English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Poquito

Poquito tradutor Turco

7,015 parallel translation
- "Si quieres bailar la bamba, - Sí. necesitas un poquito de gracia, un poquito de gracia, para mí y para ti".
"Bamba yapmak için, birazcık neşe gerekli birazcık neşe, benim ve senin için."
Vaya, yo tengo un poquito de gracia, para mí y para ti.
Ben de birazcık neşe var senin ve benim için.
Vale, necesito que retrocedas un poquito.
Tamam, birazcık seviyesini azaltmanı istiyorum.
- Un poquito, sí.
Biraz, evet.
- Un poquito de hombro.
omuz tek parça. - Şunları yapabilirsiniz.
Solo degustas un poquito y te vas.
Biraz tadına bakıp resmen çekip gittin.
De acuerdo, mamochka, ¿ por qué no hablamos de ti un poquito?
Tamam, anneciğim, neden birazcık senin hakkında konuşmuyoruz?
Vamos, Gus, con un poquito de salsa, Campaña de medios sociales, y alguien estratégicamente filtró fotos desnudas, podemos ser celebridades entre los dueños de camiones de comida, vamos.
Yapma, Gus, birazcık markalaşma, sosyal medya kampanyası... ve biraz da stratejik olarak basına sızdırılmış müstehcen resimlerle ünlü bir yemek kamyonu sahibi olabiliriz, şimdi, hadi.
Bueno si, un poquito. Pero...
Yani, evet biraz.
Piensa, piensa un poquito.
Alex! Hadi ama, düz düşünüyorsun.
¿ Crees que podrías suavizarlo un poquito antes de que lleguemos?
Biz oraya gelmeden onu biraz sakinleştirebilir misin?
Cuando llevaste a tu chica a lo de Jack, ¿ se le insinuó un poquito o mucho?
Senin hatunla Jack'in evine gittiğinizde..... Jack kıza az mı sarktı yoksa çok mu?
¿ Nadie quiere pedir comida de Poquito más?
Poquito Mas'dan yiyecek sipariş etmek isteyen var mı?
Es un poquito extraño en estas circunstancias, ¿ no crees?
Bu şartlar altında biraz garip oluyor, değil mi?
Un poquito.
Biraz.
¿ Puedes medir las palabras un poquito más?
- Biraz daha düzgün konuşamaz mısın?
Bueno, hemos hablado un poquito, pero como si nada.
Yani ufak tefek şeyler konuştuk ama yüzeysel.
Bueno, ¿ no es un poquito cruel?
- Bu biraz zalimlik olmuyor mu?
- Un poquito, creo. ¿ Y si lo compruebo?
Birazcık sanırım. Baksam olur mu?
¿ Por qué no bebes un poquito más de agua, en realidad?
Neden biraz da su içmiyorsun?
Estoy un poquito oxidado en esto.
Biraz paslanmış olabilirim.
Porque, Suzanna, quería que supieras que era una clase diferente de vampiro, que soy un poquito más como tú.
Çünkü Suzanna farklı biri olduğumu, biraz da sana benzediğimi bilmeni istemiştim.
Un poquito más retorcida, un poquito más allá del destrozado reconocimiento humano, pero, puedo asegurarte, que es toda suya.
Biraz garip, insan algılarını da biraz aşıyor ama senin temin ederim bu onun ruhu.
Milt y Frankie querían celebrar mi cumpleaños, así que me llevaron a cenar y nos pusimos un poquito... - Estás borracho.
Milt ve Frankie doğum günümü kutlamak istedi de o yüzden beni yemeğe götürdüler ve birazcık...
- Bueno, sólo un poquito.
- Birazcık sadece.
Tal vez pueda exprimirles un poquito más a ellos.
Belki biraz daha sıkıştırabilirim onları.
Mi marido puede ser un poquito impulsivo... con sus decisiones.
Kocam kararlarında çok azıcık düşüncesiz olabiliyor.
¿ Alguien de aquí piensa que deba equivocarme un poquito y dejar que este maldito bastardo se desangre en la mesa?
Biraz elimi kaydırıp bu şerefsizi kan kaybından öldürerek masada bırakmam gerektiğini düşünen başka biri var mı?
Tal vez distorsione la verdad un poquito.
Doğruyu biraz saptırmış olabilirim.
No lo entiendo, ni un poquito.
Hiç anlamıyorum. Hem de hiç!
Un poquito.
Birazcık.
Mira. Siempre me apetece un poquito de novedad, pero...
Ah.Bak biraz ilginçliğe karşı değilim ama...
De esa forma, lo resolveremos un poquito más rápido.
Böylece hızlanabiliriz.
Ramón tuvo un poquito de mala suerte.
Ramon şansızlık yaşadı.
¿ Estás un poquito asustado?
Sen de biraz korktun mu?
Sí, un poquito, pero en el buen sentido, ¿ verdad?
Evet, biraz. Ama güzel bir şey bu, değil mi?
Novak, tengo amigos que están buscando esta divertida estatuilla y no se interesan ni un poquito por las antigüedades.
Novak, tarihe hiç ilgisi olmayıp bu küçük komik heykeli arayan arkadaşlarım var.
Mi trabajo no consiste en arreglar sus entuertos, así que voy a necesitar un poquito más que su instinto visceral... de que Iván estuvo involucrado.
Benim işim senin kinine göre hareket etmek değil. O yüzden Ivan'ın bu işe dahil olduğuna dair daha somut bir şeyler istiyorum.
Parece que llegamos un poquito retrasados a la fiesta.
Görünüşe göre partiye biraz geç kalmışız.
Bueno, entonces vamos un poquito más atrás al 1100 D.C., tenemos a un shnabeltiermorder.
Tamam, o zaman biraz daha geri gidersek, 1100 yılından bir Shnabeltiermorder var.
Estamos tomando una gran decisión, y creo que enloquecí un poquito.
Çok büyük bir karar veriyoruz ve sanırım bu beni korkutuyor.
Es un poquito excéntrico.
Biraz ilginç birisidir.
Mímala un poquito antes de meterle mano.
Pantolonlarına el atmadan önce azıcık romantizm lazım.
Un poquito...
Bir parça...
Un poquito.
Bir parça.
Y eso no te molestó ni un poquito.
Ama bundan bir gram bile rahatsız olmamıştın.
Vale, quizás un poquito.
- Tamam, belki birazcık.
- Un poquito.
Birazcık.
Un poquito a la izquierda.
Biraz sola kaysana.
Te ato un poquito. Te ato.
Abelardo!
No te dolerá ni un poquito.
Bu hiç acıtmayacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]