English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Espanhol → Turco / Región

Región tradutor Turco

2,795 parallel translation
"En estos días, la violencia en la zona de conflicto ha seguido aumentando, y ahora representa una clara amenaza a la paz en nuestra región".
Bu günlerde savaş bölgesindeki şiddet artmaya devam ediyor ve artık bölgemizdeki huzuru açıkça tehdit ediyor.
Toda la región está muriendo por falta de trabajo.
Tüm bölge işsizlik sıkıntısı çekiyordu.
Incluso la historia de la región es muy compleja desde antes de que nos involucráramos.
Bir tarih yok oluyor.. bir ırk falan
Bailo por toda la región. Me paga la gente que me ve.
Bana ödeyecek tipte değil.
Sí, lo sé, pero después de lo ocurrido Siento que usted y su familia deben abandonar la región.
Evet, biliyorum, fakat olanlardan sonra senin ve ailenin bölgeden ayrılması gerektiğini düşünüyorum.
Dime ¿ hay casos de posesión en la región?
Anlat bana. Çevremizde cinnet geçirme vakası var mı?
Y toda esta región de unos 2135000 km2 fue parte de la Compra de Luisiana original.
Tüm şu bölge, yaklaşık 215 milyon hektarlık bir alan ilk Louisiana Alımı'nın bir parçasıydı.
¿ Qué tipo de trabajo busca en la región?
Ne tarzda bir iş bakıyor buralarda?
Hay muchas cosas para hacer en la región Donner.
Donner'in ülkesine gitmek için yeterince kaçamak sebebi vardır.
La región es inestable debido a la revolución Egipcia.
Mısır Devrimi, tüm bölgeyi etkiledi.
Enviaré activos de la región a Yemen, para apoyo adicional.
Bölgedeki kuvvetleri, ilave destek amaçlı Yemen Bölgesi'ne kaydıracağım.
¿ Y no es verdad que Venezuela ha estado intentando formar un bloque con Bolivia, Nicaragua y Cuba para combatir el dominio de Estados Unidos en la región?
Ayrıca, Venezuela'nın, bölgede Amerika egemenliği kurulmasın diye Bolivya Nikaragua ve Küba'yla engel oluşturmaya çalıştıkları doğru değil mi?
De la región de Xinzhou, a menos que me equivoque.
Yanılmıyorsam Xinzhou bölgesinden.
Es un Bordeaux de 1987 de la región de Côtes de Blaye.
1987 Bordeaux Cotes de Blaye yöresinden.
El lenguaje de señas es igual que cualquier otro lenguaje... varía según la... región, tiene su propio dialecto, jerga...
İşaret dili, tıpkı normal diller gibidir. Ülkeden ülkeye farklılık gösterir. Herkesin kendine göre bir konuşma şekli, argosu vardır.
La región era endémica con fiebre del dengue.
O bölgede dang ateşi salgını varmış.
ALD se ha desviado de la región del Mar Negro pero los recursos están reducidos al punto de ruptura,
Karadeniz bölgesindeki yardımlar buraya yönlendirildi fakat kaynaklar zaten kırılma noktasına dağıtılmıştı.
Hay muchas así en la región.
Bölgede böyle pek çok yer var.
Jeremy Jones llamó a esta región "El Mago de Oz", pero no se practica.
Jeremy Jones bu bölgeye "Oz Büyücüsü" adını vermiş ama kayma şansını yakalayamamış.
Geográficamente, Chile es uno de los lugares más hermosos del planeta. A miles de kilómetros de la costa. Se encuentran algunas de la montañas más altas en la región.
Coğrafi olarak, Şili Dünya'nın en yüksek dağlarına doğrudan ulaşan binlerce kilometrelik sahil şeridiyle gezegenimizdeki en büyüleyici yerlerden biridir.
Nos habían advertido antes de venir aquí sobre posibles erupciones volcánicas en la región en la que nos movemos.
Buraya gelmeden önce bizi uyarmışlardı. Gittiğimiz bölgede olası volkanik patlamalar yaşanabileceğini söylemişlerdi.
Es una región inestable, principalmente debido a las difíciles condiciones climáticas.
Başa çıkması çok zor bir yerdir. Burada her şey havanın izin verdiği ölçüde mümkündür.
Cuando llegué seguía escuchando acerca del lugar llamado "Región de Darwin".
Buraya ilk geldiğimizde buraya "Darvin Dağları" denildiğini öğrendik.
Tenemos combustible para 40 minutos una vez que lleguemos a la región de Darwin.
Darvin Dağları'na ulaştığımızda 40 dakikalık yakıtımız kalmış olacak ve hedefe ulaşmak için 1 saat daha uçmamız gerekecek.
No fue muy popular. Porque a alguien le gusta Artur más de lo normal, e hizo creer a toda la región que yo estaba loca.
Çünkü birileri Arthur ^ dan hoşlanıyordu normal olarak beni herkese akıl hastası olarak ilan etti.
Ya en funcionamiento... el Tren Bala Kyushu conectará... Kagoshima y Hakata a una velocidad de 260 km. / h... provocando un gran interés en toda la región.
Hizmete girdiği zaman Kyushu Hızlı Treni saatte 260 km. hızla Kagoshima ve Hakata'yı birbirine bağlayarak bölgeye büyük yarar sağlayacak.
Se va a vivir con una tribu en Balochistán, región de Pakistán.
Bir aşiretle yaşamak için Pakistan'ın Balokistan bölgesine gitmiş.
Me llevó años atraerlas, no hay otras en la región.
Onları buraya çekmek için senelerimi harcadım. Bölgede başka yok.
Cada región tiene sus propios ingredientes... que le dan un sabor y una experiencia sensorial diferente.
Ama herkesin kendi bedeli var Çok farklı bir tecrübe bu
En esta región.
Bu bölge, anlıyor musun?
Básicamente, iba a investigar los informes sobre disturbios en la región.
Esasen gönderilme sebebim bölgedeki çalkantılar hakkında raporlar tutmaktı.
Este grupo, los así llamados Espada Ardiente... han estado lanzando ataques graves por toda esta región.
"Espada Ardiente" isimli bu örgüt kırsal alanda ciddi vukuatlara kalkıştı.
Creemos que los terroristas quieren usarlo para controlar la región.
Teröristlerin orayı ele geçirerek bölgenin kontrolü için adım atmaya çalıştığına inanıyoruz.
Exploraba la región, hablaba con la gente, traducía, reunía información.
Bölgede casusluk yaparım, halk ile konuşurum, çevirmenlik yaparım, bilgi toplarım.
Afganistán es una región montañosa repleta de espacios abiertos.
Afganistan geniş açık arazilerin bulunduğu dağlık bir bölge.
Los hombres locales que invadieron tu región, te están mintiendo.
Seni bölgenden alan adamlar, sana yalan söylüyorlardı.
Yo tenía un activo en la región.
O bölgede bir kaynağım vardı.
Lo llevaron a una región a la que no tengo acceso.
O'nu, giriş yetkim olmayan bir bölgeye götürmüşler.
Invitó a artistas de toda la región... para exhibir sus obras.
Bölgenin dört tarafından sanatçıları eserlerini sergilemeleri için davet etti.
Vendedor número uno de hachas en la región suroeste.
Güneybatı bölgesinin bir numaralı balta satıcısı.
Si la región es hiperactivada dada la frecuencia de progresiones enlazadas con la musica explicaría porqué os sentís obligados a actuar según las letras.
Eğer bu bölge, müziğin içerdiği tekrarlı dizilerden dolayı aşırı etkinleştirilseydi bu senin neden güfteye göre davranma zorunluluğu duyduğunu açıklayabilirdi.
Y no sólo en Qatar, sino en toda la región!
Sadece Katar'da da değil, tüm bölgede de olabilir!
La región es un barril de pólvora.
Bölge barut fıçısı gibi.
Es un chico sin antecedentes, sin viajes anteriores o contactos en la región.
Bu çocuğun sabıkası yok ve daha önce bu bölgeye ne gitmiş ne de bu bölgeyle bir bağlantı kurmuş.
El estaba haciendo un documental sobre la democracia de la región.
Neden peki? Bölgenin demokrasisi hakkında bir belgesel yapıyordu.
Senador, ciertamente no estamos tratando de señalar a una sola región.
Senatör, biz kesinlikle bir bölgeyi hedef göstermeye çalışmıyoruz.
Hará cuatro meses, en febrero. Por un período de tres semanas en la región de Transvaal. - Un polvorín.
- Dört ay önce Şubat ayında üç haftalığına Transvaal bölgesindeydik.
La resonancia muestra un tumor en la región temporal, que es donde tu entras, creo.
MR taramasında sol tarafında geçici tümör buldu. Ki burada devreye sen giriyorsun, sanırım?
Toda la región llora su desaparición.
Tüm bölge halkı yas içerisinde.
Soy fotógrafo y tomo fotos de gente de la región.
Yerel resimler çekmek için buradayım.
Le habían dado un papel en una película que se rodaría en la región.
Bölgesel bir filmde oynayacaktı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]