Translate.vc / Espanhol → Turco / Putt
Putt tradutor Turco
88 parallel translation
¡ Qué barbaridad! Pietro lleva con eso toda la mañana.
Şu putt-putt motoru da sabahtan beri susmadı gitti.
Jack Keller prepara el putt.
Jack Keller vuruyor.
Si Cary Middlecoff emboca este putt, que parece pan comido para el bueno de Middlecoff, mañana jugarán 18 hoyos de desempate para ver quién se embolsa el premio de 25.000 dólares.
Cary Middlecoff bu vuruşu yaparsa, Ölü Göz Middlecoff için çok basit bir vuruş olacak. Bu durumda yarınki 18 delikli playoff
Hay mucho dinero en juego con el siguiente putt.
Bir sonraki vuruşun ucunda bir hayli para var millet.
Está midiendo el putt.
Vuruşu için hazırlanıyor.
Seguro que no logro el putt.
Şimdi muhtemelen şu lanet vuruşu kaçıracağım.
Putt!
Atış!
No metí un putt de un metro en el 18. Por eso no logré 82.
1.20 metreden 18'i kaçırınca... 82'yi tutturamadım.
Ha estudiado este putt desde todos los ángulos y seguramente sabe que tiene que tirar firme, al borde izquierdo.
Bu vuruşu bütün açılardan çalışmıştır, eminim... deliğin sol tarafına çok dikkat etmesi gerektiğini biliyordur.
Te dispones a hacer el putt.
Atışı yapacaksın.
Almenos baja el putt-putt.
En azından şu takayı susturabilirsin.
El mismo putt hará un recorrido por la mañana y otro por la tarde.
Aynı vuruş... sabah başka yöne gidecek, akşamüzeri başka.
Una vez, el próximo rey inglés sostuvo el asta mientras hacía el putt.
Bir keresinde İngiltere prensi vuruşumdan önce pini tutmuştu! Bunu biliyor muydun?
Ahora tengo que hacer un putt en la calle.
- Peki, bu iyi. Topu fairway'e koyuyorum, sonra.
¿ - Pero no lo ha llegado Ud. falta su putt., - Sí
Peki vuruşunuzu yapmayacak mısınız?
¿ tienes las pelotas para meter un putt cuando tienes que hacerlo?
Yapman gerektiğinde topu sokabilecek cesaretin var mı?
Anoche me llevo a jugar putt-putt.
Dün akşam put-put oynamaya gittik.
Putt-putt ( minigolf ). [chiste de doble sentido].
Pat pat.
Ellos van a putt-puttiar.
Onlar pat pat yapacaklar.
Ni siquiera puedo dar un maldito putt.
Deliğin dibinden bile sokamıyorum.
- Un gran putt.
- İyi vuruş.
Lindo putt.
İyi atış.
Un putt aquí o allá hace toda la diferencia.
Oraya ya da buraya vurmak farkı yaratıyor.
Este joven no ha jugado tanto golf como su médico... pero con su confiable putt, Calamity Jane, y su madera número 1, Jeannie Deans... se está convirtiendo rápidamente en el mejor jugador.
Bu genç adam doktorunuz kadar golf oynamamıştır... ama güvenilir vuruşçusu Calamity Jane ve şoförü Jeannie Deans ile... kısa sürede bu oyunun en iyisi haline geldi.
Ahora, el putt debería ir hacia la izquierda.
Şimdi vuruş, keskince sola gitmeli.
Ahora, este putt debería ir a la derecha.
Şimdi bu atış sağa gitmeli.
Fez, esto es putt-putt.
Fez, bu iki atış etti.
Tus opciones son putt... o putt.
senin bir atış... ya da bir atış hakkın var
una imposibilidad que la naturaleza resolverá rapidamente con la muerte, mutilación... oh, mira, han puesto un nuevo minigolf.
Doğa bu imkânsızlığın üstesinden ölüm ve yaralanmalarla gelecek ve... Bak yeni bir "Putt-Putt" golf merkezi açılmış.
Ok, no grandes almacenes, pero ¿ aun podemos ir al minigolf, verdad?
Tamam, toptancıya gitmiyoruz ama "Putt-Putt" golf merkezine gideceğiz değil mi?
Su último putt En la final del masters... Fue poesía pura.
Masters'taki son vuruşunuz... resmen şiirseldi.
¡ Tiger Woods habría estado orgulloso de hacer ese putt!
Tiger Woods bile bu vuruşu yapmaktan gurur duyardı!
Pero no me voy a perder su putt en el 17º.
17. deliğe vuruşunu kaçırmayacağım.
Es un putt famoso, Emily.
Bu çok meşhur bir vuruştur Emily.
Tenemos que hacer este Pitch y Putt un poco más interesante, ¿ huh?
Bu oyunu biraz daha ilginç bir hale getirelim, değil mi?
El ayudante del fiscal es Jay Pollack, fui a la universidad con él.
Ve Jay Putt'la aynı hukuk fakültesinde beraber okuduk.
Si, déjele hacer el putt, Joe.
Bırak ta topu soksun, Joe.
Debería estar en alguna parte del suelo donde estaba con el putt.
Buralarda, çıkardığım yerde falan olmalı.
Oye, Tom, ¿ quieres venir a jugar Putt-Putt conmigo?
"Hey Tom, benimle mini golf oynamak ister misin?"
Pensé que dijiste que íbamos a trabajar en el putt.
Vuruşlarım üzerinde çalışacağımızı söyledin sanıyordum.
Vamos a hacer algo de putt.
Biraz vuruş yapacağız.
Lanzar rondanas me dio una idea para una técnica de putt.
Contaları fırlatmak vuruş tekniği için bana bir fikir verdi.
Si necesitas más lecciones de putt sólo déjame saberlo.
Golf dersine ihtiyacın olursa çekinmeden söyle.
Si mete este putt para águila, él gana.
Eğer bu vuruşunda sokarsa kazanacak.
Es una apuesta bastante segura que va a tener un putt más largo para el birdie que el de 8 pies de Luke.
Ve bu, Luke'un iki metrelik vuruşundan daha uzun bir vuruşa sahip olacağı için oldukça güvenli bir yol.
No tuvo suerte, Kelly de que esa pelota se metiera pero tiene suerte que haya quedado sobre el green y le haya dejado un putt de 15 pies colina arriba y tal vez puede poner la presión sobre Luke.
Tuhaf. Top deliğe girmediği için şanssız, Kelly ama delikli alanda kaldığı için şanslı. Ve bu ona yaklaşık 4 buçuk metrelik yüksekten bir vuruş sağlıyor.
Este es un putt metible para TKO.
Bu T.K. Oh için yapılabilir bir vuruş.
Hace dos semanas su carrera estaba terminada y ahora está a sólo un putt de llevarse el abierto de Texas y ganarle al mejor jugador de golf en el proceso.
İki hafta önce kariyeri son bulmuştu. Ama şimdi Teksas Açık'ı kazanmak ve yaşayan en iyi golf oyuncusunu yenmek için vuruyor.
¡ Bonito putt!
Baya iyi bir atış ihtiyar.
Estoy tratando de hacer un putt.
Burada topu sokacağım.
A trabajar en tu putt.
Vuruşların üzerinde çalışmaya gidiyoruz.