Translate.vc / Espanhol → Turco / Pesé
Pesé tradutor Turco
1,185 parallel translation
Pesé esa cosa enorme yo mismo.
O koca şeyi kendi başıma kaldırdım.
Camaradas, pese a lo desacertado de muchas políticas suyas, IWW es un sindicato revolucionario... y la Federación Obrera Americana no.
Yoldaşlar, pek çok politikası yanlış olsa da Dünya İşçi Birliği devrimci bir birliktir ama Amerika İşçi Federasyonu değildir.
Viento Nocturno se estrenó en 800 cines y las críticas fueron unánimemente duras y, pese a la gigantesca campaña publicitaria en la primera semana recaudó menos que ningún filme en la historia de Capitol Studios.
800 salonda birden gösterime giren Gece Rüzgarı filmi, herkesten olumsuz eleştiriler aldı, devasa reklam kampanyalarına karşın ilk haftasında, Capitol Stüdyoları'nın gelmiş geçmiş... #... en az gişe gelirini elde etti.
Dos veces sin sacarla.
Peş peşe iki kere.
Pese a las risitas infantiles de algunos, éste es un asunto muy serio.
Bu çocuksu kıs kıs gülüşmelere rağmen, bu ciddi bir durum.
Sí, mal que me pese... y de forma bastante inexplicable, no estoy enamorado de ti.
Her ne kadar üzüntü duysam da, açıklayamayacağım nedenlerden ötürü sana aşık değilim.
Hemos disparado fuego aleatorio, leña de fuselaje.
Salv o ateşi, peş peşe atış, aralıklı rasgele atış, yaylım ateşi gördük.
Pese a que Mi fuga de los Piombi ya estaba publicada, no me hice famoso hasta más tarde, tras el éxito de las "Memorias de mi vida", que escribí en francés, y que no fueron publicadas hasta después de mi muerte,
"Piombi'den Kaçışım" daha önce yayınlanmış olsa da, ben Fransızca yazdığım ve ölümümden sonrasına kadar yayınlanmayan "Yaşamımdan Anılar" ın başarısı sayesinde ün kazandım.
Pese a todo fueron buenos tiempos.
Yine de çok güzel bir zamandı.
Todos los expertos están de acuerdo, suicidio, pese a mis dudas.
Uzmanlar, intihar olduğuna dair görüş birliğindeler. Tüm kuşkularıma karşın.
Aun pese a todo el dolor que te he causado y el tormento que he padecido por esta decisión cada vez que voy a la iglesia, o pienso sobre los votos que he tomado todo en este mundo ridículo parece recobrar sentido.
Çekmene sebep olduğum onca acıdan ve bu karar yüzünden kendi çektiğim ızdıraptan sonra kiliseye her gittiğimde ya da ettiğim her yemini düşündüğümde bu anlamsız dünyadaki her şey tekrar anlam kazanır gibi oluyor.
/ Cuatro seguidos!
Peş peşe dört defa!
Si los hubieses visto a los dos afeitándose en el baño, y luego salir juntos.
Banyoda peş peşe tıraş oluşlarını ve birlikte gidişlerini görmeliydin.
Se robó la base en 56 juegos con una media de 351.
66 maçta peş peşe 351 ortalamayla sayı vuruşu yaptı.
Buen juego de piernas de Creed, pese a llevar cinco años retirado.
Creed şimdi geri çalışıyor. Beş yıldır ringlerden uzaktaydı.
Pese a la protección, han llegado hasta las 12 Casas.
Koş köpekcik, koş!
Le dije que, pese a no haber nada entre nosotros, no podía verle más.
Ona aramızda bir şey olmadığını, onunla artık görüşemeyeceğimi söyledim.
Pese a sus esfuerzo para engañarme en la estación de autobuses, tengo el dinero.
Otogarda beni tuzağa düşürme çabalarınıza rağmen parayı aldım.
- Pese a todo somos un pueblo alegre.
- Yine de, bu insanlar neşelidir.
Pese a todo.
Her şeye rağmen.
Siete muchachitos en fila.
Yedi küçük günahkâr peş peşe.
Es el segundo año consecutivo.
Peş peşe iki yıl şampiyon oldun.
Es la segunda noche seguida que sales con Peggy.
Bu Peg'le peş peşe dışarı çıktığın ikinci akşam.
Son bastante buenos, pese a su repertorio burgués.
Burjuva repertuarlarına karşın çok iyidirler.
Recuerdo muchas experiencias de cuando era pequeño y escuchaba un programa tras otro.
Ayrıca çocukluk yıllarımdan itibaren peş peşe birçok radyo programı dinleyerek pek çok kişisel gözlemim oldu.
Pese a sus bravuconadas al Sr. Manulis le entró el pánico y se echó a correr.
Akşam ki bütün kabadayılığına rağmen Bay Manulis paniğe kapıldı ve arabadan dışarı fırladı.
La moral de los chicos es alta aquí en Guadalcanal, pese a las bajas.
Ağır kayıplara karşın Guadalcanal'daki çocuklarımızın morali gayet iyi.
Pese a todos los esfuerzos y oraciones, la niña está muerta.
Bütün çabalar ve dualardan sonra küçük kız öldü.
Y contra todas las probabilidades, de 247.000 a 1 has dejado atrás a 17 ganadores.
Ve bu milyonda bir ihtimal olduğu halde... zar oyununda peş peşe tam 17 kez kazandın.
Es que han pasado muchas cosas y necesito un poco de tiempo para pensar.
Bu aralar peş peşe çok şey yaşadım... biraz düşünmek için zamana ihtiyacım var.
Y un gobernador debe creer en Dios pese a todo.
Bir valinin her şeye rağmen,
Pese al trágico incidente de hoy, la Sra. Fitzwaring, ha insistido en celebrar la inauguración.
Kampüsümüzde yaşanan trajik olaya rağmen, bağışçımız Bayan Michael Fitzwaring ithaf organizasyonuna programlandığı gibi devam etmemiz konusunda ısrar etti.
Quiero que los transportadores funcionen pese a la radiación.
Radyasyona rağmen ışınlayıcıların çalışmasını istiyorum.
Significa que alguien que pese tres veces lo que tú... podría patinar con seguridad.
Yani senden üç kat daha ağır birisi orada kayak yapabilir.
Sentirán la emoción de una racha de suerte que le dio el título de "El Hombre Más Afortunado del Mundo".
Ona "Dünyanın En Şanslı Adamı" lakabını kazandıran BIFF GENE KAZANIYOR peş peşe kazandığı yarışlardaki heyecanı yaşayın.
Que cuando le den los cargos por asaltar, y robar son dos sentencias de 14 años consecutivas eso lo puede hacer el juez.
Çarmıha germenin anlamı ne? Haneye tecavüze, korumalara saldırıyı eklediklerinde yargıcın vereceği, peş peşe iki 14 yıl hükmü olacaktır.
¿ Starkey tiene el apoyo del departamento pese a su marcha hace dos años?
Sayın Başkan, Nick Starkey'nin polis departmanından.. .. 2 sene önceki hoş olmayan ayrılışından sonra.. .. beklediği destek ve saygıyı..
Debo tener una balanza que pese bien y debo tener tres piletas para aderezar los conejos.
Ayrıca ağırlığı doğru ölçen bir tartım ve tavşanları paketleyeceğim yerde üç lavabo olması gerekiyormuş.
Ahora, por ejemplo, Pese a que les conozca a todos, Me estan mirando, tengo miedo.
Örneğin şu anda hepinizi tanıyor olsam da bana bakıyorsunuz ve ben korkuyorum.
Señor, era una detrás de otra.
Peş peşe bir şeyler çıkarıyordu.
Rocky recibe el castigo.
Rocky peş peşe yumruk aldı.
Max, tráela de vuelta. Pese a todo, sigue siendo una persona.
Max burda kalın, ne de olsa, o bir insan.
Si Io juntáis, dirá : "Papá"
Sıralayın hepsini peş peşe Ve söyleyin ; babam
Si Io juntáis, dirá :
Sıralayın hepsini peş peşe Ve söyleyin...
Sr. Burns, pese a lo que todos creen, no soy un Don Juan.
Uh, Mr. Burns herkesin, Düşündüğünün aksine, Ben bir çapkın değilim.
Pese a la extensión del conflicto y al fracaso de la misión del Commonwealth, el Sr. H. Wilson intervendría en eventuales negociaciones.
Uluslararası Barış Operasyonunun başarısız olması gibi sebeplere rağmen Harold Wilson, barış görüşmelerine hazır olduğunu belirtti.
Soy la PrincesaAïchaAbadie y pese a mis apariencias de tanagra, de muñeca, ¿ no?
Ben Prenses Aïcha Abadie, zayıf ve kırılgan görünüşüme bakıp aldanmayın.
Mientras me pegaba, otro me hacía preguntas.
Peş peşe yumruk attı.
Bueno, también es probable que mi bondad me pese bastante.
Bununla birlikte, bir gün bu yapmış olduğum iyilikten dolayı muhtemelen pişmanlık duyacak olsam da...
Dennis Scott hizo seis de seis.
Dennis Scott peş peşe altı sayı yaptı.
Lo comprobé y descubrí que alguien... había dicho al Grupo 112 de la Inteligencia Militar en Fort Sam Houston... que aquel día no trabajarían, pese a las protestas del coronel Reich.
Araştırdım ve öğrendim ki birisi... Albay Reich'ın karşı çıkmasına rağmen, Sam Houston Karagahındaki... 112. Askeri İstihbarat Grubunun o gün görev başı yapmamasını söylemişti.