Translate.vc / Espanhol → Turco / Quede
Quede tradutor Turco
17,197 parallel translation
- Bien, ahora me pondré abajo, pero en la vida real, solo para que quede claro, iré siempre arriba.
Peki, şimdi altta olurum ama gerçek hayatta üstte olacağım, söyleyeyim.
¿ Crees que tu tío dejará que me quede aquí?
Dayının gerçekten burada kalmama izin vereceğini mi düşünüyorsun?
Cuando un hombre entierra algo muerto, espera que se quede allí.
Bir adam yerde ölü bir şey bırakıyor ve orada kalmasını bekliyor.
Creo que eso le tortura y creo que la única manera que imagina para impedirlo es cuando no quede nadie para presenciarlo.
Sanırım bu onun için bir eziyet. Ve bence bu eziyetin biteceğine inandığı tek yol da tanık olmak için kimsenin kalmaması.
Uno de nosotros es un mentiroso, de acuerdo, pero que os quede muy clarito que no soy yo.
Birimiz yalancı ama kesinkes ben değilim.
Con todo lo que he sacrificado para formar parte del futuro de Nassau, por favor, compréndalo, no puedo apoyar una versión de ese futuro en la cual me quede fuera mirando.
Nassau'nun geleceğinde yer almak için feda ettiğim onca şeyden sonra lütfen beni anlayın, hala dışarıdan baktığım bir geleceği onaylayamam.
Cualquier hombre que quede en esa isla eligió desertar de la negra.
O adadaki her adam korsanlığı bırakarak seçimini yaptı.
El día que todo quede establecido, deberíamos quemar esa puta silla.
Bir gün burada işler yoluna girdiğinde o sikik sandalyeyi yakmalıyız.
Tome nota de eso antes de que quede en el olvido.
Sonsuza kadar kaybetmeden önce bu yazıImıştı.
Necesito que se quede ahí, presione la herida y lo mantenga consciente.
Burada kal, yara ya - baskı uygula ve bilinç kapanmasın.
No dejes que Liam se quede levantado hasta tarde.
Liam çok geçe kalmasın.
Te he inyectado algo que hace que tu cuerpo quede paralizado.
Sana vücudunu felç edecek bir şey enjekte ettim.
Que quede bien encajado allí.
- Oraya iyice sıkıştır. İşte oldu. - Böyle mi?
Ahora, hasta que nos deje y se quede de forma permanente, tiene un límite semanal de cinco horas.
Tabii, şimdi oraya geçene ve bu kalıcı olana kadar. Haftalık beş saat sınırı var. Sanırım sen de aynısın?
Deja que se quede.
Bırakın kalsın.
- Strand, que quede claro.
- Strand, tamamız!
¿ Por lo que desea que se quede entre nosotros? Yo...
Yani aramızda kalmasını mı istiyorsunuz?
Si quieres que me quede, tendrás que cortarme los pies.
Kalmamı istiyorsan, ayağımı kesmen gerek.
De acuerdo, cuando la oficina del Sheriff venga a buscarlo, que les quede claro que debe de estar en custodia de protección en una celda anónima.
Şerif onu almaya geldiğinde koruyucu gözaltına alınıp isminin gizli tutulması gerektiğini vurgula.
De hecho, eso hará que el alcalde quede bien... Por encima de la lucha partidista.
Aslında bu durum başkanın da işine gelir politik tartışmaların dışındaymış gibi.
¿ Vamos a dejar que se quede?
Bizimle kalmasına izin verecek miyiz?
Si no abro la boca, quizá me quede con el trabajo ".
Çenemi kapalı tutarsam burada bir işim olabilir. "
- Quizá me quede.
- Takılacağım biraz.
Si dejas de ser tú, lo último que quede de ellos dentro de ti, quien tú eres... se habrá ido.
Kendin olmaktan vazgeçersen hâlâ içinde, benliğinde onlardan kalan son parça da kaybolur.
Probablemente no me quede mucho.
Alacak çok nefesim de kalmadı herhâlde.
Dile que se quede dónde está.
Olduğu yerde kalsın.
Para que quede claro, yo la busqué.
Bundan emin olabiliriz... Sizi arayacağız.
Pero sea como sea sé que está mal que yo me quede.
Öyle olsa da Burada kalmam yanlış biliyorum
Y un servidor interpretará al embajador, aunque no me quede el papel.
Ve sizin rolünüzde Büyükelçi rolünde tam tersi olacak.
- ¿ Quedé como una tonta?
- Mmm. Dersi anlatımım komik miydi?
Cuando Richard Guthrie abandonó la isla, me quedé a supervisar sus negocios, pero la supervisión de llevar la corona hizo imposible la privacidad y el poder viajar.
Richard Guthrie adayı terkettiğinde, işleri yönetmek bana kaldı, ama kraliyetin denetlemeleri gizliliğimi zorlaştırdı, ve seyahat imkansız hale geldi.
Pero, bueno, me quedé con la esencia.
Lakin ana fikri kavradım.
Que se quede en mi habitación.
Benim odama gönder.
Nunca me quedé en un hotel antes, pero no creo que este lugar esté abierto.
Daha önce bir hotelde hiç kalmamıştım fakat bu yerin açık olduğunu sanmıyorum.
Me quedé sin efectivo
# Hiç param yok #
Y voy a necesitar más dinero ya que me quedé sin caramelos.
Şekere biraz ara verdiğim için, yevmiyeye gerek duyuyorum.
No eres un ganadora del concurso de belleza pero me quedé contigo.
Güzellik yarışması birincisi değilsin ama sana âşık oldum.
Me quedé dormida, pero no tenía idea de por cuánto tiempo.
Uyuyakalırdım ama ne kadar uyuduğumu bilmezdim.
Me quedé con su cartera y me convertí en él.
Sonra cüzdanını aldım ve onun yerine geçtim.
Lo vieron con esa cosa del ultrasonido y sentí algo, ya saben, desde que me quedé embarazada.
Ultrasonda gördüler. Hamile kaldığımdan beri içimde tuhaf bir his vardı.
Y lo siento, creo que me quedé dormido.
Ve özür dilerim... Sanırım... Konuşurken, uyuyakaldım.
Me quedé en casa cada día mientras te recuperabas de la fiebre Argo.
Argondan hastalandığın günden beri evden çıkmadım.
No. Me quedé dormida trabajando.
Uyumadım, çalışırken uyuyakaldım.
Me quedé sin trabajo y no sé el motivo.
İşimi kaybettim ve neden bilmiyorum.
Me quedé sin gasolina.
Benzinim bitti.
Lo siento, me quedé atrapada en el tráfico.
Özür dilerim, trafiğe takıldım. Testi alabilir miyim?
- ¿ Dónde me quedé?
- Nerede kalmıştım?
quedé impactado, sorprendido, dolido y enormemente triste.
Şoke oldum, büyük süpriz oldu... incindim, ve çok üzüldüm.
Es cierto que me quedé con ganas de un buen almuerzo y un poco de...
Kabul edilebilir ve ben güzel bir yemek bekliyordum ve...
Que se quede, ¿ no, Cadillac?
Kalmalı.
Me convertí en un toro furioso cuando quedé encantado por el Grandmaster Flash.
İlk kez büyülendiydim Grandmaster Flash tarafından