Translate.vc / Espanhol → Turco / Post
Post tradutor Turco
3,513 parallel translation
¿ Qué familia de Boston tendría una armadura escocesa post-medieval y necesitaba una niñera?
Oh. Hmm... Bekle.
Te veré en el post-operatorio.
Ameliyattan sonra görüşürüz.
Podría ayudarnos a conseguir otra portada, como la del Post de esta mañana.
Bize başka bir kapak olma şansı yakalatabilirsin bu sabah Post'ta olduğu gibi.
Ese Packard es el vellocino de oro.
Bu Packard bir altın post...
Él es de Smyrna, Delaware, estrés post-traumático.
Smyrna, Delaware'den. Travma sonrası stres bozukluğu yaşıyor.
El Corán relata historias bíblicas y alude a las historias bíblicas, no sólo bíblica, sino también la evolución post-bíblicos.
Kur'an, İncil hikayelerini tekrar anlatır İncil hikayelerinden ve İncil sonrası gelişmelerden bahseder.
Tu amistad. Y tus notas en los Post-it.
Senin arkadaşlığını. Ve senin yapışkanlı not kağıdını.
Todo fue post-mortem, había estado en el puerto durante un tiempo.
Hepsi ölümden sonra olmuş. Ceset bir süredir limanda duruyordu.
Los post-its son para mis ideas y los lápices para el té.
Fikirlerim için yapışkan kağıtlar, çayım için kalemler.
Mirad el post que acabo de recibir.
Gelen mesaja bakın.
- ¡ Es pelo!
- Post!
- ¿ Pelo?
- Post mu?
¿ Tienes suficiente notas adhesivas ahí, Huesos?
Daha fazla Post-it kullanamaz mıydın, Bones?
No se le da el Corazón Púrpura a los que sufren síndrome post-traumático.
Post-travmatik stres bozukluğu yaşanyalar için Gazilik Madalyası yok.
Doctor Karev, he hecho sus rondas en pre - y post-operatorios, he hecho sus análisis clínicos, y ahora estoy actualizando sus gráficos.
Doktor Karev, ameliyat olan ve olacak hastalarınızı kontrol ettim tahlillerinizi yaptırdım şu anda da dosyalarınızı güncelliyorum.
Y no te olvides de cerrar la registradora... Y de cerrar el día en las máquinas de tarjetas de crédito.
Ayrıca kasadan Z raporu almayı unutma ve post makinelerinden döküm alacağım.
Oye, avísanos si quieres una taza de té o un buñuelo, o quizás un poco de pescado frito con papas envuelto en el último ejemplar de Saturday Evening Post.
Canın bir bardak çay, çörek ya da belki son Cumartesi Akşamı Gazetesi'ne sarılı bir yığın balık ve patates cipsi çekerse seslen, ha?
Así que si vas, no será como Liz Lemon superlectora del Huffington Post y lunática del control de armas.
Yani eğer geliyorsun, süper Huff Post kullanıcısı ve silah kontrol manyağı Liz Lemon olmayacaksın.
Como Emily Post hubiera dicho : "Cuando tu mejor amigo homosexual es el padre... de tu hijo, la ley de la vida dicta un regalo adecuado".
Emily Post şöyle demiş olabilir : "En yakın eşcinsel arkadaşınız çocuğunuzun babası olursa..." "... buna uygun bir hediye almak lazım gelir. "
El Huffington Post tiene un enlace en su página principal, y Dwight Garner acaba de "tuitearlo", diciendo que está a mitad del artículo y que no lo odia todavía.
Huffpo ana sayfada yer vermiş ve Dwight Garner tweet attı şimdi. Daha ortasındaymış yazının ama beğenmedim değil diyor.
Ni al Post, ni al Daily News.
Gazetelerde olmayacak, haberlerde çıkmayacak.
Los experimentos de moretones post mórtem son más de tercera cita.
Ölüm sonrası morluk deneyleri daha çok üçüncü buluşmada yapılır.
Solía leerle la sección de deportes del Post.
Ona gazetenin spor sayfalarını okurdum.
Mandy Post, Revista Synth.
- Mandy Post, Synth dergisi.
¿ Yo obtengo la nota sin valor y Mandy Post la historia real?
Demek işi ben berbat ettim ama Mandy Post gerçek hikâyeyi aldı?
- ¿ Qué sabes de Mandy Post?
- Mandy Post hakkında ne biliyorsun?
¿ Qué quiero saber de Mandy Post?
Mandy Post hakkında ne bilmem gerekiyor?
¿ Estás diciendo que mi rival, Mandy Post escribió una historia sobre la vida sexual de Peter Florrick por haber procesado a su primo?
Diyorsun ki, benim rakibim, Mandy Post,... kuzenini dava ettiği için, öç alma nedeniyle Peter Florrick'in seks hayatı hakkında bir hikâye yazdı, öyle mi?
Perdiste la historia del romance de Florrick con Mandy Post.
Florrick'in ilişki hikâyesini Mandy Post'a kaptırdın.
Una limpieza post-Dan.
Dan-sonrası arındırma.
¿ No estaba siendo tratado para el síndrome post-traumático?
TSSB tedavisi görmüyor muydu?
Cuando su pluma es robado, cuando ve a algunos insultos escritos acerca de él en notas post-it, y cuando recibe chocolates de la chica quien escribió esos insultos.
Kaleminin çalınması, not kağıtları üzerinde kendisine atfen yazılan bedduaları görmesi ve kendisine ah eden bir kızdan çikolata alması.
He descubierto que la sugestión posthipnótica es una de las armas más poderosas en el arsenal de un terapeuta.
Post hipnotik telkinin, bir psikiyatristin cephanesindeki en kuvvetli silahlardan biri olduğunun farkına vardım.
Creo que necesito otra sesión posthipnótica, Dra. Gardner.
Sanırım yine post hipnotik telkine ihtiyacım var, Doktor Gardner.
¿ Alguna idea del intervalo post-mortem?
Hiç ölüm sonrası belirti var mı?
El estrés post-traumático es un trastorno complicado.
Travma sonrası stres karışık bir rahatsızlıktır.
Bueno, ya que la realidad virtual se está usando para tratar a soldados con estrés post-traumático, creo que esto mejorará su memoria.
SG, askerlerin Travma Sonrası Stres Rahatsızlığı'nın tedavisinde kullanıldığından, bunun hafızanız için daha iyi olacağını düşündüm.
En el tratamiento del estrés post-traumático hay dos objetivos :
Travma Sonrası Stres'in tedavisinde iki önemli konu vardır.
Creo que tiene que lidiar con su nueva vida de "post-rehabilitación".
Rehabilitasyon sonrası hayatına tutunduğunu düşünüyorum.
Al parecer el presidente Markov tuvo algún tipo de episodio de estrés post-traumático.
Görünüşe göre Başkan Markov strese dayalı bir travma geçirmiş.
Aunque... mira el post-it que encontré.
Bir de, bulduğum şu not kağıdına bak.
Escribió "epoxy" en este post-it.
Buraya da "tutkal" yazmış.
Prefiero pensar que es una expresión del postmodernismo.
Onu post-modernizmin bir ifadesi olarak düşünmeyi tercih ediyorum.
Lo que significa que tengo que encontrar la cura, ahora más que nunca y aquí estás tú, haciendo copos de nieve postmodernos.
Bu da, tedaviyi bulmaya her zamankinden daha çok ihtiyacım var demektir ama sense burada post-modern kar taneleri yapıyorsun.
El estrés post-traumático es un trastorno complicado que afecta a muchos de nuestros mejores militares.
Travma sonrası stres karışık bir rahatsızlıktır ve ordunun en iyi askerlerini etkilemiştir.
No tenemos ni idea de donde estarán los testículos de esos alienígenas. Y ya que yo era el mejor en el juego de Operación, mamá me puso a cargo de un equipo de primeros auxilios post-apocalíptico.
Uzaylıların testislerinin nerede olacağı belli olmaz. Süper Doktor oyununda ailenin en iyisi ben olduğum için annem bana kıyamet sonrası ilk yardım işini verdi.
Luego de quitar el daño post mortem causado por el cráneo de Zalinsky usé las intersecciones de las líneas de fractura para determinar que el trauma facial en realidad es resultado de tres golpes distintos.
Zalinsky'nin kafasının neden olduğu hasarın incelenmesinden sonra yüzdeki travmanın nedenini belirlemek için surattaki çatlaklardan yayılan çizgilerin kesişimlerini kullandım ve sonuç olarak kesinlikle üç darbe var.
Vale, somos post-Katrina, gente.
Biz Katrina sonrası nesliyiz.
Dije que necesitaba un VP scan diferencial, post-operatorio.
Ameliyat sonrası perfüzyon sintigrafisi istediğimi söylüyorum.
¿ Visteis todos mi post-it convocando una reunión?
Tabi ki, çünkü hepiniz buradasınız.
¿ Dónde están los post-its?
Post-It'ler nerede?