Translate.vc / Espanhol → Turco / Ramen
Ramen tradutor Turco
406 parallel translation
- Quiero pasteles de arroz picantes. - Yo quiero ramen.
- Erişte mi?
- ¿ Quieres ramen?
Peki sen?
¿ Y tú? - Quiero pasteles de arroz y ramen.
- Ben pirinç keki ve erişte istiyorum.
Dos platos de ramen y uno de pasteles de arroz.
İki tane erişte ve pirinç keki.
- Ramen por favor.
- Spagetti. Bir Spagetti.
Tenga, su ramen.
- Al sana. - Piç kurusu!
¡ El ramen está bueno!
Ramen dehşet!
Me estaba enseñando la manera adecuada de comerlos.
Bana ramen yeme adabını gösteriyordu.
Me abre el apetito de tallarines. Aguanta.
Okuyunca canım ramen çekiyor.
"Restaurante de Tallarines Lai Lai"
"Lai Lai Ramen Lokantası"
¿ Sus tallarines?
Ramen mi?
¿ Eran tan malos mis tallarines?
O kadar kötü mü ramen yapıyorum?
Ve a preparar tallarines.
Ramen yap haydi.
Haberos conocido me ha hecho querer ser una auténtica cocinera de tallarines.
Seninle tanıştığımdan beri, gerçek bir ramen aşçısı olmak istiyorum.
¿ Has comido antes aquí?
- Hiç burada ramen yedin mi?
Tallarines Shinachiku, por favor.
Şinackulu ramen, lütfen.
Tallarines con ajo.
Sarımsaklı ramen.
Aquel chico pidió tallarines con cerdo.
Bu bey domuzlu ramen sipariş etti.
Y aquel otro que los pidió solos, sin brotes de soja.
Bu bey de sade ramen istemişti.
Es ésta. ¡ Es ésta!
Ramen bu işte!
Pero la gente que come tallarines son todos aficionados.
Fakat ramen yiyen insanların hepsi de amatör.
Sólo hacemos tallarines normales de una manera normal.
Yo, biz normal bir yöntemle, normal bir ramen yapıyoruz.
Fue doctor. Mientras él vendía tallarines como diversión su socio le robó la mujer y el negocio.
Gırgır olsun diye ramen satarken karısını da, işini de, ortağına kaptırmış.
Aquí están los 14 platos de tallarines mori.
14 adet ramen siparişiniz!
¿ Dónde adquirió tanta destreza?
Böylesine güzel ramen yapmayı nerede öğrendin?
El menú sólo ofrecerá tallarines sencillos y tallarines con cerdo. ¿ De acuerdo?
Menü seçenekleri sade ramen ve domuz etli ramen olmak üzere iki çeşit olacak.
Desde el momento en que cambien los tallarines, quizá deberíamos cambiar el nombre.
Ramen değişeceğine göre, belki dükkânın ismini de değiştirmeliyiz.
Sí, Tallarines Tampopo.
Evet. Tampopo Ramen!
¿ Qué tal Tallarines Primavera con Cebolla?
Taze Soğanlı Ramen'e ne dersiniz?
Francamente, nunca pensé que una mujer llegara a ser una buena cocinera de tallarines.
Açıkçası, bir kadının iyi bir ramen aşçısı olabileceğine ihtimal vermezdim.
Me siento como si hubiera abierto mi propio local de tallarines.
Çok sağ olun. Acaba ben de mi ramen sektörüne girsem?
Tallarines Tampopo para mí. Con muchas cebolletas.
Bana Tampopo Ramen.
Estaré en el banco.
Sade ramen yiyecek. Ben bankada olacağım.
Hay mucha gente que ensaya tanto, que no saben escuchar la música.
Çoğu insan inatla denemelerine ramen müziği duyamaz.
Con Seiji también comí fideos cuando terminó su primer violín.
Seiji'ye de ramen ( Bir japon yemeği ) yapardım İlk keman yapmaya başladığında
Casi todos los hombres del autobús me ofrecieron su asiento Aunque nadie se puso de pie para que yo lo tuviera.
Otobüsteki bütün erkekler bana yer vermek istedi buna ramen hiçbiri koltuğundan kalkmadı.
Bueno, señor Bundy, por tentadora que sea su oferta...
Bay Bundy, baştan çıkartıcı teklifinize ramen...
No hay mejor sabor que el de una sopa instantánea con salsa de curry.
Sıradan köri aromalı hazır ramen bununla karşılaştırılamaz bile!
... falta tanto para el día de pago. Comida china
Maaş gününden önce olmasına rağmen... 25 ) } Ramen
Para que venga tu favorita hemos decidido venir a comer fideos.
Ve bayan onur öğrencisi de eğer ramen yersek bize katılacağını söyledi.
Un ramen al ajo sin cerdo.
Ben etsiz sarımsaklı ramen alacağım.
Aleta de tiburón y chashu ramen extra grande.
Ben köpek balığı yüzgeçli bir tane alacağım. Büyüğünden!
Aquí tienes. Aleta de tiburón con chashu ramen extra grande.
büyük boy köpek balığı yüzgeçli!
Y algunas tazas de fideos ramen!
Ve Ramen şehri kupası!
Estamos entregando los fideos ramen tal como lo exige!
İstediğiniz Ramen şehri kupalarını teslim ediyoruz!
No sería ramen, otra vez, ¿ o sí?
Abur cubur şeyler yemedin, değil mi?
Comamos algo de Ramen.
Hadi biraz Ramen yiyelim.
Al abrir la puerta encontré a Mariah Carey comiendo. un sandwich de nuez
Mariah Carey'yi geceliğini giymiş, ramen ( Japon mutfağında, erişte çorbası ) yerken buldum.
¡ Tallarines Tampopo!
Tampopo Ramen!
Tallarines sencillos, por favor.
Sade ramen, lütfen.
Te invitare a comer ramen esta noche.
Bütün bu şeyleri temizlersen, sana bu akşam ramen ısmarlayacağım.