English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Pícnic

Pícnic tradutor Turco

36 parallel translation
PÍCNIC DEL 4 DE JULIO
4 TEMMUZ PİKNİĞİ
Estáis de pícnic en mi tierra, pero no sois bienvenidos. - ¿ Qué?
Arazimde piknik yapıyorsunuz, ama konuğum olun.
Eso es un pícnic en 1950.
Bu 1950'de bir piknik.
- En la antigua zona de pícnic.
Eski piknik alanının yakınlarında.
- El almuerzo para el pícnic también.
- Piknik yemeklerimiz de öyle.
Me estoy derritiendo como un pudín en un pícnic.
Piknikteki puding gibi eriyorum.
Escuché a una mujer decirle a su hijo que íbamos a un pícnic en el bosque.
Bir kadının oğluna ormanda pikniğe gittiğimizi söylediğini duydum.
Veníamos de pícnic aquí los fines de semana.
Eskiden hafta sonları burada piknik yapardık.
No es un pícnic ser tu, eso seguro.
Senin gibi olmak kolay değil, orası aşikâr.
Si nuestra información es correcta, este ataque haría ver como un pícnic al bombardeo del Hotel Marriot.
Eğer edindiğimiz bilgiler doğruysa, Bu saldırı Marriott Bombardıman'ının yanında hiç kalır!
Pues mi día tampoco es que haya sido un pícnic, así que... ¿ qué tal si me uno?
Evet, benim günüm de kolay geçmedi, o yüzden sana katılsam nasıl olur?
Me llamo Zeke y soy un pícnic, amigos...
Adım Zeke, armağanım hepinize.
¿ Un pícnic?
Armağan?
Gracias por el adorable pícnic.
Bu güzel piknik için teşekkür ederim.
Diría que mucho, con lo de llevarla a un pícnic y cosas así.
Onun hoşuna gidecek şeyleri yapman, büyük davranış.
- Pícnic.
- Güzellikleri.
¡ Un pícnic maravilloso con gente maravillosa!
Güzel insanlarla güzel bir piknik!
y me trajo una flor, me hizo un pícnic, y fue uno de esos sueños que parecen tan reales.
... bana bir çiçek almış, benim için piknik masası hazırlamış... Bu rüya çok gerçekçiydi ya.
- Pero el pícnic.
- Ama piknik...
Eso es mejor que solo un pícnic.
Piknikten daha da güzel olacaktır.
En un pícnic de la compañía, pusiste una rana muerta en mi sándwich.
Bir şirket pikniğinde sandviçime ölü kurbağa koymuştun.
¿ Estás seguro que no hay un pícnic cerca?
Yakınlarda piknik olmadığına emin misin?
Es el Pícnic Anual de Otoño. Deberías venir.
Geleneksel Sonbahar Pikniği, sen de gelmelisin.
Si quieres, podría pasarme por tu casa mañana y podríamos ir al pícnic.
Eğer istersen yarın sana uğrarım, oradan da pikniğe gideriz.
No te vi en el pícnic.
Seni piknikte görmedim.
No te había visto desde el pícnic.
Piknikten sonra seni göremedim.
¡ No, porque tenemos que deshacernos de él mejor que dejándolo en el bosque como si fueran los restos de una tarta en un pícnic!
Hayır, bir piknikte yemediğimiz bir turta gibi ormanda bırakmaktan daha iyi bir şekilde kurtulmalıyız.
Preferimos el término pícnic.
Piknik demeyi tercih ediyoruz.
¿ Qué tal este sitio para un pícnic?
Burası bir piknik için nasıl?
Yo... Estaba teniendo un pícnic con Melissa.
Ben... ben sadece Melissa ile piknik yapıyordum.
No creo recordar que te fueses de pícnic antes.
Daha önce bir piknik geçirdiğini hiç hatırlamıyorum.
No, sí, me voy de pícnic todo el rato.
Hayır, evet, hep piknik yapıyorum. Oh, duyuyor musun?
Un pícnic.
Malibu'da.
¡ Entonces eso justifica mentir sobre el maldito pícnic!
Oh, bu bir fırtına pikniği hakkında yalan söylemeyi kolaylaştırıyor!
Voy de pícnic.
Pikniklere çıkıyorum.
- Estamos haciendo un pícnic, y quiere verte una última vez. - ¿ Dónde está?
Zoe'nin telefonu neden sende?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]