Translate.vc / Espanhol → Turco / Política
Política tradutor Turco
10,564 parallel translation
¿ Usted se aleja de la política que representa?
Politikalarınızdan vaz mı geçiyorsunuz?
Han sido unas pocas semanas, y puedo decir que esto... sólo es política energética.
Aradan haftalar geçti. Artık sadece enerji politikamıza ve Avrupa'ya petrol ve gaz sağlamaya bakıyoruz.
Lo que usted debe aceptar es que nos vemos obligados... a aceptar una política que no es la suya.
Fakat bu yeni politikaların bize dayatılmış olduğunu kabul etmelisiniz.
No puedo continuar la política... que representábamos en la elección.
Ediyorum. Bizim kendi ilkelerimizle çelişen bir politikayı destekleyemem.
¿ Qué tiene esto que ver con la política petrolera?
Bunun petrol politikasıyla ne alakası var?
- Anita Rygg, asesora política del Primer Ministro.
- Başbakan şu an yanımda.
Nuestra política dice que los viajeros transferidos tienen que esperar... treinta minutos entre viajes.
Prensiplerimize göre Transfer Yolcuları, her yolculuk arasında otuz dakika bırakmalı.
Va contra la política de la empresa.
Şirket prensiplerine aykırı.
Habló en varias campañas de concienciación... en los meses previos a la anulación de la política "No preguntes, no cuentes".
"Sorma, Söyleme" politikasının, feshine önderlik etmek için aylarca pek çok toplantıda konuşmuş.
Una hija política, Kenna.
Bir gelinin oldu, adı Kenna.
Que Catalina y sus hijos solo eran espectáculo, política.
Catherine ve çocukları sadece gösteriş için derdin.
Condé y yo puede que parezcamos no tener amistad que es más que política.
Condé ile politika dışında başka bir ilişkimiz olamaz.
No por las apariencias o por política ni porque seas mi esposa.
Görünüş ya da politika için değil karım olduğun için.
Cierto, pero esas corporaciones tienen la política de desistir en el intento de cobrar deudas impagadas tras 180 días.
Doğru ; ama bu şirketlerin 180 gün sonra borcunu almayı denemeyi bırakmak gibi bir politikası var.
Humildemente estoy sugiriendo que si vuestra verdadera intención es deshaceros de un rival, entonces esto no necesita ser un asunto de política.
Ben sadece naçizane, asıl niyetinizin bir rakipten kurtulmak olduğunu farz ediyordum, öyle ise, bunun siyasi bir sorun olması gerekmez.
Me retuvo la política.
Siyaset tarafından alıkoyulmuştum.
No juegues a la política a menos que seas bueno en ello.
Altından kalkamayacaksan entrika çevirme.
No se trata de una maniobra política.
Konumuz politik manevra değil.
¿ No ves que necesitamos unirnos todos los judíos, cada pequeña secta y culto y estar todos juntos para luchar contra esta monstruosidad? Oh, ya veo. Esto es política, ¿ no?
Tüm Yahudileri, her bir tarikatı ve mezhebi birleştirmemiz ve bu ucubeyle savaşmak için hazırlamamız gerektiğini görmüyor musun?
Lo que no se dan cuenta es que, sin saberlo, estaban siendo absorbidos en la política del poder afgano.
Anlamadıkları, farkında olmadan Afgan siyasi güç mücadelesinin içine çekildikleriydi.
Cuando Arabia Saudita subio el precio del petróleo, lo hicieron para cambiar el equilibrio política de poder en el mundo.
Suudi Arabistan, petrol fiyatını yükselttiğinde, dünyadaki siyasi güç dengesini değiştirmek için yapmıştı.
Un mundo diferente, inocente. libre de la corrupción de la política y el dinero en Occidente.
Batı'daki paradan ve siyasi yozlaşmadan uzak, değişik, masum bir dünya.
¿ Significa esto, señor Presidente, que se le sigue un estricta política de no alineamiento?
Sayın Başkan, bu, sıkı bir bağımsızlık politikası izleyeceğiniz anlamına mı geliyor?
Y el poder para administrar la sociedad empezó a mover aún más lejos de la política al sistema financiero.
Ve toplumu yönlendirme gücü siyasetten finans sistemine kaymaya başladı.
La gente estaba muy enojado, y creo que es importante entender que cuando surgió este tipo de arte fue en parte política.
İnsanlar çok kızgındı, ve bence şunu anlamak çok önemli ki : bu çeşit sanat ortaya çıktığında biraz da siyasiydi.
Me da igual la política.
Politika umurumda değil.
No puedes tenerme como esposa y tener tu carrera política al mismo tiempo.
Karın olursam siyasi bir kariyerin olmaz.
Eso era puramente política.
O tamamen politik bir hamleydi.
Entonces, ¿ personalmente no me consideras racista, pero viste una ventaja política en llamarme racista?
Kişisel olarak ırkçı değilim ama politik olarak ırkçıyım öyle mi?
- serías una gran Fiscal del Estado. - por tu inteligencia política.
Kendi politik yararların için iyi ettiğini kabul ediyorum.
Bueno, que necesitaba un bufete más grande, uno con conexiones más profundas en política.
Politik güçlü bağlantıları olan daha büyük bir firma aradığınızı.
He estado en torno a la política lo suficiente como para saber que si estás considerando hacer llamadas automáticas, con la esperanza de que suban en último minuto la votación, estás condenado.
Otoçağrılardan ve son dakika ataklarından medet ummaya başlamışssan kaybetmeye hazır ol demektir.
¿ Arrojará Frank Prady su sombrero a la arena política de nuevo después de esto?
Frank Prady bu mağlubiyetin ardından politik arenadan çekilecek mi?
Tiene una política de puertas abiertas, obviamente, porque es la cocina.
Açık kapı politikası uygulanıyor, belli zaten... Çünkü burası mutfak.
Es la política de la tienda.
Mağaza prensibi böyle.
Como era de esperar, James había decidido adoptar una política de no hay golpes en absoluto.
Normal olarak, James hiç çarpmadan gelmeye karar verdi.
Si Ferg tiene razón y esto es política interna de Newett Energy...
Eğer Ferg haklıysa ve bu Newett Enerji'nin iç işleri ile alakalıysa...
Hay más política de trabajo social en cuestión.
Siyaset çalışmaları Toplumsal çabaların önüne geçiyor.
¿ Cuál es su política de devolución?
İade politikanız nedir?
Tenemos la política del palo y la zanahoria, la zanahoria es un único pago de $ 1.000.000 a cada uno.
Evet, burada havuç ve sopa durumu söz konusu. Havuç, her birinize bir defalık verilecek olan birer milyon dolar. - Anlat hadi.
Quería hacer una declaración política confrontando a Lopez en vivo.
Konuşması sırasında kameralar önünde Lopez'le yüzleşip politik bir açıklama yapmak istemiş.
Traiciones, adulterio y engaño... por eso odio la política.
Arkadan bıçaklama, zina ve ihanet, işte bu yüzden politikadan nefret ediyorum.
porque tengo una política estricta de "no bebés llorones".
Çünkü muhallebi çocukları ile çalışmam.
Porque si no puedes, mi carrera política está terminada antes de siquiera empezar.
Çünkü bulamazsak, politika kariyerim başlamadan bitecek.
Es una estudiante de ciencia política, quería aprender los fundamentos.
Siyaset Bilimi öğrencisi, işi öğrenmek istedi.
¿ Cómo puede tener cualquier tipo de impacto en la política?
Bunun siyaset üzerinde nasıl bir etkisi olabilir?
Una pregunta más. ¿ Mencionó algo de política?
Son bir soru. Politikadan hiç bahsetti mi?
- ¿ Política?
- Politika mı?
Sobre su ideología política, sus cambios de humor.
Siyasi görüşleri, ruh hali.
Creo que una excepción a la política de no fumar esta en orden aquí.
"Sigara içilmez" politikasına bir istisna yapabiliriz diye düşünüyorum.
Mi mamá, Claudette, es profesora de política pública en Berkeley, especialista en feminismo.
Feminizm üzerine çalışıyor.