Translate.vc / Espanhol → Turco / Recibí
Recibí tradutor Turco
7,102 parallel translation
Recibí tu mensaje.
Mesajını aldım.
Recibí una llamada. ¿ Cómo te fue?
Kahretsin. Telefonum çaldı. Nasıl geçti?
Recibí por correo tres recibos de esta mujer.
Postada kadından gelen üç makbuz elime geçti.
El otro día, recibí una carta de tu tía.
Geçen gün teyzenden bir mektup aldım.
La culpa y la recriminación me habían afectado mis poderes estaban lejos de estar en su mejor momento cuando recibí un mensaje diciendo que me presentara urgente en el Club Diógenes para encontrarme con mi hermano, Mycroft ".
Suçluluk ve yakınıştan muzdarip bir hâle geldim. Yeteneklerim iyilikten uzaklaşmıştı. Derken acil bir haber geldi.
Ya recibí el primer envío de tabletas de vitaminas.
Vitamin destek haplarının olduğu ilk siparişimi aldım bile.
Aparentemente un jetpack para el ejército fue erróneamente enviado aquí mientras yo recibí este guardapolvos barato.
Görünüşe göre orduya ait bir jet pack yanlışlıkla buraya gönderilmiş... bana da bu toz bezi geldi.
Recibí tu mensaje. ¿ Todo bien con el limpiafondo?
Havuz temizleyicisi iyi çalışıyor mu?
Nunca recibí la invitación para la boda.
Bana düğün davetiyesi gelmedi.
Recibí un expediente de otro analista.
Bir diğer analiz uzmanından bir dosya aldım.
Recibí una citación para deberes de concepción.
Hamilelik çağrısı aldım.
La semana pasada, recibí una llamada de una fuente anónima, quejándose del tratamiento de los niños hospitalizados aquí.
Geçen hafta, ismini açıklayamayacağım birinden bir telefon aldım. Burada kalan çocuklara kötü davranıldığını söylüyordu.
, iré " Recibí una llamada de Rene," Ross, llámame.
Rene'den bir telefon geldi, " Ross hemen beni ara.
Recibí la llamada.
Bu arada bir telefon geldi.
Yo recibí llamadas también.
Ben de birçok telefon aldım.
Hace una semana, recibí un archivo llamado "Jefe de Pensión".
Bir hafta kadar önce "Emeklilik Ustası" adında bir e-mail aldım.
Recibí una, tengo hijo aquí en esta ciudad.
Bir oğlum var, burada.
Ayer recibí un mensaje de papá.
Dün babamdan mesaj aldım.
Recibí una cortada.
Kesildi. Tamam.
No recuerdo la última vez que recibí un beso de una pequeña niña tonta.
şu an son istediğim şey aptal küçük bir kızın beni öpmesi.
Recibí dos cheques este mes.
Bu ay iki çek geldi.
Recibí un correo electrónico de mi hermano.
Kardeşimden bir mail aldım.
¡ Recibí otro pito, viejo!
Bir alet resmi daha geldi.
Pero, recibí una notificación de que estaba subiendo un vídeo.
Video yüklendikten sonra onay mesajı aldım.
Y aún no recibí una tarjeta de agradecimiento.
- Ama teşekkür kartı bile almadım.
Recibí tu mensaje.
- Mesajını aldım.
Luego recibí un llamado del cuartel central.
Sonra müdürlükten bir telefon geldi.
Por eso recibí su último nombre... no el de mi padre.
İşte bu yüzden onun soyadını aldım, babamınkini değil.
Ahora, recibí una carta invitándome a una fiesta.
Bir ev partisine davet edildiğim bir mektup aldım.
Recibí una carta. De Ulick Norman Owen.
Ulick Norman Owen'dan bir mektup aldım.
Pero sólo recibí una simple respuesta...
Ancak tek bir cevap alabildim.
El otro día, recibí noticias de una de las chicas de Max de que Charlotte había abandonado la isla, que había huido con un hombre en mitad de la noche.
Birkaç gün önce, Max'in kızlarından bir şeyler duydum. Charlotte gecenin yarısında adadan bir adamla kaçmış.
Hasta que recibí una carta suya hace años en la que me relataba la historia de un barco... que se dirigía a Charles Town atacado por los piratas.
Ta ki yıllar önce ondan bir mektup alana dek. Bir geminin hikâyesini anlatıyordu. Charles Town'a giden.
Incluso recibí uno del Presidente.
Başbakan'dan bile e-posta aldım.
Recibí un correo de mi esposa y en "asunto" dice : "Nuestros hijos".
Az önce eşimden e-posta aldım. Konu satırında "çocuklarımız" yazıyor.
Hola, cariño, recibí tu mensaje.
Tatlım, mesajını aldım.
Amor, oye, recibí tu mensaje.
Tatlım, mesajını aldım.
Señor, recibí un llamado..
- Efendim, telefonda karım Misha'nın kaza geçirdiğini söylediler.
Liak no la recibió, yo no la recibí.
Liak elde edemedi, ben de.
"Recibí un acuerdo de Stern-Taylor".
"Stern Taylor'dan az önce ön protokol aldım."
Richard, recibí un email de Midland-Oak.
Richard, Midland-Oak'taki gençlerden bir e-mail aldım.
Más que la vida misma. Cuando recibí esa carta despreciable Me dieron a los pensamientos oscuros, rabia.
O aşağılık mektubu aldığında karanlık düşünceler, öfke verildi.
Recibí una carta de un ex funcionario.
Ben eski bir hizmetçi bir mektup aldı.
Bien, hay una cosa por la cual acabo de recibí una llamada.
- Bir şey var, telefon daha yeni geldi.
No recibí nada así.
- Öyle bir şey almadım.
Te recibí y te crié, ¿ y ahora estás todo agrandado?
Seni buraya alıp yetiştiren benim, şimdi adam mı oldun lan?
- Sí. Recibí un llamado de ellos.
Onlardan bir telefon aldım.
No recibí una llamada. Oh, se los contaré todo, cuando vuelva.
- Döndüğümde tüm bunları anlatacağım.
- Recibí tu mensaje.
- Mesajını aldım.
Recibí su carta.
Mektubunuzu almıştım.
- Recibí una llamada del aviso marítimo.
Deniz sevkiyatından aradılar.