Translate.vc / Espanhol → Turco / Regular
Regular tradutor Turco
1,845 parallel translation
Necesitas efectivo para abastecerte de forma regular por largos períodos.
Uzun vadeli malzemeler alabilmek için paraya gereksinim var.
Hay un registro regular.
Bu rutin kontrol.
Aun le queda otro mes, Dra. O'Leary. Ella está aquí sólo para regular.
1 ayı daha var Dr Larry
La mayoría de sus clientes debían ser blancos porque los condones eran de tamaño regular.
Müşterilerin çoğu beyaz olmalı çünkü prezervatifler normal boy.
- ¿ Regular?
- C mi? - Evet.
La de Los Ángeles siempre me pareció regular pero no habría imaginado que las buenas estaban escondidas en el Condado de Marin.
Marin County pizzayı gerçekten güzel yaptıkları bi yermiş.
No crei que fuera algo regular.
Bunun planlanmış bir randevu olduğunu bilmiyordum.
Creo que eras un actor regular en sus películas de terror.
...... Sanırım onun korku filmlerinin düzenli bir oyuncususun.
Y no se puede regular al mal.
Şeytanı düzene sokamazsınız.
Nuestro cliente más regular tiene Alzheimer.
En sadık müşterimiz bir Alzheimer hastası.
Las hormonas que tienen ayudarán a regular tu periodo.
Vereceğimiz hormonlar adetinin düzene girmesine yardımcı olacaktır.
Tengo que regular el voltaje y aplicar la cantidad correcta para que se desintegre el bloque.
Voltajı ayarlayarak uygun miktara izin vererek engellemeyi kaldırmalıyım.
Buenos días, persona regular Lemon.
Günaydın normal şahsiyet Lemon.
Yo tengo fe en las cosas que puedo ver, y comprar, y regular.
Görebildiğim, alabildiğim ve kısıtlamalarını kaldırabildiğim şeyler karşı inancım var.
Y vuelvo a disculparme porque nuestro cómico regular de introducción murió de sobredosis en la casa de un hombre gay esta mañana.
Bir kez daha, her zaman ki ısınma komedyenimiz bu sabah bir gayin dairesinde aşırı dozdan gittiği için çok özrü dilerim.
¿ Enviar una tortuga por correo regular era un error o sólo me estaba convenciendo en convertirme la prioridad?
Kaplumbağayı postayla göndermek mi yoksa kendi kendime konuşmam mı daha öncelikliydi? Bu ne be?
Es realmente un pastel regular.
Sadece normal bir pasta olacak.
¿ Esos te parecen talla regular?
Sence bunlar kaç numara?
Sólo el personal regular.
Hep çalıştığımız kişilere.
Es una parte regular de 12 piezas de un set de cocina, de lanzamiento.
12 parçalık tezgah üstü mutfak setinin parçası.
Hey, nunca voy a poner mi dinero en un banco regular.
Paramı normal bir bankada değerlendirmem.
Pero el patrón en general es extraordinariamente regular, lo que indica...
Ama genel kalıp olağanüstü düzenli, bu da gösteriyor ki...
¿ Hablaban de forma regular?
Konuşmaları düzenli mi?
Podría... No hay más metástasis, la presión es regular y la herida no está mal.
İlaç tedavisi bitti, kan basıncı iyi, ve ameliyat bölgesi acıtmıyor.
Te tienen en una agenda regular, doc.
Seni düzenli olarak çağırmaya başladılar, doktor.
Se siente la misma como si estoy usando un limpiador regular.
Normal temizlik malzemesinin verdiği hisle aynı.
Millones de árboles son cortados sobre una base regular... con el fin de promover el bien la propaganda falaz... que el capitalismo corporativo americano... es bueno para la gente, bueno para usted y para mí.
Milyonlarca ağaç, Amerikan şirketlerinin kapitalizminin insanlar için, senin ve benim için iyi olduğu fikrini iyice yerleştirmek amacıyla yapılan boş propagandalar için kesiliyor.
Ella es una típica y regular chica.
O tipik, sıradan bir kız.
Oh, bueno. Tal vez será mas divertido ser una regular, promedio, que se queda en casa...
Belki sıradan olmak daha eğlenceli olur vasat olmak, evde kalmak...
- Era regular.
- İyi sayılırdım.
Pues es el último partido de la temporada regular.
Bu normal sezonun son maçı.
Si, así es Extranjero, el era solo un cliente regular.
Evet, doğru Foreigner. O diğer düzenli müşterilerden biriydi.
Heather no es una paciente regular.
Heather benim devamlı hastalarımdan biri değil.
Samuel Johnson dijo : "La utilización de los viajes es regular la imaginación mediante la realidad y en vez de pensar en cómo las cosas podrían ser verlas como son."
Samuel Johnson "Seyahat etmek, hayali gerçekle ayar etmek bir şeylerin nasıl olabileceğini düşünmek yerine onları doğrudan görmektir." der.
Si me gusta, haremos que sea una cosa regular.
Beğenirsem devamlı bir şey yaparız.
Por favor regresen en horario regular.
- Lütfen mesai saatleri içinde tekrar gelin.
Un modelo regular de cambio en un fenómeno o proceso expresando el carácter esencial.
Olayların gidişinde olağandışına yer vermeyen... değişmezlik ve zorunluluk gösteren kural. Değişmezlik ve zorunluluk niteliği taşımayan, ancak bir yükümlülüğü içeren... özgür istence dayalı kural.
Regrese pasado mañana o como lo sugirió el Dr. Suarez tiene su terapista regular, llámenos.
Yarından sonra tekrar gel ya da Doktor Suarez'in söylediği gibi... -... uzman terapistinin numarasını bırak.
Así que Exxon secretamente le pagaba a grupos de expertos para que nos dijeran que no debíamos regular a Exxon.
Exxon, el altından beyin takımları aracılığıyla bizim Exxon'u denetlememizi öğütlüyordu.
Bien, hago lo qué cualquier detective regular hace excepto que yo no estoy realmente en el equipo.
Herhangi bir dedektifin yaptığını yaparım ama gerçekte ekibin bir üyesi değilim.
Cuando lo conocí, dejé de ser cliente regular de Dollhouse. Ya veo el por qué.
Onunla tanıştıktan sonra Dollhouse'un müdavim üyesi olmaktan çıktım.
Ritmo cardíaco regular.
Yani... işe yaradı mı?
Me encantaría ponerte como empleado regular.
Ha? Kadrolu biri olmanı çok isterim.
Debido a que fue algo que llegó y se detuvo... en ese punto exacto sobre una base regular, y se alejó poco después del asesinato... pero antes de que llegaran nuestros hombres.
Düzenli olarak gelip o noktada duran bir şeydi. Cinayetten az sonra bizimkiler gelmeden önce gitti.
La cerradura de combinación regular es inútil durante este período.
Kasanın normal şifresi o saatler arasında işe yaramaz.
Sí, debe tener un trabajo regular.
Günlük işlerinden sıkılmış olmalı.
Mantenga contacto regular.
Düzenli temas kurun.
Era regular.
Orta büyüklükte.
Ella está sufriendo. Pulso acelerado y regular.
Nabız hızlı ve düzenli.
* Regular y buena.
Bir iyi bir kötü gibi geliyor.
Pulso, regular en 70.
Nabız, düzenli ve 70. Gözler - eşit derecede duyarlı