Translate.vc / Espanhol → Turco / Piano
Piano tradutor Turco
4,398 parallel translation
Has movido mi piano.
Pianomun yerini değiştirmişsin.
"El hombre del piano canta".
Piyanist şarkı söyler.
Te enseñaré a tocar el piano primero por qué así la guitarra sera muy facíl.
Önce sana piyano çalmayı öğreteceğim. Sonra gitarı havada kapacaksın.
Tío esta consola de juegos musicales es tan chula.
Adamım, bu piano çalan çok sevimli.
No había guitarra. Era una canción para piano.
Gitar solo falan yoktu, piyano soloydu.
Debes conseguirle un piano desde ahora.
Ona kesinlikle bir piyano almalısın, hem de hemen.
Se puede decir que un dueto de piano es un diálogo de sonidos.
Piano düzetleri, müziğin diyaloglarıdır.
Esto es igual que tocar el piano.
Tıpkı piyano çalar gibi.
Recuerda el dueto de piano.
Piyano çaldığınız anları düşün.
A mí, aquellas donde los esqueletos tocan piano.
Ben de iskeletlerin piyano çaldığı hikayeleri seviyorum.
No te llamaba por mí, te llamaba porque Walter tiene un concierto de piano en media hora, en la Escuela Tishman, en la calle 65.
Kendim için değil Walter için arıyordum çünkü yarım saat sonra 65. Cadde'deki Tishman Okulu'nda piyano resitali var.
Y ahora, damas y caballeros, la estrella del espectáculo... el hombre que es famoso en todo el mundo... por su candelabro... y su piano...
Ve şimdi bayanlar baylar gösterinin yıldızı şamdanıyla ve piyanosuyla dünyaca ünlü...
Saben, siempre me preguntan... "¿ Cómo se toca el piano con todos esos anillos en los dedos?"
Biliyor musunuz, sürekli "Parmağında o kadar yüzük varken nasıl piyano çalabiliyorsun diye soruyorlar."
Debieron pensar que yo inventé el piano.
Piyanoyu benim icat ettiğimi bile düşünebilridin.
Yo fui el que tuvo la idea de poner el candelabro sobre el piano, ¿ sabes?
Şamdanı piyanonun üstüne koyma fikri bana aitti, biliyor musun?
Y miré el piano negro.
Ve bir de siyah piyanoya baktım.
"Piano negro, esmoquin negro"
"Siyah piyano, siyah smokin."
Un día, Li, creo que vas a tocar el piano mientras vuelas.
Bir gün uçarken piyano çalacağından eminim Lee.
La verdad es que realmente parece un piano de juguete.
Biraz komik bir piyano aslına bakarsan.
También había estudiado música, piano, y el arte me atraía mucho.
Aynı zamanda müzik, piyano da çalıştım ve sanatla oldukça ilgiliydim.
Piano.
- Piyano.
Hay un piano viejo y mucha basura.
Eski bir piyano ve bolca çöp var.
La única vez que ve un piano es en el sótano de la iglesia.
Gerçek bir piyanoyu ancak kilisenin bodrumunda görebiliyor.
¿ Te gusta este piano?
Piyanoyu beğendin mi?
¿ Sabes dónde puedo hallar un piano?
Piyano alabileceğim bir yer biliyor musun?
¿ Me trajiste a robar un maldito piano?
Beni buraya lanet bir piyano çalmak için mi getirdin?
Le prometí a Michi un piano en mi mente.
Michi'ye kafamda bir piyano sözü verdim.
Obviamente falta el piano.
Piyano kesin yok.
¿ Qué te hizo ese piano?
Piyanonun ne günahı var?
Joven, ese piano está desafinado.
Genç adam, piyanonun akordu bozuk.
Qué piano tan bonito.
- Çok güzel piyanoymuş.
Le estoy enseñando a tocar el piano.
Nasıl piyano çalacağını öğretiyorum.
Papá dice que soy especial y que toco el piano muy bien.
Babam benim özel olduğumu ve çok iyi piyano çaldığımı söylüyor.
- No, el piano no...
- Hayır ben piyano çala...
No me refiero al piano...
Hayır piyanodan bahsetmiyorum. ÖZel?
¿ Qué diablos harías con un piano?
Bir piyano mu?
¿ Quién va a comprar un piano lleno de agua?
Suyla dolu bir piyanoyu kim almak ister.
- Odio la música de piano.
Piyanonun sesinden nefret ederim.
¿ Qué carajo se supone que hagamos con un piano?
Piyanoyla ne kazanacağını düşünüyordun ki?
Si no fuese por el piano, Vitalic seguiría vivo.
Eğer piyano olmasaydı Vitalik hala yaşıyor olurdu.
Por favor, ponlas sobre el piano.
Lütfen piyanonun üzerine.
Esto es un piano.
- O bir piyano.
El piano.
Piyano.
¿ Para qué quieres un piano si no lo tocas?
Çalmıyorsan neden piyano istiyorsun?
¿ Qué te pasó con el piano?
Piyano ile ne yaşadın?
"Touche"'. ¿ Y el piano?
Etkileyici. Peki piyano?
El piano...
Piyano...
Este piano sabe que soy el peor músico del mundo.
Bu piyano dünyadaki en kötü müzisyen olduğumu biliyor.
Ese es el piano blanco.
Beyaz piyano bu.
¿ Solías tocar el piano?
Hala piyano çalıyor musun?
Aquél, ¿ el del piano?
Bu önceki gördüğüm piyanoyu çalan değil mi?