English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Podia

Podia tradutor Turco

1,327 parallel translation
- Hey que sorpresa, pense que no vendrias - No podia faltar, - me alegro
Yok, yok, yok...
Yo lo reconstrui... y descubri que podia descifrar el nombre de alguien del chat.
Yeni bir tane yaptım. Bütün Sohbet-İsimlerini çözebilirim.
y cuando salió, el noto que podia respirar el fuego del dragón.
Ve tekrar ortaya ciktiginda, Ejderha gibi burnundan ates cikarabiliyormus.
Annie dijo que lo podia escuchar en el Album Blanco.
Annie Beyaz Albüm'ü dinlerseniz duyabilirsiniz demişti.
Ud. dijo que yo no podia darme el lujo... así que tengo que hablar con alguien.
Evet, sizi tutamayacağımı söylemiştiniz. Yani başka biriyle görüşmem gerekiyor.
No podia dormir, y vino a mi casa.
Uyuyamamış, bu yüzden bana geldi. Kızımı ver bana.
Y Annie dijo que George pensaba- - que George Harrison no podia- - por ahi, no podia escribir una cancion... y entonces escribio "Here Comes the Sun"... y ella dijo que fue una de las mejores canciones de "Abbey Road."
Annie, Geroge Harrison'ın şarkı yazamadığını ama sonra "Here Comes A Son'ı" yazdığını ve o şarkının "Abbey Road" albümünün en iyi parçalarından biri olduğunu söylemişti.
Porque le iba a decir al jurado... que le podia dar a Lucy el tipo de amor que ella nunca tuvo.
Çünkü hakime, daha önce hiç hissetmediği kadar çok sevgi verebileceğimi söyleyecektim.
Podia pasarle a cualquiera
Herkesin başına gelebilirdi.
Dijo que podia ir.
Gidebileceğinizi söyledi.
Me dijo que podia estar tanto tiempo como quisiera.
İstediğiniz kadar kalabileceğinizi söyledi.
Quiza ella podia haber tenido amigos franceses.
Belki Fransız arkadaşları vardır.
Y cuando ella vio que no la podia proteger más, tu eras el que tenia que hacerlo.
Ve onu daha fazla koruyamayacağını anlayınca bunu yaptı.
Jeff tenía la magica idea de entrar a través de un conducto aéreo y señalé que ninguno de nosotros podia encajar a través de él.
Jeff, havalandırma girişinden girmek gibi muhteşem bir fikir ortaya atmıştı ve ben de hiçbirimizin oraya sığamayacağımızı söylemiştim.
La idea era tan terrorifica... que no podia soportarla.
Fikir çok ürkünçtü Taşıyamadım bile
Sólo podia pensar en estar en la cama, y dormir.
Tek düşünebildiğim şey kendi yatağımın olması ve uyumak.
La cabeza llamada Sally, podía comer helado. Mientras que la llamada Sara, podia comer tarta.
Sally adındaki kafa dondurma yerken adı Sara olan kafa, pasta yiyebiliyordu.
Para que yo supiera que podia comer alguna.
Çünkü biraz patlamış mısır almasının benim için sorun olmadığını bilmek istiyordu.
Podia estar brillando.
Işık veren bir şey olabilir.
Angel dijo que podia ocuparse de eso.
Angel halledebileceğini söyledi.
- que otra cosa podia ser?
- İblisten başka ne olabilir ki?
como podia vivir sin fantasma?
Ben bir hayaletim olmadan nasıl yaşamışım bunca zaman?
en su caso, significaba que el vampiro que hay en el podia morir pero el humano podia vivir.
Onun durumunda, birgün bu vampirin ölebileceği... -... ama insan olarak yaşabileceği anlamındaydı.
os acordais que pensaba que podia estar equivocada en mis calculos?
Daha önceki hesaplamalarımda belki, muhtemelen, imkan dahilinde yanılmış olabilirim dediğimi hatırlıyor musunuz?
y Wes dijo que el Tro-Clon podia "surgir" o "nacer" o los dos.
Sen de Wes'e kehanetlere göre doğacak mı, dirilecek mi diye sorduğunda, ikisi de olabilir demişti.
que podia hacer para vosotros?
Sizin için ne yapabilirdim ki?
Tienes una y me dijeron que podia comprarla. Lo siento pero insisto.
Sizde bir tane var ve alabileceğim söylendi,... üzgünüm ama sizden sözünüzü tutmanızı bekliyorum.
si, simplemente me di cuenta que podia.
Evet, birden yapabileceğimi farkettim.
Xander prometido, tampoco podia creermelo.
Xander nişanlandı. Ben de inanamadım.
pero le he dicho que... no podia.
Ama ona çıkmayacağımı söyledim.
y he tenido todo lo que podia aguantar.
Kaldırabileceğim kadar acı çektim zaten.
Y cada vez que pensaba en contarselo recordaba esa cara que habia puesto... y no podia hacerlo.
Ve her seferinde denedim... Ama ne zaman ona söylediğim zamanki halini hatırlasam... bunu yapamadım.
No podia dormir.
Uyuyamadım.
Al principio, cuando desaparecio, no lo podia soportar.
O ilk kaybolduğunda, kabullenemedim.
Imagine que una chica que puede correr mas rapido que una bala, que puede aguantar la respiracion para siempre y ganarle a tipos tres veces mas grandes, bueno, imagine que podia ser uno de estos, uh...
Kurşundan daha hızlı koşan, nefesini sonsuza kadar tutan ve kendinden 3 kat büyük adamları yere seren bir kız, evet bu da onlardan biri olmalı,
Siempre tuvo problemas con la policia, asi que no la podia ver por largos periodos.
Kanunlarla her zaman sorunları vardı, uzun zamandır hapiste olduğundan onu görememiştim.
No podia salir en libertad condicional hasta dentro de 18 meses.
Başka bir 18 ay yüzünden şartlı tahliye olmadım.
No tenia a nadie a quien recurrir, y no sabia en quien podia confiar.
Kime dertleşeceğimi ya da kime güveneceğimi bilmiyorum.
Pero no podia tenerlo siempre escondido, asi que empezo a decir que era su sobrino.
Fakat onu sonsuza kadar saklı tutamazdın, bu yüzden onu herkese yeğenin olarak tanıttın.
Podia haber cualquier cosa en ese avion.
Uçakta her şey olabilir.
- Si podia dormir.
Bugün "Merhaba, nasıl gidiyor?" diyen herkesten nefret etmeyi planlıyorum. - Tamam.
Me intrigaba ver si podia preparar una tarteleta.
Az daha benim için Pop-Tart hazırlatacaktı.
Si hasta me pediste tres tipos de pasta porque no podia decidirme.
Özellikle de sırf karar veremediğim için bana üç çeşit makarna ısmarladıktan sonra.
Asi que le pregunte si podia hacerme una tortilla... con claras de huevo, tomates, hongos, salsa, y me trajo esto.
Ben de ona nazikçe yumurtanın beyazı ile yapılmış içinde biraz domates, azıcık ta mantar, olan omlet istedim, bana verdiğine bak.
Dijiste que si necesitaba hablar, podia venir.
- Bir keresinde, konuşmak istersem sana gelebileceğimi söylemiştin.
- No podia ni hablar cerca de el. Los vi en el baile.
Onun yanındayken konuşamıyordum bile.
Debiste ver a mi bebé. Era muy feliz. Podia romperte el corazón con su sonrisa.
Bebeğimi görmeliydin, o kadar mutluydu ki kalbini eritecek bir gülümsemesi vardı.
Podia alquilar un auto.
Araba kiralayabilirdim. Sorun değil.
- Creias que una mujer no podia ser chef.
İşin aslı, kadınlardan iyi aşçı olmayacağını düşünüyordun.
- asi que le pregunte si podia...
Ben de ondan...
- Es que no podia.
- Yapamadım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]