Translate.vc / Espanhol → Turco / Quite
Quite tradutor Turco
3,430 parallel translation
Quiero que se quite el collar.
Kolyeni çıkarmanı istiyorum.
"Mis vecinos desaprobaron que sólo yo llevara una máscara, así que me la quite".
Bir tek ben yüzüme maske takıp oturuyordum. Komşularım tepki gösterdi.
Hasta que la detective Beckett te lo quite y lo regrese al verdadero dueño.
Ta ki detektif Beckett onu senden alıp, gerçek sahibine iade edene kadar.
Una respiración profunda más antes de que lo quite.
Çıkarmadan önce derin bir nefes daha.
- Déjame que quite el manos libres.
- Seni hoparlörden çıkarayım.
Cuando Washington se los quite del trasero ya será demasiado tarde.
Washington'un gönlü olana kadar, çok geç olur.
De veras espero que una vida en prisión no se lo quite.
Umarım ömür boyu hapis bu özelliğini senden almaz.
No quiero que le quite...
Gözünü oymanızı istemiyorum.
¡ No me quite mi otra pierna!
Diğer bacağımı alma!
En lo que me convierto, eso es mejor que cualquier cosa que he conocido... y no dejaré que nadie me lo quite.
Dönüştüğüm şey, bildiğim herşeyden daha iyi bir şey. Kimsenin, bunu benden almasına izin vermeyeceğim.
Es mejor que cualquier cosa que he conocido... y no dejaré que nadie me lo quite.
Şu ana kadar bildiğim herşeyden daha iyi birşey ve kimsenin bunu elimden almasına izin vermeyeceğim.
¿ Quiere que yo le quite eso de sus manos, detective? Confía en mí esta vez.
O kutuya sizden almamı ister misiniz, Detektif?
- ¿ Quieres que me lo quite?
- Çıkarayım mı?
Solo quieres que me quite la camiseta de nuevo ¿ no?
Sen sadece gömleğimi tekrardan çıkarmamı istiyorsun, değil mi?
No, no quiero que quite el factor sorpresa.
Hayır, sürpriz unsurunu mahvetmeni istemiyorum.
Tú y tu familia son los últimos maestros aire, de ninguna manera permitiré que Amon les quite su control.
Sen ve ailen son hava bükücülersiniz, Amon'un sizin bükme gücünüzü almasına hayatta izin vermem.
Después de que te quite el control, no serás nada.
Bükme gücünü senden aldıktan sonra koca bir hiç olacaksın.
Y no voy a dejar que ningún codicioso hospital de porquería le quite eso.
Ve boktan, açgözlü bir hastanenin bunu ondan almasına izin vermeyeceğim.
Quite... se... de mi... intravenosa.
Def... ol.. Hortumdan kalk.
No dejes que tu imaginación te quite lo mejor de ti.
Hayal gücünün seni kandırmasına izin verme?
Y nada de lo que digas va a hacer... que me lo quite.
Söyleyeceğin hiçbir şey bana onu çıkartamaz.
Después que le quite la medicación, voy a extubarlo.
İlaçlarını kestikten onu ekstübe edeceğim.
Entonces... luego que quite su medicación... Voy a desentubarlo.
Evet ilaçlarını kestikten sonra onu ekstübe edeceğim.
No soy idiota, Kenneth, le quité su medicación.
Aptal mı sandın beni Kenneth. İlaçlarını bıraktırdım.
Sí, pero ya la quité.
Evet, ama çıkardım.
Así que me quité las gafas de martini y me coloqué las de dinero.
Bende martini gözlüklerimi çıkarıp para gözlüklerimi taktım.
Lisa bebía, le quité las llaves y- -
Lisa içince anahtarlarını aldım ve- -
Así que saqué mi arma y quité el seguro.
Bu nedenle silahımı kavradım ve tetikte bekledim.
Quité los clavos.
Çivileri çıkarttım.
Más tarde esa noche, me quité mis medias y se la metí por sus medias.
O akşamın sonrasında külotlu çorabımı çıkarıp benim "çorabı" onun külotuna soktum.
Cuando me las quité, vuestro tío Andy las convirtió en una obra de arte para Nana.
Çıkarıldıktan sonra Andy Amcan onları Nana için sanat eserine dönüştürdü.
- Así que te lo quité. - ¿ Me lo quitaste?
O yüzden parayı senden aldım.
Quité la válvula reguladora.
- Regülatör vanasını çıkardım.
¿ Te quité este trabajo?
Bu iş konusunda seni yendim mi ben?
Los quité de todas las armas.
Tüm silahlarınkini çıkarmıştım.
Me rompe el corazón saber que mis padres se fueron a la tumba creyendo que yo le quité la vida a aquel chico.
"Bana ailemin, mezarlarına.." "... o çocuğun canına kıydığımı düşünerek gittiğini öğretti. "
Quité los calcetines negros.
Siyah çorapları çıkarttım.
Sabes a quién se lo quité.
Kimden aldığımı biliyorsun.
Cuando me quité mi sujetador con la bandera americana, fue como, ¡ Tali-bam!
Amerikan bayraklı sütyenimi açtım ve sanki Tali-bom!
Incluso me quité toda la ropa.
Bütün kıyafetlerimi bile çıkardım.
Y luego quité un montón de tejido cicatrizal por lo que no habrá contracturas.
Sonra da kontraktür olmaması için epey bir yara dokusu temizledim.
Sabes, Tony, por cierto, yo no te quité el trabajo, ¿ de acuerdo? - El Sr. Doran nos contrató. - Eso lo sé, Jane.
Tony, bu arada işi senden ben almadım.
Nunca me quité mi anillo de bodas.
Alyansımı hiç çıkartmadım.
Y su piel, inclusive después de que se la quité, era fría y tiesa.
Teni de, derisini soyduktan sonra bile soğuk ve sertti.
Se lo quité al tirador en el parque.
Parktaki keskin nişancıdan almıştım.
Se lo quité a uno de los sioux muertos que asaltaron el tren.
Trene saldıran Siyuların birinden aldım.
Bien, Nick me quitó algo, así que yo le quité algo a él.
Nick benden bir şey almıştı, ben de ondan bir şey aldım.
- ¿ Lo quité?
- Gitti mi?
Sí. eso es, hace 25 años mi premio en forma de hija la-que-no-debe-ser-nombrada, fue a la clínica de abortos y le quité su derecho a elegir.
Tabii ya, 25 yıl önce, çok değerli kızım ismi söylenmeden geçmek olmaz kürtaj için kliniğe gidiyordu ve onun seçme hakkını elinden aldım.
Me lo quité.
Çıkarmıştım.
Fue a por mi mano y yo la quité, y entonces la rima se me escapó entre los labios... como veneno.
Elime doğru elini uzattı ama ben çekildim ve sonra kafiye dudaklarımdan dökülüverdi bir zehir gibi.