Translate.vc / Espanhol → Turco / Pinky
Pinky tradutor Turco
676 parallel translation
Eh, Pinky,
Hey, Pinky,
¡ Pinky, date prisa!
Pinky, acele et!
Pinky, ¿ qué estás haciendo aquí?
Pinky, ne yapıyorsun burada?
¡ Vamos, Pinky!
Haydi, Pinky!
Fantástico, Pinky. Has hecho un touchdown. ¿ Estás cansado?
Mükemmel Pinky, bir touchdown yaptın.
¡ Buen trabajo, Pinky!
Çok iyi yaptın, Pinky!
Chicolini y Pinky están aquí.
Chicolini ve Pinky buradalar.
Vamos, Pinky.
Haydi, gel Pinky.
Ven aquí, Pinky.
Gel buraya, Pinky.
- ¿ Señor Pinky Fitzgerald?
- Bay Pinky Fitzgerald?
¿ Pinky?
Pinky?
Siempre me llama Pinky.
O bana daima Pinky der.
Evidentemente, ya estuviste a cargo de la oficina.
Pinky, öncelikle ofisin sorumluluğunu aldığın aşikar.
Pinky, luego pide un favor.
Tamam Pinky. Sen de iyilik istersin.
- iNo me llames Pinky!
- Lütfen bana Pinky deme.
Pinky, Frank James no está escondido en estas colinas. ¡ Está muerto!
Pinky, Frank James bu tepelerde saklanmıyor.
Frank James está muerto y criando malvas.
Bu işin aması yok Pinky. Frank James öldü ve gömüldü.
- ¡ Pinky, ensilla los caballos!
Pinky, atları eğerle.
Tú y Pinky deben quedarse aquí y vigilar la granja.
Sen ve Pinky burada kalıp çiftlikle ilgilenmelisiniz.
Pinky puede encargarse de todo.
Pinky işleri halledebilir.
Pinky, dejo a Clem al frente de todo.
Pinky, Clem'den sen sorumlusun.
- Adiós, Pinky. - Adiós, señor.
- Hoşça kal Pinky.
Pinky, ¿ qué haces aquí?
Pinky. Burada ne işin var?
No, Pinky, no están aquí.
Hayır Pinky, burada değiller.
No, Pinky, esos días ya quedaron en el pasado.
Hayır Pinky, o günler çok geride kaldı.
- Regresa a la granja y quédate ahí.
- Pinky, derhal çiftliğe dön ve orada kal.
Pinky no hablará.
Pinky konuşmaz.
No, Pinky no hablará, pero menos mal que estoy muerto.
Evet Pinky konuşmaz ama iyi ki ölmüşüm.
El periódico dice que se llama Pinky.
Gazete adını Pinky olarak yazıyor.
Pinky o algo parecido. - ¿ Qué?
- Pinky bilmem ne.
Peón Negro Condenado como Cómplice en el Asesinato de la Oficina del Expreso.
Siyahi Irgat Ulak Ofisi Cinayetine Suç Ortağı Olmaktan Hükümlü. "PINKY" WASHINGTON, FRANK JAMES'E YARDIMCI OLMAKTAN İDAMA MAHKUM EDİLDİ.
"PINKY" CONDENADO A MUERTE POR AYUDAR A FRANK JAMES. Están completamente locos.
Bunlar zırdeli.
Pinky no estaba en el pueblo cuando ocurrió.
Soygun olduğunda Pinky kasaba da bile değildi.
Pinky no ha robado una sola gallina en toda su vida.
Pinky hayatı boyunca tavuk bile çalmadı.
Le diré que Pinky es inocente.
Pinky'nin masum olduğunu söyleyeceğim.
¿ Leíste el artículo en tu periódico sobre un negro llamado Pinky... al que van a colgar en unos días como cómplice en el robo del expreso?
Ulak soygununda suç ortağı olmak suçundan bir kaç gün içinde asılacak olan Pinky adında siyahi adam hakkındaki haberi gazetende okudun mu?
Claro que, no está tan rica como si la hubiera cocinado Pinky...
Pinki'nin yaptığı kadar iyi olmuyor tabi ama -
Colgarán a Pinky dentro de unos días.
Pinky'i bir kaç gün içinde asacaklar.
No lo haces por Pinky.
Seni vazgeçiren Pinky değil.
Pinky no es culpable.
Pinky masum.
¿ Y la injusticia que van a cometer con Pinky?
Pinky'e yapılan haksızlık ne olacak peki?
Querido papá... Pinky fue indultado por el Gobernador.
Sevgili Babacığım, Pinky'nin cezası vali tarafından ertelendi.
Bueno, iban a colgar a Pinky por algo que no hizo... por algo que desconocía por completo, así que decidí...
Pinky'i yapmadığı, hatta hakkında hiçbir bilgisi olmayan bir şey yüzünden asmaya niyetliydiler, ben de düşündüm ki -
Frank jamás habría permitido que muriera Pinky.
Frank Pinky'nin ölmesine asla müsaade etmezdi.
Supongo que tú y Pinky pueden encargarse de la granja.
Çiftliğe Pinky ile göz kulak olabilirsiniz sanırım.
Hola, Pinky.
Merhaba, Pinky.
- ¡ Pinky!
- Pinky!
- Pinky.
- Pinky.
Dile a Pinky que prepare la cena.
Pinky'e söyle yemek için bir şeyler hazırlasın.
- Pinky, estoy pensando.
Tanrı'ya şükür. - Pinky düşünüyorum da.
- Adiós, Pinky.
- Hoşça kal Pinky.