Translate.vc / Espanhol → Turco / Quo
Quo tradutor Turco
410 parallel translation
Afortunadamente, una epidemia de difteria... restableció el status quo casi inmediatamente... e incluso me trajo un añadido en la persona de la duquesa.
Neyseki bir difteri salgını mevcut durumu neredeyse hemen düzeltti. Ve hatta düşesin ölümüyle, ikramiye bile verdi.
¿ Qué es esto, Quo Vadis?
Ne yapsaydı hacı kızımız?
... " Quo non ascendam?
Quo non ascendet.
Huesos. El desarrollo normal de este planeta era el statu quo entre los de la colina y los aldeanos.
Bones, bu gezegenin normal gelişimi insanlar arasında statükoymuş.
¿ Quo vadis?
Nereye gidiyorsun?
Se les paga más que a los trabajadores sociales, más que a los profesores, su único interés consiste en mantener el Status Quo.
Sosyal hizmet görevlilerinden veya öğretim görevlilerinden fazla kazanıyorlar Mevcut durumu sürdürecek ayni hisseleri var.
Hay un cambio en el statu quo.
- Durum değişti.
Pero lo que sí sé es que... esto hace que mucha gente se quede en su statu quo... especialmente en el P.C.
Her neyse, biliyorum ki birçok insan bilhassa Komünist Parti içinde kendi statükolarına geri döndüler.
¿ Quo vadis, pequeña?
Quo vadis, bebek?
¿ Quo vadis?
Quo vadis?
Benditos casi todos los que pertenezcan al status quo, ¿ verdad?
Mukaddeslik statükoya ilgisi olan herkes için gibi, değil mi Reg?
De lo contrario, se convierte en un status quo.
Aksi halde olağan durum haline gelir.
In factorum, quid pro quo.
In factorum, quid pro quo.
En cuanto a mi tripulación, quizá sea bueno sacudir el status quo.
Mürettebatım açısından, bazen statükoyu sarsmak sağlıklı olabilir.
Quid pro quo.
Quid pro quo.
Quid pro quo. ¿ Sí o no?
Quid pro quo. Evet mi, hayır mı?
Quid pro quo, doctor.
Quid pro quo, Doktor.
Por ahora, la jugada es que no hay jugada.
Şimdilik yapacağımız şey şu : Status quo.
Quid pro quo, Sr. Colt.
Quid pro quo, Bay Colt.
Quid pro quo. Déjeme decirle lo que yo quiero.
Sana ne istediğimi anlatayım.
Estamos en status quo.
Sıradan bir gün.
¿ Ese es su status quo? Debe tener una vida interesante.
Sıradan gününüz böyleyse çok ilginç bir hayat sürdürüyorsunuz demektir.
¿ Y que quiere decir eso? Fue expulsado de ese país por obligar a mujeres a prostituirse... ¡ Que nos devuelva el dinero!
Kadın satmaktan sınır dışı edilmiş ve daha sonra Quo Vadis filminde teçhizat asistanı olarak -
¡ Silencio! Contratado como ayudante de cámara en el film "QUO VADIS" fue despedido por contrabando de cigarrillos y drogas "
Quo Vadis yapım ekibinin elemanlarına kaçak sigara ile uyuşturucu sattığı için kovulmuş.
Las dos últimas noches, toqué la puerta del dormitorio de Maris, para desearle las buenas noches y me saludó con un frío silencio, por lo que asumíque todo estaba statu quo.
Son iki akşam iyi geceler demek için kapısına vurduğumda odadan ses gelmedi. Ben de her şey yolunda diye düşündüm.
Pero, ¿ la policía no mantiene el status quo para la élite rica?
Ama polis zengin tabakanın mevcut durumunu koruyan bir güç değil mi?
La fuerza a favor del statu quo quiso reprimirnos, pero contraatacamos. Ahora hay una lucha cósmica por la supremacía y la creciente batalla empieza a tener repercusiones por toda la galaxia.
Quo güçleri, hepimizi birden yok etmeye çalışıyor, ama biz savaşmaya devam ederek, galaksinin çok tehlikeli bir yer haline gelmesine neden oluyoruz.
Batman y Robin brazo militante de los opresores de sangre caliente protectores animales del statu quo.
Batman ve Robin sıcakkanlı Sömürücülerin fedaileri düzenin iki ayaklı memeli bekçileri.
Quid pro quo, amigo.
Quid pro quo, dostum.
Nunca hubo quid pro quo en un voto en específico.
Bankamatikten yeni çıkmıştım.
No van a tocar después de Quo.
Siz Quo'dan sonra değilsiniz.
Antes era quid pro quo, ahora son episodios extraños.
Fazla geliyor Nereye geldiğimize bir bakın, Yargıç.'Muadil'di, sonra gergin çalışma ortamına dönüştü.
Vivir la vida en status quo nos está matando.
Böyle yaşamak ikimize de acıdan başka birşey vermiyor.
'espero que encuentres tiempo en tu apretada agenda'para venir al funeral el proximo jueves.
Kocasının Status Quo'da davul çaldığını biliyor muydun? Kim silah getiriyor? Mike.
¿ Sabías que su marido una vez tocó con la banda "Status Quo"?
Kocasının Status Quo'da davul çaldığını biliyor muydun?
- ¿ cómo dijo quo u llnmnbn?
- Adı ne demiştiniz?
- En Increíble lo ml quo u.
- Ne kadar gerçek gibi.
Los funcionarios achacan a la huelga de jugadores quo ya lleva 4 años, a la falta do Identificación con los equipos, los pésimo : ratings.
Yetkililer, takımın kötü gidişatından, önemli lig oyuncularının 4. yıla giren grevini ve taraftarın ilgisizliğini sorumlu tutuyor.
Tanto las comunidades norteamericana y china... de artes marciales resienten esta iconoclasia... que un hombre tan joven se enfrente a miles de años de tradición... y autoridad venerada se considera una amenaza al status quo... y su base de poder atrincherado.
Amerikan ve Çin dövüş sanatı cemiyetleri onun geleneklere karşı olmasına içerler. Böylesine genç bir adamın, 1000 yıllık geleneklere ve saygı duyulan otoriteye karşı çıkması, mevcut düzene ve onun gücüne karşı direkt bir tehdit olarak görülür.
Quid pro quo, Clarice.
Herşeyin bir karşılığı var, Clarice.
Al menos, mantén el status quo.
En azından boşanmayabilirdin.
Hay gente que ha invertido demasiado en el statu quo.
Şu anki durumdan yararlanan çok kişi var.
E. R. 8x09 "QUO VADIS"
"Nereye Gidiyorsun?"
- Quid pro quo, Jack.
- Her şey karşılıklı, Jack.
Amo amas amat, quid pro quo, memento mori, ad infinitum lo gratinas con queso y llegas al Apocalipsis.
Üstüne biraz peynir rendele ve kıyamete kadar güzelce fırınla.
Ya sabes, calamares pro quo.
Bilirsin, her şey karşılıklı.
- Informe. - Estado de statu quo.
Dominion ve Kurucular hakkında çok şey duydum ve adalet akıllarına gelen son şey gibi görünüyor.
¿ Hubo quid pro quo?
Er ya da geç.
- Lo estamos. El acoso sexual solía ser quid pro quo.
Cinsel taciz davaları kötü kullanılmaya başlandı.
Quid pro quo.
Karşılıklı olarak.
Eso es el estrés del ejecutivo, ¿ sabes?
Status Quo'da sanıyor kendini.