepe. - Yarını...
- ¿ Es ese Pepe le Moko?
Şu Pepe le Moko mu?
- A ver a Pepe le Moko.
Pepe le Moko ile buluşmaya.
- No hay más Pepe le Moko.
Pepe le Moko artık yok. Vah vah!
- Sé como te sientes, Pepe.
Nasıl hissettiğini biliyorum, Pepe.
- ¿ Está Pepe aquí?
- Pepe burada mı?
- Perdóname, Pepe.
- Affet beni, Pepe.
- Te quedarás aquí. - Pero, Pepe...
Sen burada kalıyorsun.